Savaş çanları çalıyor: Hizbullah’tan İsrail’e en büyük intikam salvosu
Lahey'de İsrail'e karşı açılan soykırım davasının yankıları sürüyor. Filistin Dışişleri tüm devletlere mahkemenin ateşkes içermeyen ihtiyati tedbir kararına uyma çağrısı yaparken, İsrail ise kararı "yanlış ve çirkin" olarak yorumladı.
Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Adalet Divanı’nın (UAD) İsrail hakkında ‘Soykırım’ suçlamasıyla açılan davayı kabule değer görmesi ve bu ülkeyi Filistinlilere karşı soykırım uygulama suçlamasından yargılamaya karar vermesi, olayın tarafları arasında birbirine zır tepkilere neden oldu. Filistin tarafı doğal olarak karardan memnun, İsrail ise çok öfkeli. Öfkenin bir sebebi de, kararın tam da Uluslararası Holokst Anma Günü’nden bir gün önce çıkmasına. Bugün bütün dünyada Yahudilerin 2. Dünya Savaşı’nda uğradığı soykırımı anma günü.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki, Lahey’deki divanın İsrail’in Soykırım Sözleşmesi kapsamında yasaklanan fiilleri işlemesini önlemesine ve gerekli tedbirleri almasına hükmetmesini memnuniyetle karşıladı. Yaptığı yazılı açıklamada Maliki “İşgalci güç İsrail de dahil olmak üzere tüm devletlere UAD’nin hükmettiği tüm geçici tedbirlerin uygulanmasını sağlama çağrısında bulunuyoruz, bu bağlayıcı bir hukuki yükümlülüktür” dedi.
UAD’nin kararının İsrail ve onun cezadan kaçmasını sağlayan aktörlere “uyanma çağrısı” olması gerektiğini dile getiren Filistin Dışişleri Bakanı şöyle konuştu:
“Artık devletlerin İsrail’in Gazze’deki Filistin halkına başlattığı soykırım savaşını durdurmaya ve ortağı olmamaya yönelik yasal yükümlülükleri var. UAD’nin kararı hukukun üstünde hiçbir devletin olmadığına yönelik önemli bir hatırlatma mesabesindedir. Filistin’le aktif dayanışma yönündeki bu cesur adımı atmasından dolayı Güney Afrika halkı ve hükümetine sonsuz minnettarlığını yeniden ifade ediyor ve adaletin gerçekleşmesini sağlamak için Güney Afrika ve diğer ülkelerle yakından çalışmayı sürdüreceğini belirtiyor.”
Filistin Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Ammar Hijazi de ihtiyati tedbir kararının “tarihi” olduğunu vurgulayarak “İsrail tarihte ilk kez halkımıza yönelik işlediği insan hakları ihlallerinin hesabını veriyor” dedi. Alınan ihtiyati tedbir kararının “tarihi” olduğunu vurgulayan Hijazi “İsrail tarihte ilk kez halkımıza yönelik işlediği insan hakları ihlallerinin hesabını veriyor. Üçüncü devletlerin de mahkeme kararını uygulamakla eşit derecede sorumlu olduğunun vurgulanması da önemlidir. Bu karar kesinlikle İsrail’in halkımıza yönelik vahşetine son vermesini sağlayacaktır” diye konuştu.
Hijazi, UAD’ın kararıyla Filistin halkına karşı işlenen savaş ve soykırım suçunun engellenmesini umduğunu belirtti, Güney Afrika’nın mahkemeye sunduğu gerekçe ve suçlamaların “makul” bulunmasının önemine değindi. İhtiyati tedbirin Güney Afrika’nın mahkemede değindiği tüm noktalara değindiğine işaret eden Hijazi “Mahkemenin İsrail’in Soykırım Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğine ve bu suçu işliyor olabileceğine kanaat getirmiş olması çok önemli” değerlendirmesinde bulundu. Hijazi ayrıca mahkeme tarafından alınan en önemli kararın İsrail’in hükmedilen tedbir kararlarının uygulanmasına ilişkin alacağı önlemler hakkında 1 ay içinde Lahey’e bir rapor sunması olduğunu kaydetti.
İsrail Dışişleri Bakanlığı’ndan karara ilişkin yapılan açıklamada “Uluslararası Adalet Divanında İsrail’e yöneltilen soykırım suçlaması yanlış ve çirkindir” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, söz konusu suçlamanın temelsiz olduğu ve Soykırım Sözleşmesi’ni “istismar ettiği” öne sürüldü.
Bakanlığın açıklamasında şunlar kaydedildi:
“Mahkeme, bugünkü kararının Güney Afrika’nın iddialarının haklı olup olmadığını belirlemediğini defalarca açıkça ifade etmiştir. İsrail defalarca teyit ettiği ve gösterdiği gibi uluslararası insancıl hukuk dahil olmak üzere uluslararası hukuk kapsamındaki hak ve yükümlülüklerine uygun hareket etme konusundaki kararlılığını sürdürüyor. Bu taahhüt herhangi bir UAD davasından bağımsız olarak değişmezdir.”
Açıklamada mahkemenin Gazze’de tutulan İsrailli esirlerin derhal ve koşulsuz serbest bırakılması yönündeki talebinin “memnuniyetle karşılandığı” vurgulandı. Güney Afrika’nın soykırım suçlamalarının “asılsız” olduğu iddia edilen açıklamada “İsrail mahkemenin bu asılsız iddiaları, yargılamanın esası aşamasında reddedeceğinden emindir” ifadelerine yer verildi.
Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı yaptığı açıklamada “UAD, bugün aldığı kararla İsrail’in Gazze’deki eylemlerinin soykırım niteliğinde olduğunu tespit etti ve bu temelde geçici tedbirler alınmasına karar verdi” dedi. Kararın uluslararası hukukun işlemesi açısından çok önemli olduğu belirtilen açıklamada, mahkemeye hızlı hareket etmesinden ötürü teşekkür edildi.
“Bugün, uluslararası hukukun üstünlüğü için kesin bir zafer ve Filistin halkının adalet arayışında önemli bir dönüm noktası” denilen açıklamada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) veto yetkisine sahip ülkelerin kararın önüne geçmesinin engellenmesi istendi. Açıklamada “İsrail’in Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal eden eylemleri göz önüne alındığında, münferit devletlerin sahip olduğu veto yetkisini uluslararası adaleti engellemesi yönünde kullanmasına izin verilemez” dendi.
Bakanlığın açıklamasında eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela’nın “Filistinliler özgürlüğüne kavuşmadan bizim özgürlüğümüz tamamlanamaz” sözü hatırlatılarak Güney Afrika’nın Filistin halkının varlığını korumak için elinden geleni yapacağı belirtildi.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, X hesabından yaptığı açıklamada Güney Afrika’nın İsrail’in Gazze’de işlediği suçlar hakkında soykırım davası açmasını “Yahudi karşıtlığı” olarak niteledi. UAD’ın aldığı kararla “beklenenin ötesine geçtiğini” öne süren Gallant “İsrail devletinin teröristlerle Gazze’deki sivil halk arasında ayrım yapması için ahlak dersi verilmesine ihtiyacı yok” ifadesini kullandı.
The State of Israel does not need need to be lectured on morality in order to distinguish between terrorists and the civilian population in Gaza.
The ICJ went above and beyond, when it granted South Africa’s antisemitic request to discuss the claim of genocide in Gaza. pic.twitter.com/gnbqz98xZf— יואב גלנט – Yoav Gallant (@yoavgallant) January 26, 2024
“Adalet İsrail ordusunun ruhunda var” diyen Gallant “İsrail devleti, 7 Ekim’i asla unutmayacaktır. İsrail ordusu ve güvenlik teşkilatları, Hamas terör örgütünün askeri ve idari kapasitesini ortadan kaldırmak ve rehineleri evlerine geri döndürmek için çalışmaya devam edecek” dedi.
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye UAD’nin Tel Aviv aleyhinde açılan soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararına ilişkin yazılı açıklama yayımladı. “Bu karar İsrail’in cezadan kaçış sürecinin sonu ve İsrail’e yardım eden ülkeleri bu yardımı bırakmaya zorlama anlamına geliyor” diyen Iştiyye, UAD’nin, Gazze Şeridi’nde yaşanan vahşet ve trajediyi göz önünde bulundurarak derhal ateşkes kararı almasını beklediklerini ve İsrail’in sanık sandalyesine oturtulmasının önemini vurguladı.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde yaşanan insani krizin sorumlusu olduğunu belirten Iştiyye, uluslararası toplumdan Gazze Şeridi’ne acil insani yardımın girişi konusunda İsrail’e baskı yapmasını istedi. Güney Afrika Cumhuriyeti’ne Filistin halkına ilişkin tutumundan dolayı teşekkürlerini sunan Iştiyye, Güney Afrika’nın İsrail’i Filistin halkına karşı işlediği suçlardan dolayı profesyonelce mahkemeye sürdüğünü kaydetti.
Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa karar sonrası yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını soykırım eylemleri olarak nitelendirdik ve İsrail’in sorumlu tutulmak zorunda olduğunu söyledik. Bugün Uluslararası Adalet Divanı bizi haklı buldu.” ifadelerini kullandı. UAD’nin ortada makul bir soykırım vakası olduğuna hükmettiğine işaret eden Ramaphosa, Gazze halkının güvenliğinin sağlanması için önemli bir adımın atıldığını vurguladı.
“Kararın ardından ateşkes için ortak bir çaba gösterilmeli ve iki devletli kalıcı bir çözüm için müzakerelere başlanmalı” diyen Ramaphosa kararın krizin sona ermesinin yolunu açmasını, can kaybı ve sıkıntıları gidermesini umduklarını dile getirdi. Ramaphosa, Güney Afrika’nın bu davayı açması sonrası tepkilere maruz kaldığını hatırlatarak “Bazı kişiler bu işe karışmanın Güney Afrika’nın işi olmadığını söyledi. Bizler Güney Afrikalılar olarak bize karşı işlenen suçların başka yerlerde başka insanlara karşı işlenmesine de seyirci kalmayacağız” dedi.
“UAD tarafından verilen karar bağlayıcıdır ve hukukun üstünlüğüne saygı duyan bir devlet olarak İsrail’in UAD tarafından verilen tedbirlere uyması bekliyoruz” diyen Ramaphosa adaletten yana durmayı sürdüreceklerini ifade etti. Ramaphosa konuşmasında Nelson Mandela’nın “Herkes için adalet olsun, herkes için barış olsun” sözlerini de hatırlattı.
Karara İsrail’den tepkiler gelirken aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise Uluslararası Adalet Divanı yargıçlarından Gazze’deki Filistin halkının göç ettirilmesi için dünya ülkelerine çağrı yapmasını istedi. Smotrich X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, “Hamas’ın Yahudi halkına soykırım yapma girişiminde bulunduğunu” iddia etti.
UAD hakimlerini hedef alan aşırı sağcı Smotrich “Gazzelilerin durumuyla ilgilenen Lahey hakimleri, dünya ülkelerine kapılarını açma, Gazzelileri kabul etme ve rehabilitasyonuna yardımcı olma çağrısı yapmaya davetliler” dedi.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail’in Gazze’de yaşayan Filistin halkına yönelik saldırılarına ilişkin açıkladığı ihtiyati tedbir kararının İsrail tarafından derhal ve tam olarak uygulanmasının beklendiğini belirtti.
“Mahkemenin açıkladığı tedbirlerin, Filistin’de akan kanın durdurulması için çok önemli bir fırsat teşkil ettiğini düşünüyoruz” denilen bakanlık açıklamasında, Ortadoğu’da kalıcı barış ve güvenliğin ancak İsrail-Filistin meselesinin, uluslararası hukuk ve yerleşik parametreler temelinde adilane bir çözüme kavuşturulmasıyla sağlanabileceği belirtildi. Açıklamada Türkiye’nin bu yolda da elinden gelen her türlü katkı ve gayreti gösterme iradesine sahip olduğu kaydedildi.
Öte yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da “Uluslararası Adalet Divanı’nın Gazze’deki insanlık dışı saldırılara ilişkin aldığı geçici tedbir kararını değerli buluyor ve memnuniyetle karşılıyorum” demişti. Erdoğan süreci takip edeceklerini söylemişti.
İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan X sosyal medya platformundan paylaştığı mesajında Güney Afrika’nın UAD’deki diplomatik başarısını tebrik etti. Abdullahiyan “Bir kez daha Güney Afrika hükümetinin inisiyatifine İran’ın desteğini vurguluyorum” dedi.
İsrailli yetkililerin Gazze’de işlenen suçlarla “dünya kamuoyunun gözünde en çok nefret edilen kişiler” olduğunu aktaran Abdullahiyan “Filistinlilere karşı soykırım ve benzeri görülmemiş savaş suçları işledikleri için derhal adalet önüne çıkarılmalıdırlar” ifadelerini kullandı. İranlı bakan tüm ülkelere ve meslektaşlarına Güney Afrika’nın UAD’deki davasına destek verme çağrısında bulundu.
İsrail’in Gazze işgalinin başladığı günden bu yana Filistin’in yanında olan ve bu konuda net bir tavır sergileyen İspanya’dan da karara tepki geldi. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez “Uluslararası Adalet Divanı’nın kararını memnuniyetle karşılıyor ve tarafları, hükmettiği geçici tedbirleri uygulamaya çağırıyoruz” dedi.
Sanchez “Barışı gerçekleşmesini ve savaşın sona ermesini, rehinelerin serbest bırakılmasını, insani yardıma erişimin sağlanmasını ve her iki ulusun barış ve güvenlik içinde bir arada yaşayabilmesi için İsrail’in yanında bir Filistin devletinin kurulmasını savunmaya devam edeceğiz” diye ekledi.
İskoçya Bölgesel Başbakanı Hamza Yusuf, sosyal medya platformu X’ten yaptığı paylaşımda UAD’nin İsrail aleyhine alınan tedbir kararlarına yönelik açıklamasında “UAD kararı çok açık. Gazze’de ölüm ve yıkım durmalı” değerlendirmesini yaptı.
Daha fazla acıyı engellemek için acil insani yardımların sağlanması ve esirlerin serbest bırakılması gerektiğinin altını çizen Yusuf “Böylesine ölüm ve yıkımların üzerine acil ateşkes çağrısı yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Uluslararası Af Örgütü Genel Sektreteri Agnes Callamard yaptığı açıklamada mahkemenin kararı “Filistinlileri daha fazla acı çekmekten ve telafisi mümkün olmayan zararlardan korumaya yardımcı olabilecek önemli bir adım” olarak nitelendirdi. Callamard “Karar dünyanın İsrail’in Gazze Şeridi nüfusunu yok etmek için acımasız bir askeri politika yürütmesine ve Filistinlilere karşı benzeri görülmemiş bir ölçekte ölüm, dehşet ve acıya yol açmasına sessiz kalmayacağına dair açık bir mesaj gönderiyor” dedi.
UAD’nin kararının tek başına Gazzelilerin yaşadığı zulme son vermeyeceğini belirten Callamard “İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurması için İsrail üzerinde etkili ve birlik içinde uygulanması gereken bir baskıya duyulan acil ihtiyacı ortaya koymaktadır” şeklinde konuştu. Ateşkes çağrısı yapan Af Örgütü Sekreteri “Mahkeme tarafından emredilmemiş olsa da tüm tarafların derhal ateşkes ilan etmesi, geçici tedbirlerin uygulanması ile benzeri görülmemiş sivil acıların sona erdirilmesi için en etkili şarttır” ifadelerini kullandı.