Gıda ihracatçıları: Kakao fiyatı çikolata maliyetlerini zorluyor
ABD'nin BMGK'ya sunduğu Gazze tasarısı ateşkes içermediği gerekçesiyle Rusya ve Çin tarafından reddedildi. 15 üyeli konseyde toplamda 11 "evet", 3 "hayır" ve bir "çekimser" oy çıktı.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’de başlattığı saldırılar ve takip eden işgal harekatında altıncı aya yaklaşılırken savaşta şu ana kadar 32 binin üzerinde Filistinli hayatını kaybetti, harabeye dönen bölgede 1 milyonu aşkın kişi de yerinden edildi. Tüm şiddetiyle devam eden savaşa uluslararası tepkiler sürerken ABD, Birleşmiş Miller Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) Gazze konulu bir tasarı sundu.
Tasarı 15 üyeli konseyde yapılan oylamada 11 “evet” oyu aldı; Rusya, Çin ve Cezayir “hayır” dedi, Guyana ise “çekimser” oy kullandı. Kararların beş daimi üyenin oybirliği ile alındığı BMGK’da Rusya ve Çin’in vetoları tasarının onayını engelledi. İki ülke veto gerekçelerini de açıkladı.
China and Russia veto US-led draft resolution that would have determined the imperative of an immediate ceasefire in Gaza.
IN FAVOUR: 11
AGAINST: 3 (Algeria, China, Russia)
ABSTAIN: 1 (Guyana)Read our live coverage as it happened ⤵️https://t.co/7eqHReukXU pic.twitter.com/z1OG60ESsF
— UN News (@UN_News_Centre) March 22, 2024
Kararı destekleyen ülkeleri eleştiren Rusya’nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia bu ülkelerin “kara lekeye bulandığını” söyledi:
“Efendileriniz, koruyucularınız size tasarıya destek vermenizi söyledi. Dediler ki Rusya nasılsa veto eder, böylelikle biz de ABD’yle ters düşmeyiz. O yüzden şimdi kalkıp da Rusya ve Çin’in vetosunu hayal kırıklığıyla karşıladığınızı söylemeyin. Bu ikiyüzlülük.”
Oylama öncesinde yaptığı açıklamada ise Nebenzia, ABD’nin karar tasarısının ateşkes çağrısında bulunmadığını, bunu talep ediyor algısı yaratarak uluslararası toplumu yanlış yönlendirdiğini söylemişti. Rus diplomat “ABD oyverenlerine bir kemik atarak onların gözünü boyuyor” demişti.
Konseyin acil ve koşulsuz ateşkes için derhal adım atması gerektiğini söyleyen Çin BM Daimi Temsilcisi Zhang Jun ise konseyin bu konuda “ayağını sürdüğünü ve çok vakit kaybettiğini” söyledi. Zhang “BM Şartı ve konseyin onurunu korumak için” ABD tasarısını veto ettiğini savundu.
Çinli diplomat BMGK’nın seçilmiş üyelerinin Gazze’de ramazan ayında ateşkes talep edilen ve rehinelerin serbest bırakılması çağrısında bulunulan karar tasarısının doğru yönde bir adım olduğunu belirterek, Çin’in bunu desteklediğini söyledi. ABD’nin eleştirilerini ikiyüzlü olarak nitelendiren Zhang “Eğer ABD ateşkes konusunda ciddiyse, o zaman BMGK’nin seçilmiş üyelerince sunulacak tasarıyı destekler” dedi.
Cezayir’in BM Daimi Temsilcisi Amar Bendjama ise konuşmasını tüm Arap dünyasını adına yaptığını belirterek, kendilerinin şubatta sunduğu karar tasarısının kabul edilmesi halinde binlerce canın kurtulmuş olacağını savundu. Cezayir’in ABD’nin karar tasarısının daha dengeli ve kabul edilebilir olması için değişiklik önerilerinde bulunduğunu ancak bunların çoğunun dikkate alınmadığını aktaran Bendjama “Karar tasarısı acil ateşkes talebinde bulunmuyordu. Bu nedenle biz hayır oyu kullandık” dedi.
Bendjama karar tasarısında aynı zamanda binlerce can kaybına yol açan İsrail’in sorumluluğuna atıfta bile bulunulmadığına işaret ederek “Bu kişiler kendi kendine zarar vermedi. Öldürüldüler ve suçlular hesap vermeli” diye konuştu. ABD’nin karar tasarısının barış mesajı vermediğini, aksine sivillerin öldürülmeye devam edilmesine göz yumduğunu belirten Cezayirli diplomat “Karar tasarısı daha fazla kan akıtılmasına geçit verecekti” ifadelerini kullandı.
Karar tasarısı oylamasında “çekimser” oy kullanan Guyana’nın BM Daimi Temsilcisi Caroly Rodrigues-Birkett ise “Çekimser oy kullandık çünkü karar tasarısı acil ateşkes çağrısında bulunmuyordu” dedi. İnsan eliyle yapılan bu felaketin acil ateşkes sağlanmadan durdurulmasının mümkün olmadığını kaydeden Birkett “Filistin halkı başkalarının suçu nedeniyle esir tutulmamalı.” ifadelerini kullandı.
Guyana temsilcisi konuya ilişkin bilgisi olmayan bir kişinin karar tasarısını okuduğunda Gazze’de suçların kim tarafından gerçekleştirildiğini anlamayacağına işaret ederek, ateşkes ve rehinelerin serbest bırakılması arasında bağlantı kurulmaması gerektiğini kaydetti.
ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield oylama sonrasındaki konuşmasında ülkesinin iyi niyetle sunduğu karar tasarısının tüm konsey üyeleriyle müzakereler sonucu ortaya çıktığını öne sürdü. Rusya ve Çin’in vetolarını açıklamak için bahaneler ortaya atacağını iddia eden Greenfield, asıl sebebin bu ülkelerin “Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği terör saldırılarını kınamaktan kaçınması” olduğunu savundu.
Greenfield diğer temel sebebin ise “ABD’nin başarılı olmasını engellemek” olduğunu söyleyerek “Rusya gene ilerleme yerine siyaset yapmayı tercih etti. Komşusuna karşı savaş başlatan Rusya’nın kendisi cam bir evde otururken başkasına taş atması iki yüzlülüktür” ifadelerini kullandı. BMGK’da ileride sunulacak karar tasarılarının yürütülen diplomatik çaba ve müzakereleri baltalamaması gerektiğini belirten Greenfield “Eğer sahadaki diplomasiyi desteklemeyen bir karar tasarısı daha sunulursa, Konsey yine çıkmaza girer” diyerek ABD’nin BMGK’nin seçilmiş üyelerinin sunmayı planladığı karar tasarısını veto edeceğine işaret etti.
Gazze’ye ilişkin 7 Ekim 2023’ten sonra BMGK’da bugün yapılanla 9 karar tasarısı oylamaya sunuldu. Şimdiye kadar sadece 2712 ile 2720 sayılı kararlar kabul edilirken, bunlarda ateşkes çağrısı yapılmadı.
ABD’nin 20 Şubat’ta müzakerelere açtığı karar tasarısının son hâli Gazze’de ateşkesi rehinelerin bırakılmasıyla ilişkilendirip diplomasiyi destekleme çağrısıyla yetinmişti. Diplomatik çabalarla sağlanacak olan ateşkesin sürdürülebilir ateşkese çevrilmesinin önemine işaret edilen tasarıda “Hamas ve diğer terörist ve aşırıcı grupların Filistin halkını temsil etmediği” ve Hamas’ın “bazı üye ülkelerce terör örgütü ilan edildiği”ne dikkat çekilmişti.
Gazze’nin 1967’de işgal edilen toprakların bir parçası olduğu vurgulanan karar tasarısında iki devletli çözüme destek verilmişti. Tasarıda “Tüm taraflarda sivilleri korumak için acil ve sürdürülebilir bir ateşkesin sağlanması, gerekli insani yardımın sevkiyatı, çekilen acının azaltılması ve söz konusu ateşkesin geri kalan tüm esirlerin serbest bırakılmasıyla birlikte sağlanması için diplomatik çabaların desteklenmesi önem taşıyor” denmişti.
Tüm taraflara uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuka uyma çağrısı yapılan tasarıda, siviller ve sivil altyapının korunması ile insani yardım erişiminin sağlanması istenmişti. Gazze’de sivil halkın zorla yerinden edilmesine karşı çıkılan karar tasarısında bunun uluslararası hukuk, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukukunu ihlal edeceği ifade edilmişti.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim 2023’te kapsamlı saldırı düzenledi. İsrail 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını açıkladı.
Tel Aviv’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 12 bini çocuk, 8 bin 190’ı kadın olmak üzere 32 binin üzerinde Filistinli öldürüldü, 70 binden fazla kişi yaralandı. Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu ise Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 240’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere en az 580 askerinin öldürüldüğünü duyurdu. Çatışmalara 24 Kasım 2023’te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı.
Öte yandan İsrail binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail güçleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında en az 400 Filistinli hayatını kaybetti.
İsrail ordusu ve Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri yaşanan çatışmalarda en az 240 Hizbullah mensubu ve 40’tan fazla Lübnanlı sivil, 30’u aşkın Filistinli örgüt mensubu ile 6 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.