Gazze’de insani kriz büyüyor: Refah’a saldırı planını onaylayan İsrail’in heyeti Katar’da
ABD Başkanı Joe Biden'ın dün "Türkiye'nin Suriye'deki harekat adımları güvenliği tehdit ediyor" çıkışının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da ABD'yi hedef aldı. Erdoğan, ABD'nin Suriye'deki faaliyetlerini 'olağanüstü milli güvenlik tehdidi' olarak niteledi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın dün “Türkiye’nin harekat adımları güvenliği tehdit ediyor” çıkışıyla Suriye kaynaklı ‘ulusal acil durum’u uzatması, Ankara-Washington hattında ipleri yeniden gerdi. 4 gündür art arda Washington’u hedef alan Erdoğan, dün de Biden’ın Suriye kaynaklı acil durumu bir yıl daha uzatma kararını eleştirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde Türkiye-Afrika 4. İş ve Ekonomi Forumu Kapanış Töreni’nde konuştu, gündeminde hem Amerika Birleşik Devletleri (ABD) hem de İsrail’in Filistin ile devam devam eden savaşı vardı.
Erdoğan, ABD’nin terör örgütleriyle yürüttüğü faaliyetlerin Türkiye’nin güvenliği için tehdit anlamına geldiğini söyledi. Erdoğan, “ABD’nin PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir. Amerika ile NATO’da beraber değil miyiz, beraberiz. Bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü, düşürdü. NATO’da nasıl beraberiz, nasıl böyle bir şey yapabilirsin?” ifadelerini kullandı.
Washington’un uyguladığı politikaların Suriye’nin toprak bütünlüğüne de zarar verdiğini ifade eden Erdoğan, “(ABD’nin) Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhuyla bağdaşmadığı gibi Suriye’yi bölmeye çalışan terör örgütlerine de cesaret vermektedir. DEAŞ’ı şehitler verme pahasına hezimete uğratan tek NATO müttefiki olarak bize karşı oynanan bu tiyatroyu acı bir tebessümle karşılıyoruz. Tiyatro oynayanları kendi senaryolarıyla baş başa bırakıp kendi milli güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdüreceğiz” diye konuştu.Biden: Türkiye’nin harekat adımları güvenliği tehdit ediyor
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden, Türkiye’nin Suriye’deki operasyonları ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çıkışları ardından Suriye kaynaklı ‘ulusal acil durum’unu uzattı. Kararın ardından Kongreye gönderdiği mektupla açıklama yapan Biden, “Türkiye’nin harekat adımları güvenliği tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.
Biden kararı için ‘Amerikan ulusal güvenliği ve dış politikasına yönelik alışılmadık ve olağanüstü tehditle başa çıkmak’ gerekçelerini sıraladı. ABD Başkanı, bu nedenler dahilinde ilan edilen ulusal acil durum halinin uzatılmasına karar verdi. ABD Başkanının sözkonusu kararınını bildirmesinin ardından Beyaz Saray da Biden’ın sözkonusu mektubunu yayınladı.
Mektupta yer alan ifadeler şöyle:
“Suriye içindeki ve Suriye bağlantılı durum ve özellikle de Türkiye Hükümeti tarafından Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri taarruz gerçekleştirme eylemleri, IŞİD’i mağlup etmeye yönelik operasyonlara zarar vermekte, sivilleri tehlikeye atmakta, ayrıca bölgedeki barış, güvenlik ve istikrarı zayıflatma tehdidi oluşturmakta ve Amerika Birleşik Devletleri’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına yönelik alışılmadık ve olağan dışı bir tehdit oluşturmayı sürdürmektedir.”
Bu nedenlerle Biden, 14 Ekim 2023’te süresi dolacak olan acil durum halinin süresinin 1 yıl daha uzatılması kararı aldığını kaydetti.
Beyaz Saray açıklamasında da acil durum sürecinin bir yıl daha uzatıldığı kararının yayınlanacağı ve Kongre’ye gönderileceği bilgisine de yer verildi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, konuyla ilgili bir soru üzerine, “ABD Başkanınca yinelenen bu Kararnamede mesnetsiz iddialara konu edilen Barış Pınarı Harekatı, esasen BM Şartı’nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkı ve BM Güvenlik Konseyi’nin terörizmle mücadeleye ilişkin kararları uyarınca icra edilmiş ve bölgede huzur ve istikrar ortamı sağlamıştır. PKK/YPG ve DEAŞ terör örgütlerinin terörist faaliyetlerine darbe vurmuş ve bunları sınırlarımızdan uzaklaştırmıştır. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına katkıda bulunmuştur” açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi @TanjuBilgic’in ABD Tarafından Suriye Bağlamında “Ulusal Acil Durum” Başlığıyla Yayınlanmakta Olan Başkanlık Kararnamesinin Yinelenmesi Hakkındaki Soruya Cevabı https://t.co/1vgVtCWC5X pic.twitter.com/m52Eb9J8JI
— T.C. Dışişleri Bakanlığı (@TC_Disisleri) October 12, 2023
Bilgiç, “ABD’nin bu tür tek taraflı tasarruflarda bulunmak yerine Türkiye’nin Suriye’ye istikrar kazandırıcı ve bu ülkenin bütünlüğünü önceleyen politikalarını anlayarak desteklemesi, iki müttefikin köklü ve değerli ilişkilerine daha çok yakışacaktır” açıklamasını yaptı. 17 Ekim 2019 tarihli Ortak Açıklama hükümlerini hatırlatan bilgiç, “Bu çerçevede, ABD’nin bölücü terör örgütü ile angajmanını sonlandırmasını, 17 Ekim 2019 tarihli Ortak Açıklamanın hükümlerini yerine getirmesini bekliyoruz” ifadelerine yer verdi.
5 Ekim’de Türk SİHA’ları Suriye’deki terör örgütlerine ait hedeflere yönelik operasyon düzenlemiş, çok sayıda terör örgütü hedefi imha edilmişti. Harekatta görev alan bir Türk SİHA’sı ABD F-16’sı tarafından, ‘birliklerin bulunduğu bölgeye 500 metreden fazla yaklaştığı gerekçesiyle’ düşürülmüştü.
Erdoğan Türk SİHA’sının ABD F-16’sı tarafından düşülmesinin ardından ilk açıklamasını Kabine Toplantısı sonrası “Hiç şüphe yok ki bu olay milli hafızamıza kaydedilmiştir ve vakti saati geldiğinde gereği muhakkak yapılacaktır” sözleriyle yapmıştı. Bu açıklamaların üzerinden dört gün geçti ve Erdoğan 4 gündür her konuşmasında ABD’ye yüklenmeye devam ediyor. Erdoğan, daha önce de ABD’yi “Suriye’de Amerika’nın üslerinin ne işi var? Bu üslerle ne yapılıyor? İşimize geldiği zaman ortak, işimize geldiği zaman bütün terör örgütlerini maalesef Amerika eğitiyor, yetiştiriyor, silahlandırıyor maalesef Suriye’de olsun, Ortadoğu’da olsun buraları kan gölüne dönüştürüyor” sözleriyle eleştirmişti.
MİT’in hava harekâtı sırasında ABD’nin SİHA’yı vurduğu iddia edilmişti. Pentagon da ABD’nin 5 Ekim’de Suriye’deki birliklerinin yakınında görev yapan silahlı bir Türk insansız hava aracını düşürdüğünü açıklamıştı. Bu, Washington’un ilk kez NATO müttefiki Türkiye’ye ait bir uçağı düşürmesi olarak kayıtlara geçmişti.