İskoçya başbakanının Erdoğan ile görüşmesi İngiltere’yi karıştırdı
İngiltere'nin meşhur perakende mağazası Harrods ve Premier Lig ekibi Fulham da dahil olmak üzere çok sayıda yatırımı olan dünyaca tanınan iş insanı Muhammed El-Fayed 94 yaşında hayatını kaybetti. El-Fayed'in oğlu Dodi, 26 yıl önce Galler Prensesi Diana'yla beraber trafik kazasında ölmüştü.
Dünyanın en güçlü iş insanlarından birisiyken, oğlunun da yaşamını yitirdiği trafik kazasıyla küresel olarak şöhret sahibi olan ve hayatı mercek altına alınan Mısır asıllı iş insanı Muhammed El-Fayed, 94 yaşında yaşamını yitirdi.
El-Fayed’in ölümünü, eski sahibi olduğu Premier Lig ekibi Fulham duyurdu. Çarşamba günü yaşamını yitiren El-Fayed, oğlu Dodi El-Fayed’in, Galler Prensesi Diana’yla beraber Paris’te 31 Ağustos 1997’de trafik kazasında hayatını kaybettiği günün yıldönümünden bir gün önce 30 Ağustos’ta yaşamını yitirdi.
Muhammed El-Fayed 1997’deki bu kazadan sonra inzivaya çekilse de tüm dünyanın gözlerinin çevrildiği bu olay onun gözlerden uzak bir hayat yaşamasına imkân vermemişti.
Mısırlı iş insanı efsanevi bir zenginliğe sahipti: Paris’te, bir sarayı andıran Ritz Hotel, Londra’nın meşhur perakende mağazası olan ve 25 yıl boyunca sahibi olduğu Harrods dahil olmak üzere petrol, denizcilik, bankacılık ve emlak alanlarında çok sayıda yatırımı vardı. Forbes’un haberine göre tahmini serveti bu yıl 2 milyar dolardı. Bu da onu dünyanın en zengin 1516’ncı insanı yapıyordu.
New York Times’ın ardından yazısına göre Londra, Paris, New York, Cenevre, St. Tropez ve sayısını bilmediğimiz başka yerlerde ikâmet ettiği evleri, Cenova, İtalya ve Kahire’de bulunan 40 gemilik bir filosu ve Basra Körfezi’nden Kuzey Afrika, Avrupa ve Amerika’ya kadar uzanan alanda işletmeleri bulunuyordu. El-Fayed, Mısır vatandaşlığına sahip olsa da nadiren ülkesine gidiyordu.
Kudretli bir iş insanı olmasına rağmen İngiltere vatandaşlığına yönelik başvuruları defalarca reddedilen El-Fayed, 1995’te bu konuda New York Times’a şöyle demişti: “Eskiden Mısır’ın olduğu gibi, herhangi bir koloniden gelen herkesi, bir hiç sanıyorlar. Siz onlardan daha iyi olduğunuzu kanıtlarsınız, herkesin konuştuğu işler yaparsınız ama onlar şöyle düşünür: O bunları nasıl yapabilir? O sadece bir Mısırlı.”
İngiltere vatandaşlığını alamaması onun tüm İngiltere’nin konuştuğu şeyler yapmasını önleyemedi: İskoçya’da bir şato satın aldı ve bazen kilt giydi. Fulham’ı satın aldı. Windsor’daki Royal Windsor Horse Show’a sponsor oldu ve 150 yıldır İngiliz düzenini alaya alan can çekişen hiciv dergisi Punch’ı hayatta tutmaya çabaladı.
1985’te Harrods’ı devralması birçok Britanyalıyı Big Ben satılmışçasına etkiledi. Bir yıl sonra İngiltere’nin eski Kralı VIII. Edward ve 1936’da tahtından feragat ettiği Amerikalı Wallis Warfield Simpson’ın evi olan Paris’teki 19’uncu yüzyıldan kalma villa için 50 yıllık bir kira sözleşmesi imzaladı.
Ama en çok konuşulduğu olay tabii ki oğlu Emad, bizim bildiğimiz adıyla Dodi’nin, Galler Prensesi Diana’yla olan ilişkisi olmuştu. 1997 yazında El-Fayed, Diana ve oğullarını Fransız Rivierası’ndaki evinde ve yatlarından birinde vakit geçirmeye davet etti. Oğlu Dodi de oradaydı.
Suudi milyarder silah tüccarı Adnan Kaşıkçı’nın Mısır doğumlu yeğeni Dodi, lüks partiler veren, filmleri finanse eden, güzel kadınlarla flört eden ve bir zamanlar kısa bir evlilik yapmış olan kötü şöhretli bir playboy olarak tanımlanıyordu. Diana ile tanışmışlardı ama birçok anlatıya göre Akdeniz gezisinde birbirlerine aşık olmuşlardı. Bu aşk filizlendikçe, İngiliz basınının ilgisi arttı ve paparazziler her adımlarında etraflarını kuşatır oldu. Diana ve Dodi’yi taşıyan, El-Fayed’in koruması Henri Paul’ün kullandığı Mercedes, 31 Ağustos 1997’nin erken saatlerinde, paparazzilerden kaçmaya çalışırken yüksek hızda ve sarhoş bir halde Paris’teki bir tünelde beton bir sütuna çarptı. Üçü de yaşamını yitirdi. Bu olayın sonucu kadar meydana geliş şekli de tartışıldı ve davalara konu oldu.
Tartışmalara Muhammed El-Fayed, Diana ve Dodi’nin birlikte olmasını istemeyen kişiler tarafından bu çiftin öldürüldüğünü açıkladı. Evlenmek üzere nişanlandıklarını açıkladı ve kazadan bir saat önce kendisini arayarak hamile olduğunu söylediğini belirtti. Buckingham Sarayı ve prensesin ailesi bu sözleri fantezi olarak niteledi ve kınadı.
2006’ya kadar uzanan süreç sonunda İngiliz polisi bu olayın bir kaza olduğuna karar verdi. 2008’de de İngiliz adli tıp jürisi kraliyet ailesi, İngiliz istihbarat servisleri ve diğerlerini içeren tüm komplo teorilerini reddetti: Olayı şoförün ve peşindeki paparazzilerin ağır ihmaline bağladı. Fransız bir patoloğun Diana’nın hamile olmadığını tespit ettiği de bu karar ek olarak açıklandı.
Bu karar sonrası El-Fayed olayın peşini bıraktığını açıkladı ve intikamını bir anlamda mahşere bıraktığını söyledi: “İntikamımı Tanrı’ya bırakıyorum.”
27 Ocak 1929’da İskenderiye’de doğan Muhammed El-Fayed, 1954 yılında ünlü silah tüccarı Adnan Kaşıkçı’nın kız kardeşi Samira’yla evlendi. Dodi de bu çiftin tek çocuğu olarak dünyaya geldi. İkili 1956’da boşandı.
Muhammed El-Fayed, 1985’te Finli Heini Wathen’le hayatını birleştirdi ve hepsi İngiltere’de doğan dört çocukları oldu: Jasmine, Karim, Camilla ve Omar.
1960’larda Basra Körfezi’ndeki petrol bolluğundan büyük kazanç sağladı. İngiliz inşaat şirketleri ve körfez yöneticileri için aracı oldu ve Dubai limanının, Dubai Ticaret Merkezi’nin ve şimdiki Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki diğer mülklerin geliştirilmesine ön ayak oldu. 60’ların ortasında Londra’ya taşınırken, soyadına aristokrat kökenlerini ima eden ‘El-‘ ekledi. İskoç şatosu, Fulham kulübü gibi satın alımlar bunları takip etti.
Muhafazakar Parti’ye destekleriyle Başbakanlar Margaret Thatcher ve John Major’la ilişkisini geliştirdi.
1979’da Paris’teki Ritz Oteli, 30 milyon dolardan ucuza aldılar, 10 yıl süren bir yenilemeyle 250 milyon dolar para harcadılar ve dünyanın en lüks otellerinden biri haline getirdiler. 1984-85’te Harrods ve diğer çok sayıda mağazanın çatı şirketi House of Fraser’a 840 milyon dolar ödeyip, zincirin Londra’nın seçkin Knightsbridge bölgesindeki amiral gemisini yenilemek için 300 milyon dolar daha yatırım yaptılar. Bu satın alımda paranın Brunei Sultanı’ndan geldiğine yönelik hükümet raporunu Brunei sultanı yalanladı, El-Fayed de bunu karalama olarak niteledi.
Fulhamı’ı 2013’te Pakistan asıllı ABD’li bir iş insanına, Harrods’ı da 2010 yılında Qatar Holding’e satmıştı. Bu satışla emekli olduğunu açıklayan Muhammed El-Fayed, 94 yaşında yaşamını yitirdi.