Listelerde hep zirvede olan Lindsey Stirling’den İstanbul müjdesi: Geliyorum
Dünya Su Günü'nde İstanbul barajlarındaki doluluk oranı susuzluk riskinin devam ettiğini gösterdi. Bursa Valisi Yakup Canbolat ise, kentteki barajlarda 80 günlük ihtiyacı karşılayacak rezervin bulunduğunu söyledi.
Türkiye’de etkili olan yağışlı havanın, İstanbul’daki baraj sularına da olumlu etkisi oldu. İstanbul barajlarında doluluk oranları 15 gün içinde yüzde 35.42’den yüzde 36.89’a çıktı. Ancak artış eğiliminin çok yavaş olması nedeniyle, susuzluk riski devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 22 Mart tarihinde İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 88.2 olarak ölçülmüştü.
İSKİ tarafından bugün ölçülen yüzde 36.89’luk doluluk oranı ise 2014 yılından bu yana ölçülen en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. 2014 yılında yaşanan kuraklıkla, doluluk oranı yüzde 35.79 olarak belirlenmişti. Daha sonra hızla yükselen su seviyeleri 2015 yılının Mart ayında yüzde 94.39, 2016 yılında ise 87.21 olarak ölçülmüştü. Daha sonraki yıllarda ise doluluk oranları yüzde 60 ile 80 arasında değişmişti.
İSKİ verilerine göre İstanbul’un barajlarındaki doluluk oranı en yüksek barajı yüzde 55.02 ile Ömerli Barajı oldu. İstanbul’un büyük barajlarından Terkos’ta ise doluluk oranı yüzde 31.53 olarak kayıtlara geçti. İstanbul’un kuzey bölgesinde bulunan Kazandere ve Papuçdere barajlarında ise doluluk oranları yüzde 10’nun altında kaldı. Kazandere Barajı’nda doluluk oranı yüzde 08.51, Papuçdere Barajı’nda ise yüzde 9.15 olarak ölçüldü.
İstanbul barajlarındaki doluluk oranları şöyle; “Alibeyköy 11.47, Büyükçekmece 30.01, Darlık 46.24, Elmalı 32.53, Istrancalar 37.53, Kazandere 08.51, Ömerli 55.02, Papuçdere 9.51, Sazlıdere 32.83, Terkos 31.53.”
İstanbul’un yanı sıra Bursa’da da barajların durumu kritik…
İstanbul barajları alarm veriyor: Son 11 yılın en düşük seviyesinde
Bursa Teknik Üniversitesince (BTÜ) “22 Mart Dünya Su Günü” etkinlikleri kapsamında Mimar Sinan Yerleşkesi’nde “İklim Değişikliği ve Doğal Afetler” başlıklı konferans düzenlendi.
Vali Canbolat, konferansın açılış oturumunda, dünya genelinde sel, fırtına, hortum, deprem, heyelan, orman yangını, kuraklık gibi doğal afetlerde ciddi artışlar yaşandığı, bunun en önemli etkenlerinden birinin iklim değişikliği olduğunu söyledi.
Dünya Sağlık Örgütünün son 50 yılı kapsayan araştırmasına göre 1970’ten bu yana iklim koşullarından kaynaklanan afetlerin sayısının 5 kat arttığını belirten Canbolat, bu olaylarda 2 milyondan fazla kişinin hayatını kaybettiğini ve en son can kaybının da kuraklık nedeniyle yaşandığının ortaya konulduğunu dile getirdi.
Aşırı yağış ve şiddetli rüzgarların yol açtığı felaketlerdeki artışlara değinen Canbolat, Türkiye’de depremler başta olmak üzere heyelan, su baskını, erozyon, kaya ve çığ düşmesi, kuraklık gibi olayların yaşandığını vurguladı.
Meteorolojik verilere göre birkaç il dışında yurt genelinde aşırı kuraklığın etkili olduğuna dikkati çeken Canbolat, şu bilgileri verdi:
“Bursa’nın su ihtiyacının yüzde 85’i Nilüfer ve Doğancı barajlarından, yüzde 15’i de durağan kaynaklardan sağlanmaktadır. Barajların yıllık su kapasitesine baktığımızda Nilüfer Barajı’nın 60 milyon, Doğancı Barajı’nın da 125 milyon metreküp olduğunu biliyoruz. Bursa’da günlük 425 bin metreküp su tüketilmektedir. İçme suyu barajlarımızdaki doluluk oranı dikkate alındığında ve barajlara herhangi bir su girişi olmaması durumunda Bursa’nın bugün itibarıyla 80 günlük ihtiyacını karşılayacak su rezervi bulunmaktadır.”
Canbolat, Büyükşehir Belediyesince Çınarcık Barajı’nın da devreye alınmasıyla Bursa’nın içme suyu ihtiyacının kesintisiz olarak 2050’ye kadar karşılanacağının öngörüldüğünü sözlerine ekledi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise Bursa’ya bu sene düşen yağış miktarında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 41 azalmanın söz konusu olduğunu belirtti.
Buna rağmen su kesintisi yapmadıklarını aktaran Aktaş, her kurum ve kuruluşun, herkesin suyu tasarruflu kullanma noktasında üzerine düşeni yapması gerektiğini ifade etti.
BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, Bursa Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Mudanya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Tosun’un da katılımcılara hitap ettiği konferans, akademisyenlerin sunumlarıyla gün boyu sürecek.