Bilim insanlarından Cop28 öncesi felaket raporu: Bilinmez bir bölgeye girdik
Yeni bir araştırma, Arktik Okyanusu'nun yaz mevsiminde neredeyse tamamen buzlardan arındığı senaryosunun beklenenden daha erken gelebileceğini gösteriyor. Daha korkuncu ise bu senaryo artık hayatımızın olağan bir parçası haline gelebilir.
Arktik deniz buzu yıllık bir döngü halindedir, kışın kesintisiz süren karanlıkta buzlar zirveye çıkarken, yazın da kesintisiz bir azalma görülür. Yaz mevsiminin bir sonucu olarak eylül ayında en düşük seviyelerini görse de kışın hızla toparlanabilir. Tabii buzulların durumu havaya bağlı olarak şekilleniyor.
Küresel ısınma buzun erimesini kolaylaştırırken yeniden toparlanmasını zorlaştırıyor. Bilim insanları bunun etkilerinin geniş kapsamlı olacağını, toplulukları tehdit edeceğini, ekosistemlere zarar vereceğini ve küresel ısınmayı şiddetlendireceğini söylüyor. Arktik deniz buzunun güneşten gelen radyasyonu geri yansıtma özelliği göz önüne alındığında bu buzları kaybetmemiz halinde Kuzey Kutbu daha da hızlı ısınacak.
Uzmanlar, sera gazı salınımının artarak devam etmesinden dolayı Kuzey Kutbu’nda yüzen buzulların 2050 yılına kadar en düşük seviyelerine düşeceğinden endişeleniyordu. Yeni bir araştırma ise küresel ısınmayı 2 derecenin altında tutmamızı sağlayacak şekilde sera gazı salınımlarını azaltsak bile, Arktik deniz buzunu 2050’li yılların yaz aylarında görmenin bir hayal olacağını gösteriyor.
Yine de sera gazı salınımı seviyelerinin bu senaryoyu daha da kötüleştireceğini belirtmeliyiz. Nature Communications dergisinde yayımlanan çalışmada, en kötü senaryoda Kuzey Kutbu’nun 2030’lu yılların eylül aylarının bile buzsuz geçebileceği belirtiliyor.
Çalışmada Kuzey Kutbu buzunun yıllarca süren uydu gözlemleri mevcut 10 iklim modeliyle karşılaştırıldı. İklim bilimci ve çalışmanın yazarlarından biri olan Nathan Gillett, uydu görüntüleri, Kuzey Kutbu buzunda iklim modellerinin öngördüğünden daha keskin bir kayıp olduğunu gösteriyor.