İki aydır havalimanında yaşayan İranlı akademisyen geri gönderme merkezine götürüldü
İrlanda ve İngiltere arasında sığınmacı krizi baş gösterdi. Dublin yönetimi çıkarılması planlanan acil durum yasasıyla ülkedeki sığınmacıları Londra'ya geri göndermeyi planlıyor. İngilizler ise kendi sığınmacılarını Afrika'ya gönderme derdinde.
Sığınmacıları Ruanda’ya göndermeye hazırlanan, bu konuda önündeki tüm engelleri ortadan kaldırarak bir yasa çıkaran İngiltere İrlanda ile bu konuda karşı karşıya geldi. Dublin İrlanda’ya gelenleri İngiltere’ye geri gönderme sözü verirken Londra hiçbir sığınmacıyı kabul etmeyeceğini söylüyor.
İrlanda medyasında yer alan haberlere göre Başbakanı Simon Harris, Adalet Bakanı Helen McEntee‘den mevcut yasanın ülkeye giren sığınmacıların İngiltere’ye geri gönderilmesine izin verecek şekilde değiştirilmesi için meclise teklif getirmesini talep etti.
Başbakan Harris County Monaghan’da bir anma etkinliğinde düzensiz göçle ilgili açıklama yaptı. Harris başka ülkelerin göç politikalarının İrlanda’nın bütünlüğünü etkilemesine izin verme niyetinde olmadıklarını vurguladı ve “Bu ülke hiçbir şekilde başka bir ülkenin göç sorunlarına boşluk sağlamayacak. Bu çok aşikar” dedi ve ekledi:
“Diğer ülkeler göçü nasıl ilerletmek istediklerine karar verebilir. İrlanda perspektifinden bakacak olursak kuralların yürürlükte olduğu ve uygulandığı sağlam bir sisteme sahip olmayı amaçlıyoruz.”
Planlanan mevzuat İngiltere Başbakanı Rishi Sunak’ın Muhafazakar Parti’sinin caydırıcılığının işe yaradığını iddia etmesi ve İrlanda’ya son dönemde gelen sığınmacıların yüzde 80’inin Kuzey İrlanda ile olan kara sınırından ülkeye girdiğinin ortaya çıkmasıyla geldi.
İngiliz hükümetinden bir kaynak Avrupa Birliği (AB) ile daha geniş kapsamlı bir anlaşma yapılmadan İrlanda’dan sığınmacı kabul edilmeyeceğini söyledi:
“AB sığınmacıları Fransa’ya geri gönderebileceğimizi kabul edene kadar İrlanda üzerinden AB’den gelen hiçbir sığınmacıyı kabul etmeyeceğiz. Tamamen Ruanda planımızı hayata geçirmeye odaklanmış durumdayız ve teknelerin kanalı geçmesini engellemek için Fransızlarla birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
İrlanda daha önce İngiltere’yi sığınmacıların geri gönderilebileceği “güvenli üçüncü ülke” belirlemişti ancak geçen ay İrlanda Yüksek Mahkemesi bunun AB yasalarını ihlal ettiğine hükmederek geri göndermeleri engelledi.
McEntee Londra’ya yapacağı ziyarette İrlanda’nın kontrollerini güçlendireceğini ve İngiltere Dışişleri Bakanı James Cleverly ve diğer İngiliz yetkililerle mültecileri geri gönderme konusunu görüşeceğini söyledi.
İrlandalı bakan RTE kanalında katıldığı bir programda ülkesine yönelik göçte artışın pek çok nedeni olduğunu belirterek “İngiltere’nin Brexit’i (İngiltere’nin AB’den ayrılması: 2020) seçerek aldığı kararda açık olan şey, ülkelerine sığınma talebinde bulunan insanların sayısında bir artış olduğudur. Bununla nasıl başa çıkacakları, onların politikası” yorumunda bulunmuştu.
İrlandalı bakan McEntee geçen hafta bir parlamento komitesinde İrlanda’ya gelen sığınmacıların yüzde 80’inden fazlasının İngiltere’nin parçası olan Kuzey İrlanda üzerinden geldiğini söylemişti.
Adalet Bakanı olarak odak noktasının ülkesinin etkili göçmenlik yapısına sahip olması olduğunu vurgulayan McEntee şöyle demişti:
“İşte bu yüzden acil işlem sürecini başlatıyorum, işte bu yüzden insanları İngiltere’ye etkili bir şekilde geri gönderebilmemizi sağlamak için bu hafta kabinede acil bir yasa tasarısı sunacağım ve işte bu yüzden Pazartesi günü bu konuları gündeme getirmek üzere (İngiltere) İçişleri Bakanı James Cleverly ile görüşeceğim.”
Aynı saatlerde Sky News’e verdiği demeçte de Başbakan Sunak geçen hafta yürürlüğe giren Ruanda yasasının şimdiden etkisini göstermeye başladığını, çünkü insanların ülkeye gelmekten endişe duyduğunu söylemiş, şöyle demişti:
“Yasadışı göç küresel bir sorun. Bu nedenle birçok ülkenin bizimle ortaklık yapmaktan bahsettiğini, bu sorunu çözmek için yeni yollar aradığını ve İngiltere’nin öncülük ettiği yolu takip edeceğini düşünüyorum.”
Geçen hafta İrlanda’ya mültecilerin yerleştirilmesi önerisi üzerine düzenlenen protestolar polisle şiddetli çatışmalara yol açmıştı. Polis protestolar sırasında kendilerine taş ve bıçak atıldığını ve bir balta ele geçirdiklerini söyledi.
Mülteci krizine yönelik çözüm arayışında olan ülkelerden biri İngiltere. 2022 yılında ülkeye yasadışı giriş yapan mültecilerin 10 bin kilometre uzaklıktaki Doğu Afrika ülkesi Ruanda’ya gönderileceğini açıklamıştı. “Mülteci sürgünü” adıyla anılan bu plan İngiltere ve dünyada eleştiri konusu olmuştu. Dönemin İngiltere İçişleri Bakanı Priti Patel “Süreci durdurmak ve gönderilme işlemlerini geciktirmek için girişimlerde bulunulacağını bilmekle beraber, bu girişimler beni caydıramayacak. İngiliz kamuoyunun beklentilerini yerine getirme yükümlülüğümün bilincindeyim” demişti.
İngiltere Ruanda’nın hükümetiyle tartışmalı bir anlaşmaya imza atmış, Ruanda 151 milyon dolar karşılığında İngiltere’den gönderilecek sığınmacıları kabul etmeye razı olmuştu. Sığınma başvuruları değerlendirilen göçmenleri göndermek için Ruanda’yla anlaşan İngiltere, bunun Ukraynalılar için geçerli olmayacağını ifade etmişti. Dönemin İngiltere Başbakanı Boris Johnson yaptığı açıklamada “mültecileri göndermek için anlaştıkları Afrika ülkesi Ruanda’ya Ukraynalıların gitmeyeceğini” belirtmişti.
Manş Denizi yoluyla İngiltere’ye ulaşanların sayısı 2020’de 8 bin 500 olarak kaydedilirken bu sayı 2022’de 28 bini bulmuştu.
Ülkede muhalefet insan hakları örgütleri ile Birleşmiş Milletler (BM) başta olmak üzere birçok uluslararası kuruluşun tepki gösterdiği plan Yargıtay ve Yüksek Mahkeme tarafından da yasaya uygun bulunmuştu. Kararın ardından Haziran 2022’de yedi kişiyi Ruanda’ya taşıyan ilk uçuş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararıyla durdurulmuştu. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı Yüksek Mahkemede yeni bir dava açmış, mahkeme 19 Aralık 2022’de Ruanda uçuşunun yasal olduğuna karar vermişti. Mahkeme temyiz yolunu da açık tutmuş, bunun üzerine dönemin İçişleri Bakanı Suella Braverman yazın uçakların Ruanda için havalanacağını öne sürmüştü. Kararı Temyiz Mahkemesi’ne götüren insan hakları savunucularının başvurusu sonucu mahkeme 29 Haziran’da hükümetin ülkeye yasa dışı yollarla giren düzensiz göçmenleri Ruanda’ya gönderme planının yasalara uygun olmadığına karar vermişti.
İngiltere’nin ülkeye yasadışı yollardan giren mültecileri Ruanda’ya gönderme planı için düğmeye basması ardından gönderilecekleri yönünde resmi bildirim alan bazı sığınmacılar 2022 yılında açlık grevine başlamıştı.