Olay yeri Slovakya: Acelesi olan bir köpek direksiyon başında yakalandı
İzmir'de fabrikasında felçli, şiddet görmüş, sokağa terk edilmiş 36 köpek ve kediye bakan Can Şafak Uzsoy hayvan yasasının ardından anlamlı bir mesaj veriyor: "Biz küçük bir şirket olarak bu kadar can dostuna bakabiliyorsak birçok kurum bakabilir."
Yeni hayvan yasasının ardından hemen her gün sokak hayvanlarının katledildiğine dair haberlerin geldiği bu günlerde İzmirli iş insanından kalpleri ısıtan bir mesaj geldi.
AK Parti’nin sokak köpeklerinin öldürülmesini önünü açan yasa teklifi kamuoyundan gelen yoğun tepkilere kabul edilmiş ve 2 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmişti. Hayvan hakları savunucuları ve hayvan sever vatandaşlar yasanın yaşam hakkı ihlali olduğunu söyleyerek karşı çıkmıştı.
Can Şafak Uzsoy İzmir’in Bornova ilçesinde sahibi olduğu kimya fabrikasında onlarca sokak hayvanına yuva imkanı sunuyor. Çocukluktan itibaren hayvan sever bir ailede üç kedi ve iki köpekle büyüyen Uzsoy yaralı, hasta veya sokağa terk edilmiş 36’sı köpek ve 7’si kedi olmak üzere 43 sokak hayvanına bakıyor. Fabrikasının kapılarını can dostlarına açan Uzsoy beslenme, tedavi ve bakım masraflarının dışında çalışanlarıyla birlikte bol bol sevgi ve ilgi gösteriyor.
Hayvan severliği daha önce de basına yansıyan iş insanı fabrikada ilk olarak birkaç sokak köpeğine bakarak başladığını anlatarak “Daha sonra etrafta gördüğümüz muhtaç, yaralı ve hasta can dostlarını tedavi ettirdik ve bünyemize kattık. Bugün, sokaktan kurtarılmış ve ayrı ayrı hikayesi bulunan 36 köpek ile yedi kedimiz var” diyor.
58 yaşındaki Uzsoy hayvanların hikayelerini şöyle anlatıyor: “Mesela Paşa, kangal köpeği. Yavruyken, sanayi girişinde gördüm. Gençlik hastalığı nedeniyle tedavisi pahalı olduğu için sahibi sokağa terk etmiş. Arka ayakları tutmuyordu. Ön ayaklarıyla, diğer sokak köpeklerinden kaçmaya çalışıyordu. Kucaklayıp getirdim. Fizik tedavisini yaptırdık. Çok uzun sürdü ve masraflıydı. Yürümesi için özel aparatlar aldık. İyileşti. Şimdi sabahları bizimle yürüyüşe geliyor. Biraz yalpalıyor ama halinden gayet mutlu. Bir diğer köpeğimiz ise Güçlü. Onun da hikayesi dramatik. Çok ağır bir hastalıktan sonra felç geçirmiş. Sadece başını oynatabiliyordu. Boynundan aşağısını kıpırdatamıyordu. Sahibi bu hale gelince barınağa bırakıp başka bir köpek almış. Uzun süren fizik tedavi sonrası yürüyebilir hale geldi. Bir diğer köpeğimiz Şeker’in sahibi çok havladığı bahanesiyle üzerine kaynar su dökmüş. İnsanlardan çok korkuyordu. Yabancı biri geldiği zaman halen tehdit olarak algılıyor. Bizimle ise çok mutlu. Burada kankası kedi Mike ile oyun oynuyor.”
İşletmedeki çalışanlarla vakit geçirmelerinin rehabilitasyonlarına katkı sağladığını söyleyen Uzsoy “Onlar personelimizden, çalışanlarımız da can dostlarımızla birlikte olmaktan çok mutlu. Koltukların üstünde, masanın üstünde, fotokopi makinesinin üstünde dolaşıyor ve yatıyorlar. Bazen bazı müşterilerimiz şaşırabiliyor. Sonra çoluk çocuk gelip buradaki hayvanları ziyaret edip seviyorlar. Birçok kişiye hayvan sevgisine aşılamış olduk” diyor.
16 köpekleri olduğu zaman artık yeter diye düşünse de başka hayvanların bakımını üstlenmeye devam etmiş. “Çünkü” diyor, “muhtaç bir hayvanı görmemezlikten gelemiyorum….”
100’den fazla hayvanın da sahiplendirilmesine vesile olduğunu anlatan Uzsoy bir de vermek istediği mesajı var: Biz bu kadar küçük ölçekli bir şirkette 36 köpek ve 7 kediye bakabiliyorsak birçok kurum ve kuruluş en az bir kedi veya köpeğe ekstra masrafa girmeden bakabilir. Tabii bu sevgi işi, empati işi. Bir de şunu söylemek istiyorum. Beslemeyebilirsin, sevmeyebilirsin, ama besleyenlere engel olma ve hayvana da zarar verme.”
Uzsoy sokaktan kurtardıkları hayvanları kısırlaştırmayı da ihmal etmiyor.
Yedi yıldır fabrikada çalışan Yunus Emre Bayram hayvanlarla ofisi paylaşmaktan çok memnun: “Buradaki can dostlarla iç içe olmak, enerji veriyor. Buraya geldiğim zaman bende üzüntü, keder sıkıntı kalmıyor. Onların yanaşıp sevgisini göstermesi bizi daha çok mutlu ediyor. Bütün herkese, bütün çalışanlara, bütün işverenlere aynı şekilde destekçi olmalarını tavsiye ediyoruz.”
25 yıllık çalışan İlknur Kula da aynı fikirde, “Onlarla çalışmak çok keyifli. Yoğun tempoda onlara vakit ayıramadığımızda, hemen yanımıza gelip, bizi o anki ambiyanstan çıkarıp, pozitif enerji yüklüyorlar. Biz onlarla çok mutluyuz” diyor.