Venedik’te Gazze krizi: İtalya Kültür Bakanı da Bienal yönetimi de İsrail’in yanında
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rus mevkidaşı Putin telefonda konuşarak, Gazze'deki savaşın seyrini ve bölgede yaşanan insani krizi görüştü. Erdoğan'ın Putin'e "Batı'nın sessizliği insani krizi büyütüyor" dediği aktarıldı.
İsrail ve Filistin direniş güçleri arasında 18 gündür devam eden savaşta insani kriz büyümeye devam ediyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dün telefon görüşmesi yaparak bu insani krizi ele aldı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre görüşmede “Filistin topraklarına yönelen vahşetin giderek derinleştiğine, sivil ölümlerin her geçen dakika arttığına” dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan “Batılı devletlerin sessizliğinin de Gazze’deki insani krizi önlenemez boyuta taşıdığını” söyledi.
Erdoğan Türkiye’nin bölgede sükunetin sağlanması için her türlü gayreti göstermeye devam edeceğini de vurguladı.
Savaşın başından bu yana Gazze’de ölenlerin sayısı 5 bini geçti. Savaşın ikinci gününde İsrail’in Gazze’yi tam kuşatma altına alması sonucu elektrik, gıda ve suyun bölgeye girişi sekteye uğramıştı. Böyleye cumartesi gününden itibaren gıda, su ve tıbbi malzeme yardımı Refah Sınır Kapısı’ndan girmeye başladı ancak İsrail yakıtın girişine hâlâ karşı çıkıyor.
Hastaneler ve bölgede faaliyet gösteren yardım kuruluşları yakıt olmazsa hastanelerin jeneratörlerinin birkaç gün içinde biteceğini söylüyor. İsrail ise bölgeye yakıt girişine izin verilirse Hamas’ın bunları İsrail’i vurmak için kullanacağını öne sürüyor.
Rusya savaşın başından beri taraf tutmaktan kaçınmış ancak iki ülke arasındaki çatışmanın yalnızca iki devletli çözümle durabileceğini savunmuştu. Putin bu konuyla ilgili olarak “Filistin devleti bir gereklilik” sözlerini dile getirmişti.
Bu bağlamda Rusya Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ateşkes sağlanması için önerge de sunmuş, ancak başta ABD olmak üzere Almanya ve Fransa bunu veto etmişti. ABD Başkanı Joe Biden önceliğin ateşkes değil esirlerin serbest bırakılması olduğunu vurgulamış, Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby “Şimdi ateşkesin sırası değil” diyerek onu onaylamıştı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan savaş patladığında iki tarafı da ‘itidalli’ davranmaya çağırarak ölçülü bir dil kullanmaya dikkat etmişti. Dışişleri Bakanlığı da benzer bir dil kullanmıştı. Ancak günler ilerleyip İsrail Filistin’i tam kuşatma altına alarak elektriksiz, susuz ve gıdasız bırakınca Erdoğan İsrail’in Gazze’de yaptıklarını ‘katliam’ olarak nitelendirmişti. Ehli Arap Hastanesi’ne yönelik saldırı hakkında ise “Gazze’ye yönelik soykırım derecesine varan saldırının faillerini lanetliyorum” demişti.
Son olarak Beyrut’ta Lübnanlı mevkidaşı Abdallah Buhabib ile ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise “Birisinin evine el koyuyorsunuz. Birini getirip oraya koyuyorsunuz, ‘yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı hırsızlıktır” diyerek İsrail’e tepki göstermişti.
Ne var ki gazeteci Fehim Taştekin’in Al Monitor’da kaleme aldığı haberine göre Filistinliler Türkiye’nin tutumundan o kadar da memnun değil. Taştekin’in haberinde Filistinli kaynakların, “Aralarında Hamas’ın da bulunduğu Filistinli gruplar Türkiye’nin duruşundan memnun değil. Açıklamalar yetersiz bulunuyor. İsrail’in Ankara Büyükelçisi Dışişleri’ne bile çağrılmadı” dedi.
Hamas’ın siyasi liderlerinden Halid Meşal, önceki günlerde HaberTürk’ten gazeteci Mehmed Akif Ersoy’a verdiği söyleşide “Türkiye’ye saygım büyük. Türkiye İsrail’in cinayetlerine dur demeli. Elektrik ve suyun kesilmesine dur demeli. Gazze halkı oradan göçmeyecek. Ne olursa olsun. Türkiye’den ve İslam ülkelerinden bir İslam Zirvesi gerçekleştirmelerini bekliyoruz” demişti.