Savaş kabinesinde ABD çatlağı: Netanyahu’nun koltuğunu Gantz sallıyor
İsrail'in ateş altında bıraktığı WCK konvoyundaki gönüllülerden birinin Afganistan'da savaşmış bir gazi olduğu ortaya çıktı: Biden yönetimi o saldırının olduğu gün İsrail'e daha fazla bomba gönderilmesi kararı vermiş.
Ünlü İspanyol şef José Andres tarafından kurulan ve insani felaketlerden etkilenen topluluklara yemek götüren bir yardım kuruluşu olan World Central Kitchen’ın (WCK) yedi gönüllüsü pazartesi günü Gazze’nin orta kesimindeki Deyrel Balah’tan dönüşleri sırasında İsrail ateşinde öldü. Ölenlerden biri Jacob Flickinger’di. Washington Post’un haberine göre Flickinger savaş görmüş eski bir askerdi.
Evinden ayrılıp Gazze’deki insanlara yardım etmek için yollara düştüğünde babasından annesine Gazze’ye değil Kıbrıs’a gittiğini söylemesini istemiş. Annesi endişelenir diye korkmuş. Pazar günü babasına işlerini tamamladıktan sonra eve dönmeyi planladığını söylemiş. Birbirlerine iyi dileklerde bulunup sohbeti sonlandırmışlar.
Flickinger bunun babasıyla son mesajlaşması olacağını tahmin etmiyordu. Çünkü WCK İsrail’le koordinasyon halinde Kıbrıs’tan yola çıkan dört filoyla yardım taşıyordu. Bu yardımlar Gazze kıyılarında oluşturulan geçici limanlardan iç kısımlara aktarılacaktı. İsrail deniz yoluyla Gazze’ye yardım ulaştırılması konusunu aylardır Kıbrıslı yetkililerle görüşüyordu. İşin içinde ABD de vardı, bu geçici limanları kuran ABD’deydi. Nasıl bir sorun yaşanabilirdi ki?
Ama yaşandı işte. İsrailli askerler yardım taşıyan konvoyda terör örgütü mensuplarından birinin olduğundan şüphelendiği için konvoyu yardımları bıraktıktan sonra ateş altına almayı tercih etti.
Flickinger Kanadalı bir anneyle Amerikalı bir babanın oğlu olarak Quebec’te doğmuş ve çocukluğunun büyük bir kısmını da orada geçirmişti. 10 yıldan uzun süre Kanada Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapan Flickinger, Afganistan’ın Kandahar bölgesinde görev yapmıştı. 2019’da ordudan ayrıldıktan sonra eşi Sandy Leclerc ile tanışmış, bir tane de erkek çocuğu olmuştu.
Çift daha sonra Kosta Rika’ya taşınmış, Flickinger burada bitness eğitmeni olarak çalışmaya başlamıştı. Ailesini geçindirmek için başka fırsatlar aramaya da başlamış, geçen kasımda ilk kez WCK şemsiyesi altında büyük bir kasırga atlatmış olan Meksika’ya gitmiş.
Sonra bir gün arkadaşlarından biri Gazze’ye WCK çatısı altında deniz yoluyla götürülecek yardımlardan bahsetmiş. Babası John Flickinger “Kadınlar ve çocuklar açlıktan ölüyor, her gün haberlerde görüyoruz. Ufak da olsa bir fark yaratabileceğini düşünmüştü” diye anlatıyor. Oğlunun hikayesinin duyurulmasını istediğini söyleyen John “Savaşta asıl acı çekenler bu delilikten sağ çıkan analar, babalar, evlatlardır” diyor.
Gazze’deki savaşta şimdiye kadar 32 binden fazla insan hayatını kaybetti. Bunlar arasında kadınlar ve çocuklar çoğunluğu oluştursa da bu süreçte bazı ailenin tamamen yok olduğunu da duyduk. İsrail her ne kadar eylemleri için Hamas’ı öne sürse de artık bu gerekçesi çoğu toplulukta kabul görmüyor. Pek çok ülkede İsrail’in orantısız bir güç kullandığı savunuluyor. ABD’de bu tavrı mevcut Başkan Joe Biden’ın destekçilerinin yarısında görüyoruz. Bu grup, Biden’a ABD’nin savaşı desteklemek yerine ateşkesi desteklemesi için baskı yapıyor.
Ancak yine Washington Post’ta yer alan başka bir habere göre WCK konvoyunun vurulduğu gün Biden yönetimi İsrail’e binlerce bomba gönderilmesine yeşil ışık yakmış. Halbuki Biden yaşanan trajedi karşısında “çok öfkelendiğini, kalbinin kırıldığını” söylemiş, bu tür olayların bir daha asla yaşanmaması konusunda ısrarcı davranacağını söylemişti. İsrail’e daha fazla bomba yollamanın böyle bir trajedinin bir daha yaşanmamasını nasıl sağlayacağı meçhul.
Yeni karara göre Dışişleri Bakanlığı binden fazla MK-82 500 LB, binin üstünde küçük çaplı bomba ve MK80 bombaların fünyelerinin İsrail’e gönderilmesine onay verdi. Aslında önce Amerikan Kongresi’nden izin alınması gerekiyordu ama açıklanana göre bu bombalar ve ekipmanları savaştan birkaç yıl önce kongrenin onayladığı anlaşmanın parçası olarak gönderilecek.
Dışişleri Bakanlığı sözcüsü alınan kararı doğruladı ama bunun konvoy vurulmadan önce gerçekleştiğini söyledi. Sözcüye göre hükümet teslimatı gerçekleştirmeden önce silahları göndermeyi askıya alma hakkına sahip ama şimdiye kadar hükümetten böyle bir açıklama gelmedi.
Konvoyun ne tür bir mühimmatla vurulduğu açıklanmadı ama hükümetin Gazze politikasını protesto etmek için istifa eden eski Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Josh Paul, bu silahın ABD’nin İsrail’e yolladığı küçük çaplı bombalarla benzer olduğunu söylüyor.
Beyaz Saray, Biden’ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile telefonda görüştüğünü duyurdu. Zaten iki lider arasında bugün bir görüşme gerçekleşmesi bekleniyordu. Beyaz Saray tarafından yayınlanan açıklamaya göre Biden insani yardım çalışanlarına düzenlenen saldırıların ve mevcut insani koşulların “kabul edilemez” olduğunu söylemiş.
Açıklamada yer alan ifadelerden en ilginci ise İsrail sivillerin zarar görmemesi için gerekli adımları atmazsa ABD’nin Gazze politikasının değişeceğinin açıkça ifade edilmiş olmasıydı. Buna göre Biden insani krizin çözülmesi, masum sivillerin korunması için acil ateşkesin şart olduğunu söylemiş ve rehinelerin bir an önce evlerine dönebilmesi için müzakerecilerin yeniden göreve çağrılmasını istemiş.
Daha sonra gazeteciler bu politika değişikliğini ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’a sorarak açıklamayı biraz açmasını istedi. Blinken, “Görmemiz gereken değişiklikleri görmezsek politikamızda değişiklikler olacak” diyerek kapalı bir yanıt verdi. Ulusal Güvenlik Danışmanı Sözcüsü John Kirby de yine açıklama yapmayı reddederek “Görmek istediğimiz şey İsrail tarafında yapılması gereken birtakım değişiklikler. Şimdilik herhangi bir değişiklik görmüyoruz” yanıtını verdi.