‘İsrail’e girme’ sözleri yeni kriz yarattı: İsrailli bakan Türkiye’nin NATO’dan atılmasını istiyor
İsrail Başbakanı Netanyahu ateşkes çağrılarına kulak tıkarken istihbarat zaafları gündeme gelmeye devam ediyor. Eski Bakan Liberman'ın 11 sayfalık uyarı raporunun görmezden gelinmesi ülke gündemini sarstı. New York Times ise İsrailli yetkililerin saldırıları önce 'tatbikat' sandıklarını iddia etti.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu 7 Ekim’den bu yana süren savaşa ilişkin açıklamalarda bulundu. Basın toplantısında konuşan Netanyahu uluslararası toplumun ateşkes çağrısını reddederken gündemde yine istifa çağrıları vardı. İstifa edip etmeyeceği sorusuna da kaçamak yanıt veren İsrail Başbakanının 2016 yılında eski bakan tarafından uyarıldığı ortaya çıktı. ABD merkezli New York Times Gazetesi de Hamas saldırısının “tatbikat” sanıldığı iddiasını ortaya attı.
En büyük müttefiki Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Japonya’ya atom bombası atmasına neden olan Tokyo’nun Pearl Harbor saldırısına atıfta bulunan Başbakan bununla yetinmeyip İncil’den de örnekler verdi. ABD İkinci Dünya Savaşı’nda Pearl Harbor bombalamasından veya 11 Eylül 2001’deki terör saldırısından sonra nasıl ateşkesi kabul etmediyse İsrail’in de 7 Ekim’deki korkunç saldırılardan sonra Hamas’la düşmanlığın sona ermesini kabul etmeyeceğini söyleyen İsrail Başbakanı “Ateşkes çağrıları İsrail’e Hamas’a teslim olma, teröre teslim olma, barbarlığa teslim olma çağrısıdır. Bu olmayacak” dedi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu farklı ülkelerden gelen abluka altındaki Gazze Şeridi’nde ateşkes çağrılarına karşı “İsrail, kimin yanında yer aldığına bakmaksızın bu savaşı sürdürecek” dedi. İsrail’in Gazze’ye saldırılarını durdurmasının “Hamas’a ve teröre teslim olmak anlamına geldiğini” belirten Netanyahu konuşmasında yine dini referanslara yer verdi.
İsrail Başbakanı şunları söyledi: “İncil der ki: ‘Savaşın zamanı vardır. Barışın da zamanı vardır.’ Şimdi savaş zamanı.”
Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonu ardından 1400’den fazla İsraillinin öldürülüp 200’den fazlasının da esir düşmesi ülkeyi ayağa kaldırmış ve Netanyahu yönetimine güveni kökünden sarsmıştı. İsrail tarihinin gelmiş geçmiş en sağcı hükümetine yönelik “Hamas operasyonuna hazırlıksız yakalandılar” eleştirileri sürerken esir aileleri de Savunma Bakanlığı önünde nöbet tutuyor. Esirlerin aileleri Netanyahu’ya “ellerinde kan var” diyerek istifa çağrısı yapıyor. Birçoğuna göre Hamas’ın operasyonuna zemini Netanyahu yönetiminin son politikaları neden olurken, esir aileleri hükümetin siyasi hırsları nedeniyle Hamas’ın elindeki insanları geri plana attığı görüşünde. Ülkenin politik atmosferi bu yönde gelişirken düzenlenen basın toplantısında Netanyahu’ya istifa sorusu da soruldu. İsrail halkının kendisine desteğinin düşmesiyle ilgili olarak Netanyahu “Tek yapmak istediğim Hamas’ı istifa ettirmek, onları İsrail tarihinin çöplüğüne göndereceğiz. Bu da tüm ülkenin ortak fikri. Ülkece İsrail ordusunu, askerlerini, istihbaratını destekliyoruz” dedi.
İsrail vatandaşlarının hükümete yönelik eleştirilerine Netanyahu nereye kadar kulak kapatacak bilinmez ancak ülkenin içi kaynamaya devam ediyor. Önceki gün istihbarat servisini suçlayıp sonra özür dileyen Başbakana eski dışişleri ve eski savunma bakanı Avigdor Lieberman’ın yıllar önce uyarıda bulunduğu ortaya çıktı.
The Times of Israel’deki habere göre Lieberman “çok gizli” ibaresi ile sunduğu belgede Hamas’ın Gazze sınırından İsrail’in güneyindeki yerleşimlere saldırı düzenleyebileceğini 2016 yılında öngörmüştü. İsrail Evimiz partisinin lideri olarak muhalefette bulunan Lieberman da “Netanyahu’yu Hamas’ın tam da 7 Ekim’de yaptığı gibi saldıracağı” konusunda uyardığını söyledi.
Sözkonusu belgede Lieberman’ın “Hamas, (sözgelimi Nakba komandoları gibi) iyi eğitimli güçlerinin önemli bir kısmını İsrail’e gönderip Gazze sınırındaki bir İsrail yerleşimine saldıracağı ve rehineler almaya çalışarak ihtilafı İsrail topraklarına taşımak istiyor” vurgusu dikkat çekiyor.
Şu ana kadar Netanyahu’nun savaş kabinesine katılmamayı seçen Liberman, Netanyahu’nun konuyu bir kabine toplantısında gündeme getirmeye ikna edilmesi gerektiğini belirtti. Liberman’a göre hazırladığı 11 sayfalık belge dikkate alınmadı, hatta belgeyi sunduğu için kendisine ‘kibir’ yapıldı.
Bir diğer iddia ise ABD’nin yüksek tirajlı gazetelerinden New York Times tarafından gündeme getirildi. Gazete hem İsrailli hem de ABD’li yetkililere dayandırdığı haberinde Tel Aviv’in yaklaşık bir yıldır Hamas’ı izlemeyi boşladığı ifade edildi. Hatta Hamas üyelerinin telsizlerinin dinlenmesi bile “vakit kaybı” olarak görüldü.
İsrailli güvenlik yetkilileri aylar boyunca Sayın Netanyahu’yu iç politikalarının yol açtığı siyasi çalkantıların ülkenin güvenliğini zayıflattığı ve İsrail’in düşmanlarını cesaretlendirdiği konusunda uyarmaya çalıştı. İsrailli yetkililere göre Netanyahu temmuz ayında bir gün gizli istihbarata dayanarak tehdit uyarısı yapmak için gelen üst düzey bir generalle görüşmeyi bile reddetti.
Haberde Netanyahu ve üst düzey İsrailli güvenlik yetkililerinin, İran’ın ve onun vekil gücü olan Hizbullah’ın İsrail’e en büyük tehdidi oluşturduğu yönündeki inancına da vurgu yapılıyor. Bu inanç nedeniyle Tel Aviv’in odağının Hamas’tan uzaklaştığına değinildi. Habere göre eylül sonlarında üst düzey İsrailli yetkililer İsrail’in İran destekli grupların çeşitli cephelerde saldırısına uğrayabileceğinden endişe duyduklarını söylediler ancak Hamas’tan bahsetmediler.
Haberde saldırının başladığı 7 Ekim sabahı saat 03.00’de, İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’in Başkanı Ronen Bar’ın “Gazze’de gördüğü şeyin Hamas’ın askeri tatbikatı olup olmadığını” kesinleştiremediği iddia edildi. Üç İsrailli savunma yetkilisine göre neredeyse saldırının başlangıcına kadar hiç kimse durumun Başbakan Netanyahu’yu uyandıracak kadar ciddi olduğuna inanmadı.