Yarım saat sağanak yetti: İstanbul’da su baskınları, iki ölü
TTKD Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, kararsız yağışların artmasına bağlı yaşanan sel felaketlerine karşı; tarihi Yerebatan Sarnıcı'na benzer, insanlığın 6 bin yıl önce de uyguladığı, günümüzde 'Kasukabe modeli' olarak bilinen sistemin, su taşkını riski taşıyan bölgelerde yapılmasını önerdi.
Cumhurbaşkanlığı Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Kurulu Üyesi ve Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici, Cumhurbaşkanlığı Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Kurulu toplantısında; kararsız yağışlara bağlı ani sel felaketlerinin önlenmesi için öneri olarak sunduğu ‘Kasukabe modeli’ni anlattı.
Tüm dünyanın iklim krizi ile boğuştuğuna dikkati çeken Dr. Kesici hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok ülkesinde yaz döneminde şiddetli yağış ve sel felaketleri, uzun süreli orman yangınları, hortumlar, aşırı sıcaklıklar ve buna bağlı kuraklık, su kaynaklarının buharlaşması gibi birçok olumsuzluğun yaşandığını kaydetti. Bilimsel önlemlerin dikkate alınmaması durumunda bu olumsuzlukların daha artacağını aktaran Dr. Kesici hem milyonlarca insanın göç etmesine hem de gıda krizi başta birçok büyük yaşamsal soruna yol açacağı uyarısında bulundu.
En son İstanbul’da yaşanan sel felaketine dikkati çeken Dr. Kesici, insanlığın 6 bin yıl önce de uyguladığı, İstanbul’daki Yerebatan Sarnıcı gibi, dünyada ‘Kasukabe modeli’ olarak bilinen sistemin hem suyu depo etme hem de sel felaketini önleme amaçlı riskli bölgelerde kurulması gerektiğini söyledi. Dr. Kesici, “Şu anda aşırı sıcaklara bağlı kuraklığın etkisi, kararsız yağışlara sebep oluyor. İstanbul’da şehrin sıcaklığının atmosfer sıcaklığının üstünde olması nedeniyle kararsız yağışlar ciddi oranda arttı.
Kasukabe aynı zamanda Japon modeli dedikleri bir model. Yerebatan Sarnıcı gibi eğilimli alanlarda suyu depo ediyor, silo benzeri yapılarda suyu tutuyor ve 1 saniyede 25 metrekarelik bir havuzun suyunu boşaltacak akış gücüyle, bu suyu bağlantılı tünellerle en yakın dere, çay, göl, deniz veya yer altında oluşturulacak büyük barajlara ulaştırabiliyor” dedi.
Bu sistemle ilgili önerisini kurul toplantısında da sunduğunu belirten Dr. Kesici, “Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü yetkilileri ayrıca bilgi aldı. Yerebatan Sarnıcı’nda da temel esas budur. Kıtlıkta, zor durumlarda suyu depo etmek ayrıca sel felaketine karşı önlem amaçlıdır. Baktığımızda insanlık, 6 bin yıl önce bu sistemleri uygulamış.
Anadolu’da, birçok bölgede sarnıçlar hem su deposu hem de sel taşkın önleme amaçlı kullanılmış. Sadece su deposu olarak düşünülmemeli” diye konuştu.
Türkiye’de sel yaşanabilecek yerlerin belli olduğunu belirterek, altyapının önemini vurgulayan Dr. Kesici, “Japonya’nın Kasukabe şehrinde kullanılan sistemi, dünyanın birçok gelişmiş ülkesi de kullanmaya başladı. Sistem yeraltı sarnıçları- barajları, bildiğimiz tarihi Yerebatan Sarnıcı gibi. Bu sistemde yer altına yönlendirilen akış suları depolanarak, sarnıçlara bağlantılı bir tünel veya tünellerle, saniyede 25 metrekarelik havuzun boşaltmasına eşdeğer güçle, nehre, dereye, göle, baraja, denize, hangisi yakınsa ona boşaltabilmekte. Çok güçlü ve kalıcı bir yapı. Maliyeti ilk bakışta pahalı gelebilir ama sel sonucu yaşanan maddi zarar, temizlik, sağlık (su çevre kirliliği, kanalizasyon vb) açısından çok büyük tasarruf sağlamakta” dedi.