Ed Sheeran en çok dinlenen müzisyen olmaya devam ediyor
Daha önce İsrail'in Gazze'de uluslararası hukuku ihlal etmiş olabileceğini söyleyen İngiltere Dışişleri Bakanı Cameron, Haaretz için yazdığı yazıda "Gazze'de hayat kurtarabiliriz ama boş sloganlarla değil" dedi.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron, İsrail basınından Haaretz gazetesi için Gazze konulu bir yazı kaleme aldı. Daha önce de İsrail’in Gazze’de yürüttüğü işgal harekatında uluslararası hukuku ihlal etmiş olabileceğini söyleyen İngiliz bakan “Gazze’de hayatları kurtarabiliriz ama boş sloganlarla değil” başlıklı yazısında “İngiltere ve ortakları, Gazze’deki Filistinlilerin çaresiz acılarını hafifletebilir. İsrail’in meşru müdafaa hakkını desteklerken, açlığın kıtlığa dönüşmesini önleyebiliriz” dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı’na (WFP) göre Gazze’deki her 10 Filistinliden 9’unun günde bir öğünden az yemek yiyor olabileceğini belirten Cameron, ailelerin yerinden edilmesi ve sağlık önlemlerinin neredeyse bulunmaması nedeniyle hastalıkların da yayılacağı kaydetti. Cameron “Gazze nüfusunun yaklaşık yüzde 40’ı, 15 yaşın altında. Ölüm ve çaresizlik bu çocukların hayatlarına musallat oluyor” ifadelerini kullandı.
We can save lives in Gaza, but not with empty slogans | Opinion | U.K. Foreign Secretary David Cameron https://t.co/bvvlBPW3ij
— Haaretz.com (@haaretzcom) January 12, 2024
Gazze için harekete geçilmesi gerektiğini herkesin bildiğini ancak asıl sorunun izlenecek yol olduğunu söyleyen Cameron yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Bazıları hemen ateşkes yapmamız gerektiğini söylüyor. Bu çatışmanın gereğinden daha fazla devam ettiğini görmek istemiyorum. Ancak bu, kalıcı bir ateşkesin sağlanması ve bir başka nesil çocukların sürekli savaş tehdidi altında yaşamasını engelleyecek bir ateşkes anlamına geliyor.”
İsrail’in elektrik ve su tedarikinin yanı sıra fırınlar gibi kritik altyapılar için yeterli yakıtın sağlanması konularında adım atabileceğini ifade eden Cameron, Gazze Şeridi’nde görev alan BM çalışanlarına yardım edilmesi gerektiğini söyledi.
9 Ocak’ta İngiltere Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Oturumu’nda milletvekillerinin gündemdeki konulara ilişkin soruları yanıtlarken Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Alicia Kearns’in, “Gazze Şeridi’nin İsrail tarafından işgal edilip edilmediği konusunda, İngiltere’nin yasal pozisyonunun ne olduğunu” sorusuna şu yanıtı vermişti:
“Bizim pozisyonumuz İsrail’in Hamas’a karşı bir kampanya yürüttüğü yönündedir. Bunun uluslararası insancıl hukuka uygun olup olmadığını düzenli olarak kontrol etmeli ve değerlendirmeliyiz. İsrail’in kendisini işgalci bir güç olarak gördüğünü sanmıyorum ancak bunun doğru olup olmadığı konusunda hukuki tavsiye almak isterim.”
Cameron “İsrail’in uluslararası hukuku ihlal edebilecek bir eylemde bulunmasından mı endişe ediyorum çünkü bu bina bombalandı ya da başka bir şey mi oldu? Evet, tabii ki bu konuda endişeliyim” demişti. Cameron ayrıca belirli bir olayın uluslararası hukuku ihlal edip etmediği konusunda her zaman bir “soru işareti” olduğunu ve avukatların bunu inceleyerek kendisine tavsiyede bulunacağını söylemişti.
Bakan Cameron, Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanı’nda (UAD) “soykırım” davası açmasını doğru bulmadığını söyleyerek şu değerlendirmelerde bulunmuştu:
“Bunun yararlı olduğunu düşünmüyorum. Buna katılmıyorum. Doğru olduğunu da düşünmüyorum. Soykırım gibi terimler etrafında dolaşmamamız gerektiğini düşünüyorum. Soykırımı tanımlamak devletlerin değil mahkemelerin görevidir. Bizim görüşümüz İsrail’in kendini savunma hakkına sahip olduğu yönündedir.”
1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine UAD’de dava açabiliyor. Güney Afrika Cumhuriyeti de İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık’ta UAD’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti.
Güney Afrika bu kapsamda Uluslararası Adalet Divanı’ndan 9 ihtiyati tedbir kararına hükmedilmesini talep ediyor. Bunlar arasında İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonları derhal durdurması, Filistinlilere yönelik soykırımın önlemesi için gerekli tüm makul tedbirleri alması, yerlerinden edilenlerin evlerine dönerek yeterli gıda, su, yakıt, tıbbi ve hijyen malzemeleri, barınak ve giysi dahil olmak üzere insani yardıma erişiminin sağlaması, soykırıma karışanların cezalandırılmaları için gerekli adımları atması ve soykırımın delillerini muhafaza etmesi de bulunuyor.
Güney Afrika durumun aciliyeti sebebiyle UAD’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanlarını ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başlıyor. Kararının açıklanması için hakimleri bağlayan bir son tarih bulunmamakla birlikte Divan’ın önce yargılamalarına bakıldığından soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.