ABD’nin hareketli 48 saati: Irak ve Suriye’den sonra Yemen’i vurdu
İran'da Mahsa Amini'nin ölümüyle tetiklenen protestoların gücünü yitirmeye başlamasının ardından İranlı yetkililer, 'ahlak polisi'nin sokaklara yeniden döndüğünü bildirdi. Bu polis biriminin sokağa döner dönmez başörtüsü kuralına uymayan kadınları gözaltına alması İranlıların tepkisini çekti.
İran’da geçen eylül ayında 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ‘başörtüsünü uygunsuz taktığı’ gerekçesiyle ‘ahlak polisi’ tarafından gözaltına alınmasından kısa bir süre sonra ölmesi ülke genelinde protestolara yol açmıştı. Ülkeyi büyük bir krizin eşiğine getiren olaylardan 10 ay sonra hükümet, ‘ahlak polisi’nin sokaklara döneceğini duyurdu.
40 yıldır ülkede hakim olan teokrasinin devrilmesi için halkın sokağa döküldüğü dönemde yetkililer, insanları sakinleştirmek amacıyla ‘ahlak polisi’ni geri çekmişti. Sokaklarda nadiren devriye gezerken görülen ‘ahlak polisi’nin dağıtıldığına dair iddialar bile ortaya atılmıştı. Tabii bu iddialar daha sonra yetkililerce yalanlanmıştı.
500’den fazla protestocunun öldürüldüğü, yaklaşık 20 bin kişinin gözaltına alındığı olayların ardından protesto ateşi büyük ölçüde söndü. Ancak pek çok kadın başta başkent Tahran olmak üzere katı kıyafet kurallarını çiğneyerek tepkisini göstermeye devam etti.
Yetkililer ise protestolar boyunca geri adım atmayı reddederek, kıyafet kurallarının değişmediği konusunda ısrarcı kaldı. Zira yetkililer bu konuda gösterilecek bir tavizin İslam Devleti’ne yönelik yeni talepleri gündeme getireceğine, özgürlük isteğinin artacağına inanıyor.
İran polisi sözcüsü General Said Montazerolmahdi, ‘ahlak polisi’nin kamusal alanda başörtüsü takmayan kadınları uyarmaya ve kuralı ihlal edenleri gözaltına almaya devam ettiğini söyledi. Sosyal medyada yayımlanan videolarda ‘ahlak polisi’nin bir kadını başörtüsü takmadığı için gözaltına aldığı anlar görüldü.
This is Iran today and this is how the morality police arrested a teenager for not wearing a hijab. Mahsa Zhina Amini was taken away like this, then killed. Where are those journalists who excitedly reported the cancellation of those morality police? #WomanLifeFreedom pic.twitter.com/xndXlnnkSB
— Masih Alinejad 🏳️ (@AlinejadMasih) July 15, 2023
Bu görüntülere tepki gösteren oyuncu Muhammed Sadıki, “İnanın bana, böyle bir sahneyi gerçekte görsem cinayet işleyebilirim” demişti. Bunun üzerine evine baskın düzenlenen Sadıki gözaltına alındı. Tahran Belediyesi’ne bağlı yarı resmi Hamşehri gazetesinin internet sitesinde, Sadıki’nin ‘insanları polise karşı silah kullanmaya teşvik ettiği’ gerekçesiyle gözaltına alındığı belirtildi.
Öte yandan Tahran Üniversitesi’nin önde gelen siyaset bilimi profesörlerinden biri olan Sadık Zibakalam’ın da kız öğrencilerin zehirlendiği olaylarla ilgili olarak attığı tweetler sebebiyle hükümetle başı belaya girdi. Sosyal medyada önemli bir takipçi kitlesine sahip olan 75 yaşındaki Zibakalam mart ayında, “1979 yılında imparatorluk sisteminin yerini alan bu yeni sistemin hem Batı’nın hümanizminden hem de Doğu’nun sosyalizminden üstün olduğuna inanıyorduk. İnsanlık için yeni bir model olarak anlatılıyordu. Eğer o zamanlar biri bize 44 yıl sonra kız çocuklarının zehirlenmeye kurban gideceğini söylese tepkimiz nasıl olurdu?” diye yazmıştı.
Amini için düzenlenen protestolara özellikle kız lise öğrencilerinin aktif bir şekilde katılmasının ardından ilkokul ve liselerde 7 binden fazla kız öğrenci zehirlendi. Hükümet, bunun arkasında kızların okula gitmesini istemeyen radikal grupların olduğunu söyledi. Ne var ki şimdiye kadar konuyla ilgili elle tutulur bir tutuklama yapılmadı.
Tweetinin ardından savcılar Zibakalam’ı, ‘kamuoyunu rahatsız edici yalan yayın yapmak’la suçladı. Düzenlenen duruşmada bir yıl hapis cezası alan Zibakalam, tweetinde çocukların zehirlenmesindeki suçlunun doğrudan hükümet olduğunu söylemediğini belirtti. Zibakalam kararı temyize götüreceğini belirterek, “Hapse girmek istemiyorum. Bu arzu ettiğim bir şey değil. Şampiyon ve kahraman olmak isteyen pek çok İranlı var. Ben onlardan değilim. Ben yazmak istiyorum” dedi.