Bu kez Clinton ve Winfrey sahnede: ‘Çocuksuz, kedi bakan teyze’ polemiği

ABD'de Demokratların Ulusal Kongresi'nin üçüncü günü sahne eski Başkan Clinton, talk show sunucusu Winfrey ve Harris'in başkan yardımcısı adayı Walz'undu. Üçünün de konuşmasında "neşe" teması öne çıktı. Trump ve Vance'i eleştirmeyi de unutmadılar.

Dünya 22 Ağustos 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı
  • 10Haber news
Solda Clinton (Reuters), sağda Winfrey (Shutterstock).

ABD başkanlık seçimlerine adım adım ilerlerken Demokratlar üç gündür Ulusal Kongre’de Cumhuriyetçilerin adayı Donald Trump’ı yenebilecek kişinin Başkan Yardımcısı Kamala Harris olduğu umudunu aşılamaya çalışıyor. Obamalar ikinci gün sahneye çıktıklarında Trump’a verip veriştirdi, hatta Trump da bu sözler üstüne North Carolina’da seçmenlerine seslenirken eski Başkan Barack Obama’nın “edepsizleştiğini” söyledi.

Kongrenin üçüncü gününde sahneye eski Başkan Bill Clinton, Oprah Winfrey ve Harris’in başkan yardımcısı adayı olarak belirlediği Minnesota Valisi Tim Walz çıktı. İkisinin konuşmasında da ortak tema “neşe”ydi. Clinton Harris’in 2024 yarışına “saf neşe” getirdiğini söylerken Winfrey de Amerikalıları “neşeyi seçmeye” çağırdı.

ABD Başkanı Joe Biden’ın kongrenin ilk gününde teslim ettiği meşale Demokratları sadece gençleştirmekle kalmadı, seçimin tonunu da canlandırdı. Zira sadece bir ay öncesine kadar Biden’ın seçim kampanyası seçmeni olası Trump döneminden korkutma üstüne kuruluyken Ulusal Kongre’de Trump tehlikesine ek olarak özgürlük ve mutluluk temalarına da vurgu yapılmaya başlandı.

Kongrenin üçüncü gününde John Legend ve Sheila E. Prince’in “Let’s Go Crazy” şarkısı çaldı. Stevie Wonder “Higher Ground” şarkısını seslendirdi. Walz kalabalığa “Mücadelemize neşe kattığınız için teşekkür ederim” dedi.

Cumhuriyetçiler Demokratları ‘aile düşmanı’ olmakla suçluyor ama…

Daha önce Ulusal Kongre büyüklüğünde bir kalabalığa konuşma yapmamış olan Walz için bu yeni bir ortamdı. Hayatında hiç teleprompter da kullanmamıştı. Bu yüzden eski başkanların, kongre liderlerinin, ünlülerin ve başka birçok kişinin katıldığı kongrede konuyu siyasi kariyerinden değil, önceki tecrübelerinden açtı: Lise öğretmenliği, futbol koçluğu, avcı olması, komşuluğu…

Konuşmasında Demokratların “özgürlük partisi” olduğunu anlatan Walz “Minnesota’da komşularımıza ve yaptıkları seçimlere saygı duyarız. Aynı seçimleri yapmasak bile altın kuralımız vardır: Kendi işine bakmak” dedi.

Harris’in sağlık hizmetleri, kürtaj hakkı ve ev sahibi olma gibi konulardaki politikalarına değinen Walz “Biz Demokratlar özgürlükten bahsettiğimizde siz ve sevdikleriniz için daha iyi bir hayat kurma özgürlüğünden bahsediyoruz. Kendi sağlığınız için karar verme özgürlüğünden, çocuklarınız okul koridorunda vurulacak endişesi taşımama özgürlüğünden… İşte bütün mesele bu: Çocuklarımıza, birbirimize ve hep beraber inşa ettiğimiz, herkesin istediği gibi bir hayatı kuracağı türden bir sorumluluk” dedi.

Yine de Walz’un konuşmasının can alıcı noktası eşiyle çocuk sahibi olmak için yaşadıkları sorunlardan bahsettiği andı. Malum, Cumhuriyetçiler Harris’i kürtajı desteklediği ve çocuk doğurmadığı için aile karşıtı olarak yaftalıyor. Walz ise sahneden ailesine seslenerek “Hope, Gus ve Gwen siz benim tüm dünyamsınız ve ben sizi seviyorum” dedi. Wim Walz ve eşi, Hope ve Gus doğmadan önce yedi yıl boyunca kısırlık tedavisi görmüştü.

Winfrey: Amerika’nın en iyi hali budur

Demokratların büyük kısmı kuşak değişiminden bahsetse de talk show efsanesi Oprah Winfrey tarihsel noktaları birbirine bağlayarak Harris’i “Amerika’nın en iyisinin simgesi” olarak tasvir etti. Günümüzün hikayeleriyle geçmişin hikayelerini birleştiren Winfrey geçen ay ölen Tessie Prevost ile 60’larda, New Orleans’ta/bir ilkokulda ayrımcılığın hakim olduğu dönemde nefret ve tacizle karşı karşıya kalan altı yaşlarındaki üç siyahi kızın hikayesi arasında köprü kurdu.

Bu hikayeyi Harris’e bağlayan Winfrey “New Orleans Dörtlüsü”nün dokuz yıl sonra Harris gibi genç kızların devlet okullarına entegre olmasına ön ayak olduğunu anlattı. Şimdi tarihi Harris’in yazacağını söyleyen Winfrey “Çok yakında kızlarımıza ve oğullarımıza Hintli bir anne ve Jamaikalı bir babanın, iki idealist ve enerjik göçmenin, çocuğunun nasıl da büyüyüp ABD’nin 47’nci başkanı olduğunu anlatacağız” dedi.

Kalabalık ABD sloganları atarken Winfrey sözlerine “İşte Amerika’nın en iyi hali budur” diye ekledi.

Cumhuriyetçilerin başkan yardımcısı adayı Ohio Senatörü JD Vance’in üç yıl önce Tucker Carlson’a konuşurken Demokratlardan “mutsuz, kedi bakan bir grup çocuksuz teyze” olarak bahsettiğini hatırlatan Winfrey “Komşularımızdan çok da farklı değiliz. Bir evde yangın çıkarsa ev sahiplerinin ırkını ya da dinini sormayız. Eşlerinin kim olduğuyla ya da kime oy verdikleriyle ilgilenmeyiz. Hayır. Yalnızca onları kurtarmak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Ve ev çocuksuz ama kedi bakan bir kadına aitse o kediyi de dışarı çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.

Barack Obama da dünkü konuşmasında komşu benzetmesini yaparak “Trump dibinizde bütün gün elektrikli bahçe süpürgesi çalıştıran komşunuzsa, Harris işiniz düştüğünde yardımınıza koşan komşudur” demişti.

Clinton: Neşenin başkanı Harris’e ihtiyacımız var

Eski ABD Başkanı Bill Clinton da sahneye çıkan isimlerdendi. Bu seçimin “halk için” çalışan Harris ile “ben ben ben” diyen Trump arasında bir yarış olduğunu söyleyen Clinton “Ülkemiz için hangisinin daha iyi olacağını biliyorum” dedi.

Clinton görevden ayrılalı 23 yıl oldu. Partideki etkisi azalmış olsa da bugüne kadar hiçbir Demokrat Clinton’ın zamanında partiye çektiği beyaz işçi sınıfını aynı ölçüde toplamayı başaramadı. Zaten o seçmenlerin çoğu da Clinton görevden ayrıldığında partiden bir bir uzaklaşmaya başladı.

Harris’in konut ve sağlık politikalarına değinen Clinton istihdam artışının Demokratlar sayesinde olduğunu söyledi. Ancak Clinton da konuşmasının büyük bölümünde Obamalar gibi Trump ile Harris’i karşılaştırma yoluna gitti. Trump’ın çoğunlukla “kendi hakkında konuştuğunu” söyleyen Clinton “Bu yüzden onu bir daha dinlediğinizde yalanlarını değil, ‘ben’lerini sayın. Kan davalarını, intikamını, şikayetlerini ve komplolarını” dedi.

Eşi eski Dışişleri Bakanı olan Hillary Clinton ve eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi gibi 78 yaşındaki Clinton da partinin artık yaşlı yüzleri olduğunu kabul ederek 1972’den beri Demokratların tüm Ulusal Kongresi’ne katıldığını, daha kaçına katılabileceğini de bilemediğini söyledi: “Ama şunu bilmenizi istiyorum. Eğer bu ekibe oy verirseniz, eğer onları seçerseniz ve yeni bir soluk getirmelerine izin verirseniz hayatınızın geri kalanında bununla gurur duyacaksınız. Çocuklarınız bununla gurur duyacak. Torunlarınız bununla gurur duyacak.”

İlk kez aday gösterildiği 1992’de New York’ta yapılan Ulusal Kongre’yi hatırlatan Clinton “Bir zamanlar bu kongrede ‘Hope’lu adam’ olarak anılma şerefine nail olmuş bir adamın sözüne kulak verin: Liderimiz olması için neşenin başkanı Kamala Harris’e ihtiyacımız var” dedi.

Ve Obamalar sahnede, Trump'ı fena alaya aldılar: Talip olduğun işi bir siyah alabilirVe Obamalar sahnede, Trump’ı fena alaya aldılar: Talip olduğun işi bir siyah alabilir

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.