Teknoloji şirketleri İsrail’den çekiliyor
İsrail ve Hizbullah arasında topyekûn savaş endişesi büyürken Nasrallah İsrail'in Güney Kıbrıs üslerini kullanacağı istihbaratı aldıklarını söyledi. Hizbullah lideri böyle bir durumda Güney Kıbrıs'ın hedef olacağına dikkat çekti.
Hamas’ın İsrail’e 7 Ekim’de düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’nda 1200’den fazla İsraillinin öldürülmesi ve 250’sinin de esir alınmasıyla başlayan savaş dokuzuncu aya girdi. Savaşta Hamas ve Operasyon Odası’ndaki Filistinli Direniş Örgütlerine en büyük desteği Direniş Ekseni’nin en güçlü ismi Lübnan Hizbullahı veriyor.
8 Ekim’den bu yana Lübnan-İsrail sınırında çatışan Hizbullah ve Tel Aviv güçleri savaşın dünyaya yayılacağı endişesini yükseltmeye devam ediyor. Şu ana kadar yaşanan çatışmalarda 18 İsrail askeri ve 10 sivil hayatını kaybetti, 70’ten fazla Lübnanlı sivil ve çeşitli kaynaklara göre en az 300 ila 500 Hizbullah üyesi öldü. 500 rakamı doğrulanırsa bu Hizbullah’ın 2006’da İsrail ile girdiği son büyük savaştan daha çok kayıp verdiği anlamına gelecek.
Geçen hafta İsrail ordusunun saha komutanı dahil Hizbullah’ın beş üyesini öldürmesinin ardından örgüt 7 Ekim’den bu yana İsrail’e en büyük roket saldırısını düzenledi. Saldırıda 215 roket ateşlendi, hem işgal altındaki Golan Tepeleri, hem de İsrail’in kuzeyi hedef alındı. Hizbullah Gazze Şeridi’nde ateşkes sağlanmadıkça saldırıyı durdurmayacağını söylüyor. İsrail ise yakında Hizbullah ile topyekûn savaş kararı alınabileceği uyarısıyla tansiyonu daha da yükseltti.
Haliyle gözler Lübnan ve İsrail hattına çevrildi ancak Hizbullah bu kez başka bir adres verdi.
Hizbullah Hareketi Genel Sekreteri Hasan Nasrallah İsrail’in Lübnan’a olası topyekûn saldırıda Güney Kıbrıs’taki havalimanı ve askeri üslerini kullanacağı yönünde istihbarat elde ettiklerini, o durumda o ülkeyi de savaşın parçası kabul eden bir tutum alacakları uyarısı yaptı. Nasrallah İsrail ordusunun 11 Haziran’da Lübnan’ın güneyine düzenlediği hava saldırısında öldürülen Talib Sami Abdullah için düzenlenen anma törenine video-konferans aracılığıyla katılarak açıklama yaptı.
İsrail devletinin kuruluşu olan 1948’den bu yana ilk defa İsrail’in kuzeyindeki İsraillilerin bölgelerini terk etmek zorunda kaldığını ve İsrail’in orada güvenlik kemeri inşa etmek zorunda kaldığını belirten Nasrallah Lübnan cephesinin en açık kanıtlarından birisinin İsrailli liderler ve yerleşimlerden duydukları isyan çığlıkları olduğunu söyledi.
İsrail’in Güney Kıbrıs’ta sürekli askeri tatbikat yaptığını ifade eden Nasrallah Lübnan’a yönelik olası bir saldırıda Güney Kıbrıs’taki havalimanı ve askeri üsleri kullanacağı istihbarat ve duyumu aldıklarını söyledi. Nasrallah Lübnan’a saldırı için İsrail’e üslerini açması halinde Hizbullah’ın “Güney Kıbrıs’ı savaşın bir parçası kabul edeceği ve buna göre tutum sergileyeceği” tehdidinde bulundu.
Hizbullah’ın savaş niyeti olmamasına rağmen İsrail’in korkudan dolayı kuzeydeki kuvvetlerini güçlendirmeye devam ettiğini aktaran Nasrallah bunun da İsrail ordusu açısından Gazze’deki cepheyi etkilediğini kaydetti. İsrail’in sınır hattından gerilimi yükseltmesi durumuna da değinen Nasrallah “Lübnan’a dayatılabilecek herhangi bir savaş halinde Celile’ye (İsrail’in kuzey bölgeleri) saldırı olasılığı mevcut” dedi. Hizbullah’ın İsrail’in kuzeyindeki sınır hattında yer alan askeri mevziilerine aralıksız bir şekilde saldırılar düzenlediğini söyleyen Nasrallah “Mevziiler boş değil ve halen içerisinde askerler var” dedi.
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah bu süreçte ellerine yeni silahların geçtiğini ve daha önce çatışma alanlarında bunu kullanmadıklarını ancak aşamalı bir şekilde söz konusu silahı kullanmaya başlayacaklarını söyledi. Yeni silahların türü ve nasıl temin ettiklerine dair detay vermeyen Nasrallah Lübnan’da bazı insansız hava aracı ve füzelerin de imalatına başladıkları bilgisini de verdi.
Hizbullah’ın mensup sayısı hakkında daha önce 100 bin rakamını verdiğini hatırlatan Nasrallah, bu rakamı şu anda çoktan geçtiklerini ancak topyekûn savaş koşullarında bile bu kadar insan gücüne ihtiyaçlarının olmadığını aktardı.
Nasrallah Suriye, Irak, Yemen, İran ve diğer ülkelerinden saflarında savaşmak isteyen müttefiklerinin kendileriyle irtibata geçtiğini ancak onlara yeterli insan güçlerinin olduğunu ilettiklerini söyledi.