Erdoğan’dan Netanyahu’ya: Şu an iyi günlerin, gidicisin gidici
İsrail'in Gazze'yi işgalinin tetiklediği bölgesel kriz derinleşirken Kazakistan'da Suriye konulu Astana görüşmelerinin 21'incisi başladı. Masada terörle mücadele ve Suriye'nin inşası vardı.
Kazakistan’ın başkenti Astana’da 21’ncisi düzenlenen Suriye konulu görüşmeleri dün başladı. Bugün genel oturumla sona erecek zirvenin ilk gününde gündem Suriye’nin yeniden inşası ve terörle mücadeleydi.
Astana formatı Suriye’deki çatışmaları sona erdirmek ve uzun vadeli barışı sağlamak amacıyla 2017 yılında hayata geçirilmişti. Türkiye, Suriye (hem Esad yönetimi hem de muhalif güçler), Rusya ve İran delegeleri o zamandan bu zamana şimdiki görüşmelerle birlikte toplam 21 kez bir araya geldi.
Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, Rusya’yı Suriye Özel Temsilcisi Aleksandır Lavrentiyev, İran’ı Dışişleri Bakanı’nın Özel Siyasi İşlerden Sorumlu Üst Düzey Danışmanı Ali Asgar Hacı, Suriye muhalefetini Ahmet Toma ve Esad yönetimini Dışişleri Bakan Yardımcısı Bessem Sabbag temsil ediyor. BM’nin Özel Suriye Temsilci Yardımcısı Nejat Rochdi’nin de katıldığı görüşmelere Ürdün, Irak ve Lübnan’dan heyetler de gözlemci statüsünde yer aldı.
Birleşmiş Milletler Temsilcisi Geir Otto Pedersen Haziran 2023’te yapılan bir önceki zirvede “görüşmelerin hedefine başarıyla ulaştığı” konusunda ısrarlı davranmıştı. Kazakistan da önceki zirvede artık Astana formatına ev sahipliği yapmak istemediğinin sinyallerini vermişti.
Kazak Dışişleri Bakan Yardımcısı Kanat Tumış geçen yılki toplantıda sürpriz bir çıkış yaparak “Suriye’nin tecritten yavaş yavaş çıkması Astana sürecinin görevini tamamladığının bir işareti. Suriye’nin Arap Birliği’ne geri dönüşünü göz önünde bulundurarak Astana kapsamındaki 20. toplantının resmi olarak son ilan edilmesini öneriyoruz” demişti. Dolayısıyla formatın en azından artık Kazakistan’da düzenlenmemesi bekleniyordu.
Suriye her ne kadar Arap Birliği’ne geri dönse de İsrail’in Gazze işgalinin alevlendirdiği ortamdan Suriye de etkilendi. Bir yandan İsrail ve ABD tarafından İran destekli grupların hedeflendiği söylenerek vurulan Suriye, öbür yandan Ürdün ile uyuşturucu krizi nedeniyle karşı karşıya gelmiş durumda. Ürdün’ün Suriye’nin birliğe dönmesine sıcak bakmasında Suriye’de üretilen ve oradan Körfez ülkelerine yayılan uyuşturucu etkili olmuştu. Astana görüşmeleri sırasında Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız Gazze’de yaşananların Suriye sahasına yansımaması gerektiğini söyledi.
Zira Ürdün ve Suudi Arabistan, Suriye’yi tekrardan aralarına kabul ederlerse Beşar Esad’ın diğer Arap liderlerle bağlarını güçlendirerek uyuşturucuyla mücadeleyi artıracağını umuyorlardı. Bunda pek ilerleme kaydedilememiş olacak ki Ürdün geçen hafta Suriye’nin güneyindeki Süveyda’yı hedef aldı. Ayrıca taraflar arası sınır çatışmalarına yönelik haberleri de daha sık duyuyoruz.
Öte yandan Türkiye ve Suriye’nin geçen yıl “barış için yol haritası çıkarma” aşamasında bıraktığı görüşmelerin üzerinden çok sular aktı. Bir yanda barış için Türk askerinin Suriye’nin kuzeyinden çekilmesini isteyen Esad yönetimi, diğer yanda bölgeyi terör örgütlerinden temizleyene kadar çıkmamaya kararlı olduğunu belirten Türkiye vardı. Esad geçen yıl yaz aylarında Skynews Arabia’ya “Erdoğan ile ne için görüşecekmişim? Meşrubat içmek için mi?” demişti. İki lider kasım ayında Filistin konulu Riyad zirvesinde aynı aile fotoğrafında yer aldı almasına ancak hiçbir şekilde etkileşime girmediler.
Son dönemlerde artan terör saldırıları ve sınır ötesi operasyonlarda hayatını kaybeden şehitler için düzenlenen operasyonlar ise Türkiye’nin yakın zamanda Suriye’nin kuzeyindeki faaliyetlerini bırakmaya niyetli olmadığını gösteriyor.
Kazakistan’da Astana düzenlenirken Türkiye’de de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve İranlı mevkidaşı İbrahim Reisi bir araya geldi. Bu görüşmede konuşulan konulardan birinin de Suriye olduğu düşünülüyor. İran, taraflar arasındaki görüş ayrılıklarını azaltmaya çalışmak yerine Şam yönetiminin “Türk askerlerinin Suriye’deki varlığını sona erdirmesi gerektiği koşuluna” destek veriyor.
Dünkü görüşmelerde öne çıkan konu tam bu noktada “terörle mücadele” oldu. Bir diğer konu ise Suriye’nin yeniden inşasıydı. Esad, 20 yıl sonra geçen yıl Çin’e giderek Suriye’nin inşası için destek aramıştı. Esad, 2011’de patlak veren iç savaştan bu yana Rusya ve İran’ın da yardımıyla ülke genelindeki kontrolü büyük ölçüde sağlamış olsa da 12 yıllık yıkım, ekonomiyi de es geçmedi. Batı’nın yaptırımları nedeniyle ülkeyi yeniden inşa etmek mümkün olmadı. Esad son dönemde Arap Birliği’ne yeniden dönerek Türkiye başta olmak üzere diplomatik ilişkilerinin kesik olduğu ülkelerle normalleşme için görüşmelere başlayarak önündeki ekonomik ambargoyu kaldırmak ve böylelikle ülkeyi yeniden inşa etmek istiyor.