Mars’ta tespit edilen büyük depremin nedeni bilim insanlarını şaşırttı
Kahramanmaraş merkezli depremlerin üzerinden altı aydan fazla geçmesine rağmen Suriye'deki depremzedelerin çoğu kendilerini unutulmuş hissediyor. Türkiye'deki ölüm ve yıkım çok daha büyük olsa da savaşın sürdüğü Suriye'de toparlanma çabaları daha karmaşık ilerliyor.
Birleşmiş Milletler’in verilerine göre Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Suriye’nin kuzeybatısında 6 binden fazla kişi ölürken, yaklaşık 10 bin bina yıkıldı, 265 bin kişi ise evsiz kaldı. Türkiye’nin Suriye’de askeri varlığını sürdürdüğü kuzeybatı bölgesini vuran deprem, zaten savaştan kaçmaya çalışan ve uluslararası yardıma muhtaç bir şekilde çadırlarda ya da derme çatma evlerde yaşayan Suriyelilere ikinci bir darbe oldu.
Kriz içinde krizi yaşayan bu depremzedeler için şimdiye kadar tam teşekküllü ya da organize bir barınma planı yapılmadı. Bunun ötesinde geçen ay Türkiye üzerinden sınır ötesi yardımı mümkün kılan BM kararının süresi doldu ve bölgeye yönelik insani desteğin büyük bir kısmı belirsizliğe sürüklendi.
Pazar günü ABD’den üç Kongre üyesi, Suriye tarafına kısa süreli bir ziyaret gerçekleştirdi. Suriyeliler, ABD’li siyasetçilerin 10 yıl aradan sonra ilk kez ülkenin bu kısmına gelmesiyle medyanın bölgedeki insani durumun kötülüğüne dikkat çekmesini umduklarını söyledi. Temsilciler Meclisi üyelerinden Cumhuriyetçi vekil ziyareti sırasında, “Suriye’de rejime ve istikrarlı bir ortam yaratmaya yönelik uzun vadeli yaklaşımımız nedir? İstikrar sağlanırsa insanlar ülkelerine geri dönebilir ve burada hayatlarını yeniden kurarak ekonomilerini yeniden inşa edebilirler” dedi.
Öte yandan ABD, Arap Birliği üyelerinin Suriye ile normalleşmesine büyük tepki göstermişti. Mayıs ayında ABD’li yetkililerin sızdırdığı bir bilgilendirmede, Suriye ile normalleşme yoluna girmeyi düşünen herkese caydırıcı yaptırımlar uygulanacağı belirtilmişti.
Depremin ardından şimdiye kadar yapılan onarma çalışmaları okulların, kaldırımların ve pazar yerlerinin restorasyonu ile hafif ev onarımları gibi parça parça ve geçici çözümlerden ibaret oldu. Uluslararası yardımların bölgeye ulaşmasındaki tek engelin bölgesel karışıklıklar değil, Suriye hükümetine yönelik uluslararası yaptırımlar ve bölgedeki çatışmaların devam etmesi olduğu da biliniyor.
ABD ve Avrupa ülkeleri, bölge siyasi açıdan tam bir düzlüğe çıkana kadar çatışmanın yaşandığı yere yardımlarda bulunmaya temkinli yaklaşıyor. Yardım kuruluşları bu isteksizliğin depremin yarattığı hasarı da kapsadığını söylüyor. Suriyeli yardım grubu Molhan Team’in Yöneticisi Atıf Nanua NYT’ye verdiği demeçte, “Savaşın yeniden inşası farklı bir konu. Depremden etkilenen evlerin yeniden inşasından bahsediyoruz” vurgusunda bulunuyor. Depremden sonra devletlerden ziyade insanlardan bağış toplayan Molham, şimdiye kadar 13 milyon doların biriktiğini, bu paranın 2 bin evin inşası için kullanılacağını söylüyor.
Öte yandan Cinderes gibi kasabalardaki kaygılardan biri depremde yıkılan evlerin bir kısmının savaştan kaçan Kürt asıllı Suriyeli ailelere ait olması. Çünkü bu aileler orada olmadığı için yerlerine ülkenin başka bölgelerinden gelen Arap asıllı Suriyeliler yerleşmeye meylediyor. Cinderes’in belediye meclisi kasabadakilerin sadece yüzde 40’ının aslen Cinderesli olduğunu söylüyor. Molham ve diğer yardım grupları bölgenin etnik yapısını değiştirmemek için kaçanların arazileri üzerine inşaat yapmaktan kaçınıyor.
NYT, El Mire denilen bir kadının deprem sonrası hayatına da değinmiş. El Mire’nin hikayesi çok da yabancı sayılmaz. Kahramanmaraş depremlerinin hemen ardından hayatta kalan pek çok depremzedenin yaşadıklarını şu anda yaşamaya devam ediyor. El Mire’nin ailesi çadır için bir yardım grubuna başvuru yapmış ancak çadır onlara hiç ulaşmamış. Şimdi de sahibinin geri istediği ödünç bir çadırda kalıyorlar. Bu çadır da ellerinden alınırsa nerede kalacaklarını bilmiyorlar.
Bölgedeki insanlarla yapılan başka görüşmelerde, deprem sonrasında herkesin yeniden inşa çalışmalarından bahsettiği ancak artık kimsenin bu konudan en ufak bir şekilde konuşmadığı görülüyor. Bir Suriyeli, “Buradakiler umutlarını kaybetti. O yüzden kendi işlerini kendileri görmeye başladı” diyor.