İklim bilimci Prof. Dr. Murat Türkeş, İspanya'da can kayıplarına neden olan ve 'soğuk damla' adı verilen hava olayının şiddetinin iklim değişikliği etkisiyle arttığını, benzer afetlerin başka bölgelerde de görülebileceğini söyledi.
Valensiya başta olmak üzere salı gününden bu yana İspanya’nın doğu ve güney bölgelerini vuran şiddetli yağış ve fırtına sonrası sel felaketi meydana geldi. Ülke genelinde şu ana kadar 150’den fazla can kaybına yol açan sel felaketinde kaybolan çok sayıda kişi için arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Fırtına nedeniyle nehirlerde yaşanan taşkınlar yerleşim yerlerini sular altında bırakırken binlerce kişi elektriksiz kaldı.
İspanya Devlet Meteoroloji Enstitüsü (AEMET), Valensiya bölgesi için ‘yüzyılın en kötü dönemi’ şeklinde yorumladığı yağışın geçmişte örneği görülmemiş bir biçimde düştüğünü duyurdu ve “Normalde 1 yılda alınan yağış, sadece 8 saatte düştü” dedi.
Sonbaharda etkili olan ve İspanyolların ‘gota fria’ yani ‘soğuk damla’ adını verdikleri hava olayı hemen her yıl tekrarlanıyor ancak bu kez şiddeti geçmiştekilerden daha fazla oldu.
Bilim insanları, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bu tür aşırı hava olaylarını daha sık ve yıkıcı hale getirebildiği uyarısında bulunuyor.
İspanya’da yaşanan sel felaketinin meteorolojik boyutuna ilişkin Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, aşırı yağışların bölgenin uzun süreli ortalamalarının çok üzerinde olduğunu söyledi.
Hava olaylarında bölgenin topoğrafyası, özel fiziki coğrafya koşulları, geçmiş klimatolojik bilgileri ve mevcut meteorolojik hava olayları gibi faktörlerin etkili olduğunu belirten Türkeş, şunları söyledi: “Şimdiden küresel ortalama yüzey sıcaklıkları, sanayi öncesi döneme göre 1,3 ila 1,5 santigrat derece daha fazla. Daha sıcak dünyada buharlaşma çok daha fazla oluyor. Isınan, buharlaşmanın ve hava kütlelerinin nem tutma kapasitesinin arttığı bir dünyada hidrolojik döngü hızlanıyor, şiddetleniyor. Bu da yağışların çok daha şiddetli, çok daha kuvvetli ve aşırı yağışlar şeklinde olmasına yol açıyor. Yani çok kısa sürede bir bölgede kuvvetli sağanaklar, çok iri yağmur damlaları birkaç saatte düşüyor. Bu, iklim değişikliğinin özellikle bu anlamda hidrolojik döngünün şiddetlenmesi kısmıyla bağlantılı.”
Akdeniz Havzası ve Güney Avrupa’da uzun yıllardır sonbahar ve kış aylarının kurak geçtiğini, çoğunlukla bahar mevsiminde düşen yağışların da daha şiddetli hale geldiğini ifade eden Türkeş, Avrupa’nın büyük kısmında, Kuzey Atlantik’ten Türkiye’ye kadar ki alanda kurak ve normalinden çok daha fazla sıcak koşullar yaşandığını anlattı.
Yaklaşık 20 gündür Kuzey Atlantik, İngiltere ve Avrupa’nın büyük bölümünden Türkiye’ye kadar yüksek basınç alanı bulunduğu bilgisini veren Türkeş, İspanya’da etkili olan hava olayı hakkında şunları söyledi: “Yüzeyde yüksek basınç, yüksek atmosferde de kuvvetli bir sıcak sırt var. Bu bir blok etkinliği yaratıyor. Bu blok etkinliği Kuzey Atlantik’te kopmuş alçak basıncın İspanya üzerine yerleşmesine neden oluyor. Atlantik’in o bölgesi Kuzey Afrika ve Batı Akdeniz çok sıcak, buharlaşma ve yüzey sıcaklıkları da çok fazla. İber Yarımadası ve Güneybatı Avrupa üzerinde yerleşmiş olan kopmuş alçak basınç burada konvektif kararsızlık olaylarına, atmosferik dolaşımlara ve bulut kütlelerine neden oluyor. İspanya’da geçen günlerde Valensiya ve buranın gerisinde bulunan İber dağlık alanındaki kuvvetli yağışlara da bu sistem neden oldu. Yağışın bu kadar kısa sürede, bu kadar kuvvetli olmasına hem bu sistemin hem de dağ yamaç yağışlarının katkısı oldu. Ne yazık ki Valensiya, Barcelona, Balear Adaları yöresinde ve İber dağlık alanında bugün de dahil önümüzde birkaç gün daha aşırı yağışların düşme olasılığı ve yeni afetleri oluşturma potansiyeli olan bir hava söz konusu.”
Atmosferde ‘Rossby dalgaları’ sistemi gibi geniş ölçekli dalga hareketleri bulunduğunu, bu sistemin küresel döngüsünü 3-4 haftada tamamladığını dile getiren Türkeş, ancak sistemin bu dengeyi tamamlarken özellikle döngünün bazı aşamalarında Kuzey Atlantik’teki alçak merkezde görüldüğü üzere kuzeyden bağını keserek İspanya üzerinde olduğu gibi kopuk alçak basınç (soğuk damla) yarattığını anlattı.
Bu hava olayının kış mevsiminde meydana geldiği durumlarda ‘soğuk kopuşlar’ veya İngilizce haliyle ‘cut off sistemi’ şeklinde tanımlandığını vurgulayan Türkeş “Cut off, etkili olduğu bölgede günlerce kalıyor ve dolayısıyla günlerce çok soğuk, eğer kuzeydeyse karlı ve fırtınalı hava koşulları yaratıyor. Güneyde ise İspanya’da olduğu gibi Akdeniz havzasında zaman zaman çok kuvvetli yağışlar, fırtınalar doğuruyor ve onun kuzeyinde hava sıcaklıkları 0 santigrat derece civarındaysa kar yağışlarına yol açıyor. Cut off sistemler, mevsimine ve oluştuğu coğrafyaya göre karakter değiştiriyor” dedi.
Her yıl ABD’nin bazı bölgelerinde kış mevsimi geldiğinde kutup kökenli kopmuş soğuk alçak basınç sistemlerinin aşırı soğuklara, buz ve kar fırtınalarına yol açtığını hatırlatan Türkeş, şöyle devam etti: “İklim değişikliği, küresel ısınma sadece hava sıcaklıklarının artışı şeklinde ortaya çıkmıyor dolayısıyla atmosfer dolaşımındaki bozulmalar, onların kendi doğal değişkenliğindeki değişimler ve bu tür olaylar uzun süreli çok sıcak ve uzun süreli çok soğuk, yağışlı, fırtınalı koşullar bazı bölgelerde önümüzdeki yıllarda da etkili olmayı sürdürecek. Akdeniz havzasında bu tür kopmuş alçak basınçlar özellikle batı Akdeniz ve Kuzey Batı Afrika’da hem ilkbahar hem de sonbaharda oluşabiliyor. ABD’deki kopmuş alçak basınçlar ve blok etkinlikleri ise daha çok yılın soğuk mevsiminde aşırı hava olaylarına ve afetlere, felaketlere yol açabiliyor.”
Dünya genelinde iklim değişikliği mücadelesine karşı başarılı bir yol izlenmediğini, küresel ısınma sonucunda sıcak hava dalgalarının sıklığında, süresinde, şiddetinde artış, yağış rejimi bozulması ve kuraklık gibi etkilerle daha fazla karşı karşıya kalınacağı uyarısında bulunan Türkeş, bugün iklim değişikliği mücadelesinin 20 yıl öncesine göre çok daha zor ve maliyetli olduğunu söyledi.