Haaretz Türkiye’nin İsrail yaptırımını yorumladı: Erdoğan’ın tek kişilik şovu
Macaristan'da düzenlenen AST zirvesinde en dikkat çekici anlardan biri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yunanistan Başbakanı Miçotakis, GKRY Cumhurbaşkanı Hristodulidis ve Arnavutluk Başbakanı Rama ile aynı masaya oturmasıydı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) Zirvesi’ne katıldı. Burada NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi isimlerle yan yana gelen Erdoğan’ın en dikkat çeken temaslarından biri Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile gayriresmi görüşmesiydi.
Bu o kadar gayriresmi bir görüşmeydi ki üç lider ve yanlarında bulunan Arnavutluk Başbakanı Edi Rama ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan çok rahat ve mutlu görünüyordu. Masalarında kurabiye ve çay eksik değildi. ERT’nin haberine göre bu gayriresmi ve kısa sohbette liderler ABD seçim sonuçları, bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında fikir alışverişinde bulundu. Fotoğrafları GKRY Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letybiotis paylaştı.
Liderlerin bu bir araya gelişi ocak ayında Ankara’da Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Yunanistan, GKRY ve İngiltere arasında yapılması planlanan beşli gayriresmi toplantıdan önce rüzgarın soğuk esmediğini gösteriyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan yarın Yunan mevkidaşı Yorgos Yerapetritis ile Atina’da resmi görüşmelerde bir araya gelecek. Bu görüşmede hem Türk-Yunan ilişkileri hem de Kıbrıs meselesi ele alınacak.
Fidan ziyaret öncesi Yunan gazetesi Ta Nea’ya “Ticari ilişkilerimizi geliştirmekteyiz. Halklarımız arasındaki mevcut dostluğu daha da sağlamlaştırmaktayız. Bizim amacımız, paylaştığımız bu coğrafyanın geleceğini karşılıklı iyi niyete dayalı ortak bir vizyonla şekillendirmektir. Türkiye ve Yunanistan gibi iki komşu ve müttefik açısından zaten mantıklı olan da budur. Böylelikle her devletin asli görevi olan, halklarımızın huzur içinde, güvenli ve müreffeh bir ortamda yaşayabilmelerini temin ediyoruz” diyerek olumlu mesajlar verdi.
Öte yandan Kıbrıs sorunu, karasuları anlaşmazlığı gibi meselelerde hâlâ çözüme ulaşılamamasına da dikkat çeken Fidan bu sorunların “gerçekçi bir şekilde ele alınmasının” şart olduğunu söyledi. Fidan bu bakımdan Yunan mevkidaşıyla telefonlarının birbirlerine 24 saat boyunca açık olduğunun altını çiziyor.
İki ülke arasındaki problemlerin başında 50 yılı aşkın süredir süren Kıbrıs meselesi geliyor. KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Hristodulidis üç hafta önce New York’ta gayriresmi toplantıda aynı masaya oturdu. Toplantıya ev sahipliği yapan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres toplantının olumlu tonda geçtiğini, ileride yapılacak yeni bir gayriresmi toplantının sözünü aldıklarını söyledi.
Türkiye, Yunanistan, KKTC ve GKRY arasında uzun zamandır anlaşmazlık sebebi Kıbrıs. 1960’ların başlarında adadaki Rum toplumunun Yunanistan’a bağlanmak için Enosis hareketini desteklemesi taraflar arası krizi başlatan hamle olmuştu. Adanın ilk Cumhurbaşkanı Makarios’un 1963’te anayasayı değiştirmek istemesiyle Kıbrıslı Türkler ve Rumlar arasında ciddi çatışmalar çıkmıştı. Milliyetçi Rum örgütü EOKA Kıbrıs’taki Türkler için tehlike oluşturmaya başlamış, ardından Nikos Samson ‘un Makarios’a darbe yapmasıyla adadaki Türklerin garantörü olarak Türkiye 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı’nı başlatmış, adanın yaklaşık üçte biri Türklerin kontrolüne geçmişti. Böylece adada iki devletli yönetim başlamıştı.
Ancak dünya Rum yönetimini tanırken Türk yönetimini sadece Türkiye tanıdı. Bugün hâlâ Azerbaycan dahil hiçbir ülke KKTC’yi tanımıyor. Aslında 2004’te dönemin BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Kıbrıs için bir barış planı sunmuş, adanın tamamen birleşmesi yönünde bir referandum yapılmıştı. Ne var ki o referandumda birleşmek istemeyen taraf Rumlar olmuştu. Türkler birleşme yönünde oy kullanırken Rumlar bunu reddetmişti. Şimdi hem Avrupa Birliği (AB) hem de Yunanistan adanın federal yönetimle idare edilmesini istiyor. Ama bu sefer de Türkiye ve KKTC işi yokuşa sürdü. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Barış Harekatı’nın 50’nci yıldönümündeki konuşmasında “İki tarafın masaya eşit oturup eşit kalktığı bir denklem kurulmadan yeni bir müzakere süreci başlamasını açıkçası mümkün görmüyoruz” vurgusu yapmıştı.
İşte bu yüzden hem Tatar ve Hristodulidis’in yan yana gelmesi hem de muhtemelen ocakta yapılacak toplantı öncesi Erdoğan, Miçotakis ve Hristodulidis’in bu kadar samimi bir şekilde yan yana oturması dikkat çekici.
Tüm bu görüntüler olumlu bir imaj yaratsa da ortadaki anlaşmazlıkları çözmeye tarafların hazır olmadığı da açık. Mesela Tatar gayriresmi görüşmelerde İngiltere’nin olmasını istemiyordu. Ayrıca GKRY yeni geçiş kapıları açılsın istiyor ama KKTC bahse konu üç geçiş kapısından sadece birine sıcak bakıyor.
Taraflar arası anlaşmazlık noktalarına dikkat çeken Fidan bunun BM tarafından da kayda geçirildiğini söyledi. Bakan ayrıca gelecek dönemde düzenlenecek geniş formatlı gayriresmi toplantının, sadece ileriye dönük neler yapılabileceğine dair görüş alışverişine olanak sağlayacağını aktardı. Fidan’ın verdiği mesajların en vurucu noktası da Kıbrıs Adası’nın yeniden birleşme ihtimali konusundaki açıklamasıydı. “Bu sayfanın kapandığının artık anlaşılmış olması” gerektiğini söyleyen Fidan yine de çözüm yolunda ilerlemenin mümkün olduğunu söyledi.
Çözüm için farklı yollar olabileceğine işaret eden Fidan “Sonuç itibariyle siyasi meseleler fizik kuralları gibi değildir. Bir yoldan sonuca varılması imkansızsa başka yoldan gidilir. Türk tarafı olarak biz de bunu yapıyoruz. Bu durumda çözüm için Ada’daki gerçekleri temel almamız gerekiyor. Ada’da iki ayrı halk ve iki ayrı devlet var. Bunlar komşu olarak, işbirliği içinde yan yana yaşayabilir. Bunu nasıl başaracaklarına iki halk birlikte karar verir. Adada hem Rumların hem Türklerin zenginliğini, güvenliğini, özgürlüğünü, barışını, egemenliğini mümkün kılacak bir yeni ruha ihtiyaç var” diye konuştu.