DEM Parti’nin batıda seçime gireceği ilçeler
İran cuma günü hem parlamento üyelerini, hem de Uzmanlar Meclisi'ni belirlemek için sandığa gitti. Ancak yetkililerin çağrısına rağmen katılım oranı 1979 devriminden bu yana en düşük seviyeye ulaşarak yüzde 41 oldu.
Seçimlerle dolu bir yıldayız, İran da bu yıl seçim yapılan ülkelerden biri. Cuma günkü parlamento seçimlerinde İran 1979 devriminden bu yana en düşük katılımı gördü.
Cuma günü iki ayrı seçim yapıldı. Biri 290 parlamento üyesinin belirlendiği parlamento seçimiydi, diğeri ise Uzmanlar Meclisi’nin üyelerini belirlemek için yapıldı. Ülkenin en güçlü kişisi olan ruhani lideri seçen, denetleyen ve azleden anayasal kurum olan Uzmanlar Meclisi halk tarafından seçilen 88 din insanından oluşuyor.
Seçim 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin “başörtüsünü düzgün takmadığı” gerekçesiyle “ahlak polisi” tarafından gözaltına alındıktan sonra öldüğü 2022 yılında patlak veren protestolardan bu yana yapılan ilk seçim oldu. Protestolar hükümetin gevşetmek şöyle dursun, kuralları daha da katılaştırmasıyla sonuçlandı.
61.2 milyondan fazla İranlının seçimlerde oy kullanma hakkı vardı ama mevcut sıkıntılar nedeniyle bazı reformistler seçimleri boykot kararı aldı. Ruhani lider Ayetullah Ali Hamaney’in halkı oy vermeye çağırmasına rağmen katılım açısından beklenen sonuç alınamadı. Oyunu ilk kullanan kişi olan Ayetullah “Mümkün olan en kısa sürede oylarınızı kullanın, İran’ın dostlarının da düşmanlarının da gözü sonuçlarda” demişti.
İçişleri Bakanlığı oy verme sürecini cuma günü gece yarısına kadar tam üç kez uzattı. Sebep olarak oy verme merkezlerindeki “yoğunluk” gösterildi. Halbuki katılım oranı yüzde 41’e geriledi. Tahran’da oy kullanma hakkına sahip orta sınıftan sekiz milyon kişinin yüzde 24’ünden daha azı sandığa gitti. Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf Tahran listesinde 94 bin oy alıp dördüncü sıraya gerileyerek büyük hezimete uğradı. En popüler aday ise yalnızca 326 bin oy alabildi.
İran’ın ilk reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi de oy kullanmayanlar arasındaydı. Hatemi’nin de ilk kez bir seçimde oy kullanmaması reformistler arasında “oyunun kurallarını değiştiren bir gelişme” olarak yorumlandı.
Bir önceki parlamento seçimi 2020’de, Covid-19 salgınının en şiddetli olduğu dönemde yapılmış ve yüzde 42.57 katılım olmuştu. Bu, bu seneki seçimlere kadar 2020 seçimleri devrimden bu yana ülkedeki en düşük katılım olarak yerini almıştı.
Analistler düşük katılımın siyasetçilere duyulan hayal kırıklığının göstergesi olduğunu belirtiyor. Nobel barış ödüllü ancak şu anda hapiste olan kadın hakları savunucusu Nergis Muhammedi ailesi aracılığıyla İngiliz haber ajansı Reuters’a yaptığı açıklamada seçimleri “düzmece” olarak değerlendirdi.
2020’ye kadar milletvekilliği yapan Mahmud Sadıki ise seçime katılımın daha da düşük olmasını “hükümet ve iktidar fraksiyonu için büyük uyarı” olduğunu söyledi ve ekledi: “Gerçeği inkar ederek yalan yanlış zafer iddiasında bulunmak yerine bu uyarıyı ciddiye alıp seçimleri anlamlı kılacak yapısal reformlara boyun eğin. Bir önceki seçimde katılım oranı yüzde 42.5’e vurunca bunun Covid-19 yüzünden olduğunu söylemişlerdi. Şimdi onun da altına düşmeyi zafer sayıyorlar!”
İktidar yanlısı gazeteler için bu katılım oranı gerçekten de bir zaferdi. Mesela Hamshahri gazetesi oy kullanan 25 milyon kişiye atıfta bulunarak bu sayının “Amerika’nın yüzüne atılmış bir tokat” olduğunu yazmıştı. Gazetede ayrıca “Halkın yüzde 41’inden fazlasının seçimlere katılması düşmanların planlarını bozdu. Son 45 yılın en büyük seçim boykotu kampanyası başarısız oldu” diye yazdı.
Devrim Muhafızları ise cumartesi günü İranlılara seçimlere “şanlı” katılımları için teşekkür etti ve bunun “düşmanlara verilen güçlü bir yanıt” olduğunu belirtti.
Covid-19’dan önceki süreçte 2016 parlamento seçimlerinde katılım oranları yüzde 61.6’yken 2012’de bu oran yüzde 63.9’du.
Bir Pakistan olmasa da oy pusulalarının sayılması İran’da da zaman alıyor. İlk sonuçlara göre Tahran’daki 30 sandalyeyi muhafazakârlar kazandı. İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya göre mevcut Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi Güney Horasan eyaletinde oyların yüzde 82.5’ini almasının ardından Uzmanlar Meclisi’ne üçüncü kez seçildi.
Radikal gruplar arasındaki bölünme dört yıl önceki gibi tek bir listeden yarışa girmek yerine dört farklı liste oluşturulmasına neden oldu. Bu da Tahran’da ilk 30’da yer alan pek çok kişinin ikinci tura gerek kalmamasını sağlayan yüzde 20’lik oy oranına ulaşamaması anlamına geliyor.
Mevcut yönetimin siyasi yaklaşımlarına meydan okuyan kilit isimlerin adaylıkları herhangi bir neden gösterilmeksizin engellendi ki bunlar arasında yalnızca reformistler değil eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani gibi merkeziyetçiler de var.