Kötü bir gün geçiriyorum derken iki kere düşünün: ABD’li kadına hem şahin, hem de şahinin düşürdüğü yılan saldırdı
New York'ta süren "emlak dolandırıcılığı" davası kapsamında mahkeme üyeleri hakkında konuşması yasaklanan Trump, yasağın askıya alınmasının ardından yaptığı paylaşımlarla öfkesini kustu.
ABD’nin New York kentinde süren “emlak dolandırıcılığı” davasında eski ABD Başkanı Donald Trump’ın mahkeme üyeleri hakkındaki konuşma yasağının geçici süreliğine askıya alınması kararı çıktı. Kararı veren yargıç David Friedman gerekçeli kararda yasağın Anayasa’daki ifade özgürlüğüyle çeliştiğini söyledi, 2024’teki başkanlık seçimlerinin en güçlü adaylarından birinin mahkeme dışında söylediklerinin denetlenmesini doğru bulmadığını belirtti.
Sivri dilli eski başkan ise yasağın kalkmasının üzerinden henüz bir saat bile geçmemişken mahkeme katibini hedef alan sözleriyle gündem oldu. Paylaşımlarında katibe adeta öfke kusan Trump ifade özgürlüğü tartışmalarından ötürü gönül koyduğu X’te (eski adıyla Twitter) danışmanı Jason Miller’ın hesabını kullandı.
Trump unleashes outrage at court clerk online barely an hour after gag order paused https://t.co/0Xt9gbfYAw
— Leslie G. 🧐📣📚😸🍷🌷 (@kckitty) November 17, 2023
Miller’ın ağzıyla yapılan paylaşımlarda katip Allison Greenfield’ın “Demokratların ajanı” olduğu ileri sürüldü. Katibe yönelik ağır ithamların yer aldığı bir web sitesinin linkinin de paylaşıldığı gönderide “Demokratlar kirli işlerini yapmaları için partizan köpeklerini gönderiyor” denerek yargıç Arthur Engoron’un da soruşturulup kürsüden alınması gerektiği savunuldu.
— 🇺🇸 Mike Davis 🇺🇸 (@mrddmia) November 17, 2023
Trump kısa bir süre önce de kendi sosyal medya platformu Truth Social’dan yaptığı paylaşımda Greenfield’a “siyasi olarak önyargılı, kontrolden çıkmış bir Trump düşmanı” demişti. Aynı paylaşımda Engoron’un New York şehrinin dışındaki davalara da “burnunu soktuğunu” söyleyerek kendisine dava açan New York Başsavcısı Letitia James’i “dünya çapında bir rezalet” olarak nitelendirmişti.
Manhattan Yüksek Mahkemesi’nde 2 Ekim’den bu yana devam eden “emlak dolandırıcılığı” ile ilgili davada yargıç Arthur Engoron sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım üzerine Trump’a mahkeme personeli hakkında konuşma yasağı getirmişti.
Trump Organizasyonu’nun mali çıkar sağlamak amacıyla varlık değerlerini hileli bir şekilde şişirdiği iddiaları nedeniyle New York’ta açılan davada Trump, oğulları Eric ve Don Jr. ve diğer Trump Organization yöneticilerinin tamamının adı geçiyor. Kızı Ivanka sanık değil, ancak iddia makamı tarafından tanık olarak ifade vermesi istendi.
Trump 3 Ekim’de getirilen konuşma yasağına uymaması nedeniyle Engoron tarafından 15 bin dolar para cezasına çarptırılmış, avukatları Trump’la ilgili bu kararın acilen durdurulması için New York’taki temyiz mahkemesine başvurmuştu. Temyiz mahkemesi başvurusunda Trump’ın avukatları Yargıç Engoron’un “yetkisini istismar ettiğini” öne sürmüştü. , Engoron tarafı ise konuşma yasağının mahkeme personelinin güvenliği için getirildiğini savunmuştu.
Başsavcı James, Trump’ın, üç çocuğunun ve şirketinin servetini 3.6 milyar dolar fazla gösterdiğini öne sürdüğü iddianamede Trump ve çocuklarının New York’ta bir daha şirket kurmamasını, beş yıl boyunca ticari gayrimenkul satın almalarının yasaklamasını ve 250 milyon dolar para cezasına çarptırılmasını talep ederken yargıç Arthur Engoron eski Başkan Trump ve Trump Organization şirketinin anlaşmalarda ve finansman sağlama evrakında varlıklarına aşırı değer biçerek ve net servetini abartarak bankaları, sigortacıları ve iş dünyasından kişileri dolandırdığına ilişkin suçlamaların mahkemede görülmesine hükmetmişti.
Engoron 35 sayfalık kararında Trump ile şirketinin ve yöneticilerinin yıllık finansal durumları hakkında sürekli yalan söyleyerek uygun koşulda kredi ve düşük sigorta primi elde ettiğini belirtirken, Trump buna karşılık hakkındaki davanın “siyasi saikle” açıldığını savunmuş, avukatları Engoron’un Trump ve diğer sanıkların dolandırıcılıktan sorumlu olduğu yönündeki kararını New York temyiz mahkemesine götürmüştü. Yargıç Engoron’un karar verirken “hukuki veya gerçek hata yapıp yapmadığının, takdir yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığının ve/veya yetkisini aşarak hareket edip etmediğinin” değerlendirilmesi talep edilmişti.