İklim değişikliğinin yol açtığı aşırı sıcak hava dalgası 16-24 Haziran'da farklı bölgelerde dünya nüfusunun yarısından fazlasını etkisi altına aldı.
Uluslararası araştırma kuruluşu Climate Central bilim insanları tarafından yapılan ilişkilendirme analizine göre dünya nüfusunun yüzde 60’ından fazlası bu ay ortasından itibaren iklim değişikliğinin en az üç kat daha olası hale getirdiği aşırı sıcaklarla karşı karşıya kaldı.
Petrol, gaz, kömür kullanımının ve karbon salımının neden olduğu iklim değişikliğine bağlı olarak 16-24 Haziran’da Hindistan’da 619 milyon, Çin’de 579 milyon kişi aşırı sıcak havaya maruz kaldı.
Endonezya’da 231 milyon, Nijerya’da 206 milyon, Brezilya’da 176 milyon, Bangladeş’te 171 milyon ve ABD’de 165 milyon insan aşırı sıcak havadan etkilenirken Avrupa’da 152 milyon, Meksika’da 123 milyon, Etiyopya’da 121 milyon ve Mısır’da da 103 milyon insan anormal sıcaklara maruz kaldı.
Aşırı sıcak hava dalgası 16-24 Haziran’da dünyanın diğer bölgeleri de dahil olmak üzerine yaklaşık 5 milyar insanı etkisi altına aldı.
Sıcaklıkların bazı şehirlerde 50 dereceyi aştığı Suudi Arabistan’da Hac ziyareti sırasında en az 1300 kişi, sıcağa bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.
Climate Central’ın analizine göre, Mekke 18 Mayıs’tan beri her gün iklim değişikliği nedeniyle en az üç kat, 24 Mayıs’tan beri ise beş kat daha olası hale gelen sıcaklık yaşadı.
Yunanistan başta olmak üzere Akdeniz, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın diğer bölgelerinde de aşırı sıcaklıkların yaşandığı bu dönemde, ABD’de üst üste iki sıcak hava dalgası yaşandı.
Ülkenin güney kesimi, Meksika ve Orta Amerika ülkelerini de etkileyen ilk sıcak hava dalgasında en az 125 kişi hayatını kaybederken, ikinci sıcak hava dalgası ABD’nin doğu kıyılarının büyük bir bölümünü vurdu. New York’ta sıcaklığa bağlı acil durum ziyaretlerinde yüzde 600’ü bulan artış görüldü.
Hindistan’da 40 binden fazla insan sıcak çarpmasına maruz kaldı ve 100’ün üzerinde kişi hayatını kaybetti. Sıcaklıkların gündüz 50 derece, gece en düşük 37 dereceyi bulduğu ülkede kayıtlardaki en yüksek sıcaklık değerleri görüldü.
Çin’de 50 dereceyi gören aşırı sıcaklıkların ardından Wuhan şehrinin klima kullanımından kaynaklı ilave elektrik talebiyle başa çıkmak için elektriği karneye bağlamaya başlayabileceği belirtildi.
Sıcaklıklar Güney Yarımküre ülkelerinden Paraguay’da 38 dereceyi geçerek en yüksek haziran ayı değerine ulaştı, Peru’da 36 dereceye çıktı.
Aşırı sıcaklar, Mısır’da elektrik talebindeki artış nedeniyle geçici ve planlı elektrik kesintisi uygulamasına yol açtı.
Birleşmiş Milletler’in iklim bilim organı IPCC’ye göre, insan faaliyetlerinin neden olduğu küresel ısınmaya bağlı olarak, 50 yılda bir meydana gelen aşırı sıcak hava dalgaları artık neredeyse 5 kat daha sık görülüyor.
Climate Central Bilimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Andrew Pershing, analize ilişkin değerlendirmesinde, yüzyılı aşkın bir süredir kömür, petrol ve gaz yakmanın dünyayı giderek daha tehlikeli bir hale getirdiğini belirterek “Bu yaz dünyanın dört bir yanında ortaya çıkan sıcak hava dalgaları, karbon kirliliği durana kadar giderek daha da yaygınlaşacak doğal olmayan felaketlerdir” uyarısında bulundu.
Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) Araştırmacısı Davide Faranda “Bu yılki Hac ziyaretinde yaşanan ölümcül sıcaklar doğrudan fosil yakıtların yakılmasıyla bağlantılı ve en savunmasız hacıları etkiledi” dedi.
Ortadoğu vatandaşlarının ve hacıların sağlık ve güvenliğini korumak için derhal harekete geçilmesinin şart olduğunun altını çizen Faranda “Sadece fosil yakıt kullanımının azaltılması kritik sıcaklık eşiklerine ulaşılmasını önleyebilir ve bu önemli dini ziyaretlerin tekrarlayan trajedilere dönüşmesini engelleyebilir” dedi.
Herkes İçin Adalet BM Operasyonları Direktörü İmam Saffet Catovic de iklim değişikliğinin tüm dünyayı etkilediğini belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Kutsal Hac ziyaretimiz bile yakın zamanda ibadet eden yüzlerce insanın iklim etkileri nedeniyle trajik bir şekilde hayatını kaybetmesi nedeniyle artık savunmasız durumda. Derhal harekete geçilmesi hayati önem taşıyor. Dünyanın petrol zengini ülkeleri, fosil yakıtlardan kararlı bir şekilde uzaklaşarak ve bunları aşamalı olarak terk ederek BM Genel Sekreteri ve bilim insanlarının çağrılarına kulak vermeli. Bu yakıtlar iklim krizine neden oluyor. Bu varoluşsal krizle yüzleşmek için yenilenebilir enerjinin geleceğine doğru kesin ve geri dönüşü olmayan bir geçiş zorunlu. Liderler, sürdürülebilir bir yol seçerek ve şimdiye kadar sömürücü kalkınma uygulamalarına sırt çevirerek toplulukları korumak için şimdi harekete geçmeli.”