Tebrikler üstünden dış politika okuması: Dünya liderleri Trump’ın zaferine nasıl tepki gösterdi?
Anketlerde geriye düştükçe öfkesinin de söyleminin de ucu kaçan Trump yine bir kesimi hedef gösterdi. Solcular için "radikal deliler" diyen Trump seçim günü ordunun solculara karşı sokağa çıkması gerektiğini söylüyor.
ABD Seçim Günlüğü artık yavaş yavaş son demlerine giriyor. Nefeslerin tutulduğu o güne sadece 22 gün kaldı. Her gün yeni bir olay ve gündemle tarihinin en çetrefilli seçimlerine imza atacak olan ABD gündemini bir kez daha mercek altına alıyoruz.
Bugün pek de sıkıcı olmayan bir gündemimiz var, çünkü Cumhuriyetçilerin adayı ve eski ABD Başkanı Donald Trump yine “coşkuyu verdi.”
Trump’ın solculara düşmanlığı bu günlüğü ya da ABD gündemini takip eden herkesin malumu. Solcuları kafasında “öcü” belleyen Trump Demokratların başkan adayı ve mevcut başkan yardımcısı Kamala Harris’i dahi komünist olarak niteleyip kimilerinin hedefine koymaya çalışmıştı. Trump şimdi de “deliler” dediği solcular için orduyu harekete geçmeye çağırdı.
Demokratlar Trump’ın seçimi kaybetmesi durumunda 6 Ocak Kongre Baskını gibi bir olayı yeniden tetiklemesinden endişe ederken eski başkan da benzer bir korkusu olduğunu ifade etti. Ama Trump’ın korkusunun nedeni “radikal solcu deliler.” Trump seçim günü yaşanabilecek en büyük tehditlerin “radikal sol delilerden” gelebileceğine inandığını söyledi ve ordunun bunun için bir önlem alması gerektiğini söyledi.
Trump Pazar günü yayınlanan bir röportajında seçim günü “radikal solcu deliler” olarak adlandırdığı kişilerin belirsiz eylemlerde bulunma ihtimalinden endişe duyduğunu vurguladı. Eski Başkan “içerideki düşman” olarak adlandırdığı bu gruba karşı ABD ordusunun önlem almasını istedi.
Fox News’in “Sunday Morning Futures” programına verdiği mülakatta Trump “Bence en büyük sorun içerideki düşman. Çok kötü insanlarımız var. Bazı hasta insanlarımız, radikal solcu delilerimiz var” diye konuştu.
🔎Odak: Eski başkanın bu tondaki konuşmaları, anketlerde geriledikçe şiddetini artırıyor. New York Times tarafından yapılan son ankete göre Harris yüzde 49 onay oranına sahipken Trump ise yüzde 47 ile rakibinin iki puan gerisinde. O sebeple, solcuları “içimizdeki düşman” olarak nitelendirip kutuplaştırıcı söylemini artıran Trump, aynı zamanda ABD’nin işgal altında dahi olduğunu dile getirdi. Yani eski başkan şu sıralar, vaatleriyle kendi safına çekemediği kararsızları korkutarak dizginlemeyi deniyor.
Trump’on solculara karşı ordunun bir şeyler yapması gerektiği yönündeki açıklamasına rakibi Harris’ten olmasa da onun kampanyasından yanıt geldi. Harris kıdemli kampanya sözcüsü Ian Sams yaptığı açıklamada “Trump’ın ‘ilk günden’ diktatör olma sözü, Anayasa’yı ‘feshetme’ çağrıları ve göreve dönmesi halinde kendisine kontrolsüz, eşi benzeri görülmemiş bir güç sağlayacak dalkavuklarla etrafını sarma planları göz önüne alındığında, bu durum özgürlük ve güvenliklerine önem veren her Amerikalıyı alarma geçirmelidir. Donald Trump’ın vaat ettiği şey tehlikelidir ve onu yeniden göreve getirmek Amerikalıların göze alamayacağı bir risktir” dedi.
Anketlerde Harris’in yükselmesi ardından Asyalılara ilişkin nefret söylemleri de artış gösterdi. ABD’de Güney Asyalıların yüzde 43’ünün ırkları, etnik kökenleri veya milliyetleri nedeniyle nefret eylemlerine maruz kaldığı ve çevrim içi nefret söylemlerinin özellikle Hindistan kökenli ABD Başkan Yardımcısı ve Demokratların başkan adayı Kamala Harris gibi isimlerin siyasette yükselmesiyle iki katına çıktığı bildirildi. Yani Trump geriye düştükçe bir nefreti körüklemesi büyük bir endişe yaratıyor.
Dün Beyza Topçu’nun kaleme aldığı seçim günlüğünde Kamala Harris’in sağlık raporunun detaylarını okumuştunuz. O da “Trump’ın raporu nerede” diye sormuştu. Bugün aynı soru Harris’in kampanyasından geldi. Sağlık raporunu paylaştılar ve Trump’ı güncel sağlık durumunu açıklamaya çağırdılar. Ancak Trump’ın seçim kampanyası yetkilileri eski başkanın “başkomutan olmak için mükemmel ve kusursuz sağlıkta” olduğunu iddia etmekle yetindi.
🔎Odak: Biden’ın karşısında “genç” hisseden Trump rakibi değişince biraz demoralize oldu. Karşısında kendisinden daha genç ve enerjik bir rakibin olması onun elindeki tüm kozları da sildi, süpürdü. Haliyle Biden’ın yaşıyla dalga geçen, onun hasta olduğunu defalarca dile getiren Trump şimdi belli ki kendi sağlık sorunlarıyla öne çıkmak, her ne kadar “sağlıklı” olsa da 78 yaşındaki eski başkan imajını zedeleyecek bir adıma vesile olmak istemiyor.