İran’daki saldırılarda ölü sayısı 89’a yükseldi, 11 kişiye gözaltı
İsrail'in İran'a yapacağı misillemenin zamanı kadar yeri de merak konusu. Çünkü İsrailli bazı yetkililer petrol ve nükleer tesislerin vurulması için bastırıyor. Ama söylenene göre Netanyahu Biden'a "Askeri tesisleri vuracağız" diye güvence vermiş.
Gazze’deki savaş başladığından beri ara ara tekrarlayan şeylerin başında İsrail ve İran’ın karşılıklı misilleme yarışı geliyor. Son olarak Lübnan Hizbullahı’nın lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesi üstüne İran’ın İsrail’e 180 balistik füze fırlatması gözlerin İsrail’e çevrilmesine neden oldu. Özellikle İsrailli yetkililerin İran’a verilecek olası karşılık olarak petrol ve nükleer tesisleri göstermesi endişeleri bir üst boyuta çıkardı. İran cephesinde ciddiye alınan bu iddiaya karşılık “Biz vurulursak Körfez’deki petrol tesislerini de vururuz” uyarısı yapıldı.
Böyle bir durum ABD ve müttefikleri için yeni sıkıntıların doğması anlamına geliyor. Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’yı petrol alışverişlerinin dışında tutan Batı büyük oranda Ortadoğu’ya bağımlı hale geldi. Körfez’deki tesislerin hedef alınması petrol fiyatlarının fırlaması anlamına geliyor. Ama Amerikan gazetesi Washington Post’un haberine göre İsrail Biden yönetimine İran’a misilleme yapacaklarında hedef alacakları yerin petrol ve nükleer tesisler olmayacağına dair güvence verdi.
Bu güvenceler hem ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hem de ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ve İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant arasında son günlerde yapılan telefon görüşmelerinde verildi. İsrailli her iki yetkili de enerji tesislerinin değil, askeri tesislerin hedef alınacağını söylüyor ama listelerinde hangi hedeflerin olduğu bilinmiyor. Netanyahu’nun ofisi “ABD’nin görüşlerini dinliyoruz ama son kararımızı kendi ulusal çıkarlarımıza göre alacağız” dedi.
Güvenlik kabinesinin İran’a saldırıyı görüştüğü son toplantıda kararın bizzat Netanyahu ve Gallant tarafından verilmesine kanaat getirilmişti. Kabine toplantısından sonra karşılığın mutlaka verileceğinin altı çizilmiş, ancak bunun ne zaman ve nerede yapılacağı konusunda herhangi bir açıklama yapılmamıştı.
İsrail’in vereceği karşılık nisandaki atışmaya benzeyebilir. O zaman da İran, Suriye’deki büyükelçiliğinin vurulmasına karşılık 300 füze ve dronu İsrail’e ateşlemiş, karşılığında İsrail de İran’a ait bir askeri üssü hedef almıştı. Ama İsrailli yetkililer yeni operasyonun beklenmedik hedefleri vurabileceğini söylüyor. Analistlere göre bu seferki operasyonun ölçeği çok daha büyük olabilir.
Bununla birlikte İsrail’in saldırısının öncekilerden çok daha büyük olması bekleniyor. Çünkü İran’ın bu son saldırısı da İsrail’de gerçek bir hasara neden oldu. Bu da İsrail’in bugüne kadar İran’la karşılıklı uyguladığı kısasa kısas yönteminden vazgeçip çok daha ağır bir saldırıyla caydırıcılığını artırma yoluna gitmesine neden olabilir. Çünkü İsrail kuzeyindeki Lübnan’la atışmalarını da daha üst bir seviyeye taşıyarak Lübnan’ın güneyini işgal etti, Beyrut’u birçok kez bombaladı.
Biden bu ayın başlarında İsrail’in İran’a ait petrol tesislerini vurmasını destekleyip desteklemeyeceklerini düşündüklerini söyledikten sonra petrol fiyatları yükseldi. ABD’li lider bundan bir gün sonra da Beyaz Saray’daki basın brifinginde İsrail’in İran’daki petrol tesislerine saldırmaktan kaçınması gerektiğini söyleyerek “Ben İsrail olsaydım petrol sahalarını vurmaktan daha iyi alternatifler üstüne kafa yorardım” dedi.
Yine de bazı analistlere göre Biden Netanyahu’nun verdiği güvencelere temkinli yaklaşsa iyi olur. Obama yönetiminde Dışişleri Bakanlığı yetkilisi olarak çalışan Frank Lowenstein Wall Street Journal’a “Netanyahu’nun Biden’a duymak istediklerini söyleyip sağdan tepki alınca çark etmesi ilk değil” diyerek İsrail’deki aşırı sağcıların İran’daki nükleer tesislerin ya da hiç olmazsa petrol altyapısının vurulması için bastırmayı sürdürdüğünü söyledi.
Eğer İran İsrail’in planladığı saldırıya yanıt verecek olursa bu yıl Tahran üçüncü kez İsrail topraklarını vurmuş olacak. İran’ın balistik füzelerinin İsrail’in savunma sistemleri üstünde açtığı deliği kapatmak için ABD THAAD füze savunma sistemini 100 askeri personelle birlikte İsrail’e yolluyor. Normal şartlarda THAAD, ABD’nin çok daha az ürettiği bir savunma sistemi ve daha önce hiçbir çatışmada aktif olarak kullanılmadı. Ama şimdiye kadar yapılan tatbikatlar bu sistemin neredeyse hatasız çalıştığını gösteriyor. Bu da ABD’nin İsrail’in savunmasına ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi.