Dünya bir liderin zihnen çöküşünü izliyor: G7’de demans iddiaları zirveye çıktı
ABD seçimlerine daha aylar var ancak dünyanın gözü hem anketlerde hem de seçim kampanyalarının gidişatında. Biden'ın yönetimiyle çelişen ifadeleri bağış kampanyasında Trump'ı geride bırakmasını sağladı.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarihinin belki de en garip seçimleri için geri sayıma başladı. Martta ön seçimlere gidecek olan ABD Kasım ayında da yeni başkanını seçmek için sandık başında olacak. ABD’de öne çıkan iki isimden biri sabıkalı Donald Trump, diğeri de demans olduğu iddialarıyla sık sık gündeme gelen Joe Biden.
Seçimler yaklaştıkça anket ve analizler de öne çıkıyor. Bu analizlerden biri İngiltere merkezli haber ajansı Reuters’ta yer aldı.
ABD başkanının bağışçılarına hitabında ABD’nin öncelikleriyle çeliştiğine dikkat çekildi. Yazıda Biden’ın genelde konuşmalarını prompter’a bağlı yaptığına vurgu yapılırken bunun bazen tezatlıklara neden olsa da belirli bir disiplin sağladığı belirtildi. Ancak 2024 seçim kampanyası için bağışçılarına yaptığı konuşmalar bu tezattan uzak epey çelişkiyle dolu. Biden’ın kampanya bağışçılarına yönelik konuşmalarını analiz eden Reuters ekibi Steve Holland, Nandita Bose ve Trevor Hunnicutt müttefiki İsrail’e yönelik sözlerine odaklandı. 12 Aralık’ta Biden elinde mikrofonla Gazze’de yaşananlara değinmiş, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile özel bir görüşmesinden söz etmişti. Biden bağışçılarına hitaben İsrail’in “ayrım gözetmeyen” bombardımanını gündeme getirmiş ve kamuoyu önünde müttefiki Tel Aviv’e dair ilk kez “hayal kırıklıklarından” bahsetmişti.
Ancak Biden’ın Beyaz Saray ve kendi seçim kampanyası ile çeliştiği tek konu İsrail de değil.
81 yaşındaki Biden aralık ayında bir bağış etkinliğinde 2020’de mağlup ettiği Cumhuriyetçi Donald Trump’a dair konuşmuş, Trump aday olmasaydı yeniden yarışa katılmayabileceği sinyalini vermişti. Bu da anketler hem Gazze tutumu hem yaşı nedeniyle Biden için olumsuz seyrederken “basiretsiz” bir çıkış olarak yorumlanmıştı. Sadece “Trump aday oldu diye aday oluyor” algısı Demokratların seçim kampanyasına dair umutsuzluğu da derinleştirdi.
Reuters’ta yer alan yazıda başkanın bu tür çıkışlarının “yardımcılarını şaşırttığı, sinirlendirdiği ve endişelendirdiğine” dikkat çekildi. Çünkü yetkililer Biden’ın ardından onun sözlerini açıklamak ya da yalanlamak zorunda kalıyor. Analizde bunun işleri daha da zorlaştırdığına dikkat çekilerek “Çoğunlukla dikkati yeniden Washington’un mesajına çevirmekte veya Biden’ın yorumlarının ABD’nin resmi politikasıyla neden çeliştiğini açıklamakta zorlanıyorlar” dendi.
Biden’ın Tel Aviv’in 22 bin insani öldüren saldırıları için “ayrım gözetmeyen” demesi Washington’un saldırıları “meşru kılma” çabalarını da baltaladı. Hatta ABD’nin görüşü hakkında soru işaretlerine yol açtı. Aynı toplantıda Biden Netanyahu’ya hükümetinin “değişmesi” gerektiğini söylediğini ve geçmişte “söylediklerine katılmıyorum” dediğini dile getirdi. Biden bu açıklamaların ardından iyiden iyiye ısınıp konuşmaya devam edeceği sırada Biden’ın yardımcıları muhabirlerden odayı terk etmelerini istedi, ancak bu reddedildi. Ardından Beyaz Saray ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri Biden’ın “tam olarak ne demek istediği” konusunda gazeteciler tarafından soru yağmuruna tutuldu. Ertesi gün konuyu açıklığa kavuşturmak için Beyaz Saray Sözcü John Kirby “Başkan İsrail’in güçlü, canlı bir demokrasi olduğunun ve hükümetteki herhangi bir değişikliğin İsrail halkı tarafından belirlenmesi gerektiğinin farkında” dedi. Biden’ın İsrail hakkındaki yorumları anında günün en önemli haberlerinden biri haline geldi ve Kongre’deki Cumhuriyetçilere Rusya’nın işgalini püskürtmek için daha fazla fon onayı verilmesi için yalvaran Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin o dönemki Washington ziyareti de gölgede kaldı.
Dış politika uzmanları özellikle uluslararası diplomaside tutarlılığın önemine vurgu yapıyor. Stanford Üniversitesi Hoover Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve uzun süredir siyasi faaliyetlerde bulunan Lanhee Chen “Bir noktada bağış toplama konuşmalarınızda söyledikleriniz diğer kamuoyu önünde söylediklerinizden farklıysa bu sorundur” yorumu yaptı.
Biden’ın kampanyasını maddi anlamda destekleyenlerden bazıları ise başkanın saldırgan dil kullanmasının onu anketlerde öne geçirdiği görüşünde. Birkaçı Reuters’e Biden’ın saldırgan bir dil kullanarak Cumhuriyetçilerin saldırılarını geri püskürtebileceğini söyledi. Biri de “Ne zaman daha agresif konuşsa ya da agresif duruş sergilese anketlerde yükseliyor” dedi. Biden’ın yeni seçim kampanyası ve Demokrat Parti Nisan 2023’teki adaylık açıklamasından bu yana önemli kazanımlar elde etti. İkinci çeyrekte 72 milyon dolar ve üçüncü çeyrekte 71 milyon dolar ile Trump ve Cumhuriyetçileri geride bıraktı.
Ülkede yapılan son anketlerde ise Trump şu anki başkan Joe Biden’ın önünde.