Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ince bir çizgi üstünde yürüyor, PKK'ya "Terörist" diyor ve Türkiye'nin mücadelesini destekliyor ama konu Suriye'deki YPG olunca susuyor, "Bu konu hassas ve zor bir konu, konuşuyoruz" diyor.
Türkiye ile Amerika’nın en azından 2014 yılından beri yaşadığı tartışmaların odağında, Suriye’de PYD/YPG ve SDG isimlerini kullanan PKK’nın durumu var. Amerika, Suriye’de PKK’yı önce YPG, sonradan da SDG adıyla anmayı tercih ediyor ve bu örgüte yıllar içinde ciddi askeri yardım ve eğitim verdi, örgüt de ABD’den aldığı bu yardım karşılığında Suriye’de DEAŞ tutsaklarının bulunduğu dev hapishanelerin güvenliğini sağlıyor, bu arada o DEAŞ’lıların ailelerinin kaldığı kampları koruyor.
Türkiye ile ABD arasındaki bu YPG/PKK konusu şimdi Suriye’de rejimin değişmesiyle yeni bir boyut kazandı. Bir yandan yeni Suriye yönetimi, halen YPG/PKK tarafından kontrol edilen topraklarda kendi kontrolunu kurmak istiyor, bir yandan YPG/PKK da bu yeni yönetimle savaşa girip girmemeye karar vermiş değil. O yüzden Tel Rıfat ve Münbiç’i hemen hemen hiç çatışma olmadan veya çok az çatışmayla Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’na teslim ettiler.
Ancak bundan sonrası biraz belirsiz. Dün YPG/PKK’nın Suriye’deki komutanı Mazlum Kobani HTŞ yönetimine çağrı yaptı, “Birlikte çalışmak istiyoruz” dedi. Buna karşılık Türkiye YPG/PKK’nın Irak’tan gelen kadrolarıyla Suriyeli bütün komutanlarının Suriye’den ayrılmasını, örgütün silah bırakıp Suriye Milli Ordusuna katılmasını istiyor.
İşte bu ortamda ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller günlük basın toplantısında AA muhabirinin PKK/YPG konusundaki sorularını da yanıtladı. Miller ABD’nin Suriye’de SDG adını kullanan PKK/YPG’ye desteğinin iki ülke arasındaki temel anlaşmazlık noktalarından biri olduğu ve bu konudaki sürecin nasıl ilerlediği sorusuna Suriye’deki hassas geçiş sürecine atıfta bulunarak cevap verdi.
ABD’li sözcü Suriye’deki PKK/YPG varlığına ilişkin “Bu konu Türk muhataplarımızla üstünde çalışmaya devam ettiğimiz son derece hassas ve oldukça zor bir konu. Bu başlık (Dışişleri) Bakan (Antony) Blinken ile Türk muhatapları arasındaki görüşmelerin büyük bölümünü oluşturdu” dedi.
Miller Türkiye’nin PKK ile mücadelesinin Suriye’deki PKK/YPG’yi de kapsadığı yönündeki soruya yanıt verirken “Türkiye’nin ABD’nin de terör örgütü olarak tanımladığı bir terör örgütüne, yani PKK’ya karşı meşru harekete geçme hakkını tanıyoruz” dedi ancak PKK/YPG konusunda daha fazla yorum yapmadı.
PKK/YPG’nin durumunun Suriye’deki hassas süreçte nasıl konumlandırılacağına ilişkin detaylara girmeyen Miller “Bu konuda NATO müttefikimizle görüşmeler yapıyoruz ve en iyi yolun ne olacağına karar vermeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Suriye’de etnik veya mezhepsel çatışmalara girmeden sağlıklı geçiş sürecinin yürütülmesini arzu ettiklerini belirten Miller bölgede infial yaratacak ve tansiyonu artıracak her türlü eylemden tüm aktörlerin kaçınması gerektiğini vurguladı.
Miller “Bu değerlendirmeniz İsrail’i de kapsıyor mu” şeklindeki soruya “Tüm taraflara, İsrail hükümeti de dahil, istikrarı artıracak eylemler görmek istediğimizi, durumu daha da kötüleştirecek eylemler görmek istemediğimizi açıkça belirttik” yanıtı verdi.
ABD’li sözcü İsrail’in Suriye’de tampon bölgeyi işgal etmesine yönelik ise İsrail’in bu adımının “geçici” olduğunu ve oluşan güç boşluğunda olası terör tehlikesini bertaraf etmek amacıyla atıldığını savundu.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik İletişim Danışmanı John Kirby telekonferans yoluyla yaptığı basın brifinginde Suriye’deki son durumu değerlendirdi.
Kirby bir basın mensubunun “Seçilmiş Başkan (Donald) Trump’ın, Suriye’nin anahtarının Türkiye’nin elinde olduğu yönündeki” ifadelerini hatırlatarak yönetimin bu konuda yaklaşımının ne olduğu sorusuna cevap verdi.
ABD’li danışman “Son 14 yıldır olduğu gibi, Suriye’de sonuç ne olursa olsun Türklerin burada önemli bir oyuncu olduğuna şüphe yok” dedi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın tam da bu sebeple Türkiye’ye gittiğini ve burada Suriye ile ilgili tüm konuları ele aldığını belirten Kirby, Suriye’deki PKK/YPG tehdidine ilişkin “Geçmişte de söylediğim gibi (Türkiye’nin) teröristlerle ilgili meşru endişeleri var. Suriye sınırında bir terör tehdidi var ve Türk vatandaşları oradaki terörist faaliyetlerin kurbanı oldular, bu tehditten endişe duydukları için Türkleri suçlayamazsınız” dedi.
ABD’nin de Suriye’de DEAŞ’ın yeniden canlanmaması konusunda önceliği olduğunu ve bu konuda SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG ile ilişkilerinin bulunduğunu anlatan Kirby, hem kendilerinin hem de SDG’nin odağının DEAŞ olarak kalması gerektiğini ve bu konudaki anlaşmazlık noktaları konusunda da Türkiye ile görüşmeye devam ettiklerini kaydetti.