Amerika, başkentindeki Ulusal Muhafızlar’ı yeniden yapılandırmayı tartışıyor
Kızıldeniz'de gerilimi düşürme adına diplomatik çabalar sürerken ABD ordusu Somali açıklarında ele geçirdiği teknede Husilere giden İran yapımı silahlara elkoyduğunu duyurdu.
7 Ekim’de başlayan Gazze Savaşı’nın ardından Kızıldeniz’de gerilim dinmek bilmiyor. Husilerin Kızıldeniz’den geçen ticari gemilere el koymasıyla başlayan gerilimde karşılıklı saldırıların ardından bölgede müttefikleriyle uluslararası deniz görev gücü oluşturan ABD bu kez de Husilere gitmekte olan İran silahlarına elkoydu.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) internet sitesinden ABD deniz kuvvetlerinin Husilere silah taşıyan bir tekneye 11 Ocak’ta düzenlediği operasyona dair açıklamasında teknenin Husilerin uluslararası ticaret gemilerine saldırılarının bir parçası olarak İran’dan gönderilen gelişmiş silahlar taşıdığı kaydedildi.
US military says it seized Iranian weapons bound for Houthis https://t.co/4mfm5TwdRn
— Guardian news (@guardiannews) January 16, 2024
Somali kıyısı yakınlarında uluslararası sularda gerçekleşen operasyonda İran yapımı balistik füze ve seyir füzesi bileşenlerinin ele geçirildiği belirtilen açıklamada bunlar arasında Husilerin orta menzilli balistik füzeleri, gemisavar seyir füzeleri ve hava savunma sistemleri için çeşitli bileşenlerin de olduğu vurgulandı.
İlk analizlere göre aynı silahları Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarda kullandığına işaret edilen açıklamada bunun Husilerin Kasım 2023 sonrası saldırılarından bu yana ele geçirilmiş ve İran’ın sağladığı ilk konvansiyonel silahlar olduğuna dikkat çekildi.
CENTCOM’un X hesabından yapılan paylaşımda da ele geçirilen silahların ve teknenin görüntülerine yer verildi. Silahların içerikleri ve operasyona ilişkin bilgilerin yer aldığı paylaşımda CENTCOM komutanı General Michael Erik Kurilla’nın şu sözleri aktarıldı:
“İran’ın Husilere gelişmiş ölümcül yardım sevkiyatını sürdürdüğü bariz bir şekilde görülüyor. Bu, İran’ın BM Güvenlik Kararı 2216’yı ve uluslararası hukuku doğrudan ihlal ederek bölge genelinde aktif olarak istikrarsızlık ektiğini gösteren bir başka örnektir. Bu çabaları açığa çıkarmak ve engellemek için bölgesel ve uluslararası ortaklarla çalışmaya devam edeceğiz.”
USCENTCOM Seizes Iranian Advanced Conventional Weapons Bound for Houthis
On 11 January 2024, while conducting a flag verification, U.S. CENTCOM Navy forces conducted a night-time seizure of a dhow conducting illegal transport of advanced lethal aid from Iran to resupply Houthi… pic.twitter.com/yg4PuTZBh7
— U.S. Central Command (@CENTCOM) January 16, 2024
Husiler ABD’yi gemicilik şirketlerine baskı uygulamakla suçlayarak şirketlerin Kızıldeniz’deki faaliyetlerini askıya almasına bu baskıların neden olduğunu belirtti. Örgütün sözcüsü Muhammed Abdusselam X hesabından yaptığı paylaşımda “Bazı gemicilik şirketlerinin tehlikelerin arttığı bahanesiyle Kızıldeniz’deki faaliyetlerini askıya aldığını duyurması, ABD baskısı ve tehdidinin sonucudur” dedi.
Abdusselam bu şirketlerin faaliyetlerini askıya almasının yanlış olduğunu ve yalnızca ABD’nin propagandasına hizmet ettiğini kaydetti.
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) diyalog oturumunda ülkesinin Kızıldeniz bölgesinde “askeri çözüm yerine diplomasiyi” tercih ettiğini söyledi.
Al Sani “Askeri seçenek krizi çözmeyecektir. Katar çözüm olarak diplomasiyi tercih ediyor. İran ve Körfez ülkeleri komşu ve diyalog yoluyla ortak çıkarların nasıl bulunacağına ilişkin anlayış mevcuttur” dedi.
Gazze’deki savaşa da değinen Al Sani İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının 100 günü aşmasına rağmen ateşkes sağlanamadığını aktardı ve “İlk kez ateşkes çağrısı konusunda anlaşmazlık ve tartışma görüyoruz” dedi. Katar Başbakanı “Savaşın (Gazze’deki) hızlı bir şekilde sonlandırma, Filistinli esirlerin ve mahkumların serbest bırakılması konularının ele alınması” gerektiğini kaydetti.
Katar Dışişleri Bakanı Sözcüsü Macid El Ensari Doha’da düzenlenen basın toplantısında “Kızıldeniz’de gerilimin tırmanması Gazze Şeridi’ndeki gerilimin bir parçasıdır ve Gazze’deki savaşın sona ermesini göz ardı edersek Kızıldeniz’deki bu gerilim de çözülemez” dedi.
Gazze’deki savaşın bölgesel yansımalarının olacağı uyarısında bulunan Ensari saldırılar bittiğinde bölgedeki gerilimin sona ereceğini vurguladı. Katarlı diplomat Kızıldeniz’deki gerilime ilişkin askeri seçeneklerin hiçbir olumlu sonucunun olamayacağına dikkat çekerek “Kızıldeniz’deki gerilim askeri veya güvenlik açısından değil, Gazze’deki savaşın durdurulması ile siyasi olarak çözülecek ve Kızıldeniz dahil olmak üzere bölgedeki savaşın tüm yansımaları azalacak” diye konuştu.
ABD’nin küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık’ta Husilere karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adıyla oluşturduğu görev gücüne dahil olan Almanya ve İtalya da Kızıldeniz diplomasisini sürdürüyor. İtalya Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ve Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un telefonda Kızıldeniz ve Gazze’deki gelişmeleri görüştükleri bildirildi.
İtalya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada görüşmeye dair görüşlerine yer verilen Bakan Tajani “Kızıldeniz’de seyrüsefer güvenliği ve Gazze’deki çatışma konusunu ele aldık. Seyrüsefer özgürlüğünün ve deniz ticaretinin güvenliğinin garanti edilmesi bizim için özellikle de İtalya ve Almanya gibi iki ihracatçı güç için önceliktir. Avrupalı ortaklarımızla beraber çeşitli etkili seçenekleri değerlendiriyoruz” dedi.
Tajani’nin Roma ile Berlin arasındaki ilişkilerin hem ikili hem de Avrupa Birliği (AB), NATO ve G7 gibi çok taraflı mecralarda güçlendirilmesinin önemini vurguladığı ve 22 Kasım 2023’te imzalanan eylem planından duyduğu memnuniyeti belirttiği kaydedildi.
Açıklamada “Bakanlar görüşmelerinde, Orta Doğu’daki son gelişmeleri değerlendirerek, çatışmanın bölgeselleşmesinden kaçınılması ihtiyacında, barışa yönelik somut bir yol için temellerin atılması hususunda ve Gazze’deki sivil halka insani yardım sağlanması konusunda mutabık kaldı” ifadeleri yer aldı.
İran’ın desteklediği Yemen’deki Husiler (Ensarullah Hareketi) İsrail’in Gazze’deki saldırılarına tepki gerekçesiyle 31 Ekim’de Yemen açıklarında İsrailli şirketlere bağlı olduğunu belirttikleri ticari gemilere el koymaya, bazılarına da dron ve füzelerle saldırılar düzenlemeye başladı. ABD güçleri bu süreçte birçok kez Yemen’den atılan füze ve kamikaze dronları düşürdüğünü duyurdu. Husilerin eylemlerinin ardından çok sayıda gemicilik şirketi Kızıldeniz’deki seferlerini durdurma kararı aldı.
ABD küresel deniz ticareti güvenliğinin tehlikeye girdiği gerekçesiyle 18 Aralık’ta bir grup ülkenin katılımıyla Husi güçlere karşı “Refah Muhafızı Operasyonu” adında çok uluslu deniz görev gücü oluşturulduğunu açıkladı. Bu hamlenin ardından Kızıldeniz’de 31 Aralık’ta İsrail ile bağlantılı gemiyi ele geçirmeye çalışan Husilere ait 3 sürat teknesi, ABD helikopterleri tarafından ateş altına alındı. Husiler de 10 Ocak’ta da İsrail’e destek olduğu gerekçesiyle Kızıldeniz’de ABD’ye ait bir geminin füze ve kamikaze dronlarla hedef alındığını duyurdu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) 11 Ocak’ta ABD ve Japonya tarafından sunulan, Husilerin Kızıldeniz’deki saldırılarının acilen sonlandırılmasının talep edildiği kararı kabul etti.
Küresel ticaretin yaklaşık yüzde 12’si Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayarak Avrupa ile Asya arasındaki en kısa ticaret rotasını oluşturan ve 1856’dan bu yana hizmet veren Süveyş Kanalı üzerinden yapılıyor.