Suudi Arabistan’ın Filistin elçisi ilk kez Ramallah’a gidiyor
Katar'da ateşkes müzakereleri yeniden başlasa da İsrail Gazze'deki saldırılarını artırdı. Bu kez Gazze'nin kuzeyindeki Filistinlilere tahliye emri geldi. Ancak gidecek yeri kalmayan bazı Filistinliler evlerinde kalmaya devam ediyor.
Gazze’de dokuz aydır devam ediyor savaş. Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e karşı başlattığı sürpriz Aksa Tufanı Operasyonu’nda 1200 İsraillinin öldürülmesinin bedelini Gazze’de 38 binden fazla sivil can verecek ödedi. Bunların büyük kısmı kadın ve çocuklardı, yani İsrail’in bugüne kadar “Hamas’ı hedef alıyoruz” diye vurduğu yerlerde en çok zarar görenler, elinde silah olmayan savunmasız sivillerdi. Bugüne kadar hayatta kalmayı başaranlar bombardımanın olduğu bölgelerden kaçıp duranlardı. İlk göç hareketi kuzeyden güneye başladı, sonra güney de işgal edildi. Dokuz aydır İsrailliler oradan oraya sürükleniyor. Şimdi saldırıların hedefi aylar sonra bir kez daha Gazze Merkezi.
İsrailli Gazze’de şiddeti düşük operasyonlara yöneldiğini söylüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bu şekilde Lübnan sınırına asker naklinin kolaylaşacağını ve olası bir ikinci savaşa hazırlık olacağını söylüyor. Ancak son haftalarda İsrail güçleri Gazze’de “kontrol altına aldıklarını” söyledikleri bölgelere geri dönerek yıkımın boyutunu artırarak sivil Filistinlilerin bir kez daha yer değiştirmesine neden oldu. İsrail ordusu özellikle Cibaliye ve Şucaiyye gibi yerlerde Hamas ve diğer direniş örgütlerinin yeniden güç topladığına dair istihbarata sahip olduklarını söylüyor.
Ordunun istihbaratı doğruysa Netanyahu’nun “Hamas’a bitirmeden son vermeyeceğini” söylediği savaşın uzun süre daha bitmeyeceğini gösteriyor. Zira Gazze dokuz aydır ağır bombardımana tutuluyor, kara operasyonlarında hastaneler birçok kez kuşatma altına alındı ve Hamas’ın saklandığı tüneller hedef alındı. Buna rağmen Hamas’ın elinde hâlâ 100’den fazla rehine var.
İsrail ordusu dün sabah Gazze Merkez’de gece boyunca hava saldırıları gerçekleştirdiğini ve terörle mücadele operasyonu başlattığını söyledi. Ordu pazar günü Eski Gazze, Derc ve Tuhhaf mahallelerinde yaşayanları batıdaki mahallelere gitmeleri konusunda uyarmıştı. Erkek kadın, çocuk yaşlı birçok Filistinli silah sesleri altında Gazze Merkez’in doğusunu terk etti. Görgü tanıklarına ve internetteki videolar Filistinlilerin yaya, bisikletli ya da eşek arabasıyla yanlarına alabilecekleri ne varsa alacakları her şeyle ne zaman evlerine döneceklerini bilemeden yollara döküldüğünü gösteriyor. Bazı aileler de kalacak yer bulamadıkları için çaresiz ayrıldıkları yere geri döndüler hava saldırılarına rağmen.
29 yaşındaki Mahmud Kambur İsrail’in talimatı ardından pazar gecesi Tuffah’taki evinden ayrılarak Gazze’nin kuzeyindeki Şeyh Radvan’a geldi, ancak kalacak yer bulamadı: “Bugün Tuffah’a dönmeye karar verdim. Evimiz tamamen yandı ama öleceksem de orada ölmek istiyorum.”
Derc’deki akrabalarının evine sığınmış olan Sayeda Abdülbaki Amerikan haber ajansı AP’ye “Ağır bombardımanın ortasında kaçtık. Bu benim beşinci yer değiştirişim” dedi. Filistinli sağlık yetkilileri, el-Ehli Baptist Hastanesi’ndeki hastaların kuzeydeki zaten kapasitesini aşmış halde çalışan donanımı yetersiz Endonezya Hastanesi’ne tahliye edileceğini söyledi.
İsrail ordusu pazar günü Hamas savaşçılarının saklanıp silah ürettiğini iddia ettiği Holy Family Okulu’na hava saldırısı düzenlediğini söyledi. New York Şehir Üniversitesi ve Oregon Eyalet Üniversitesi’ndeki uzmanlar, geçen hafta uydu verileriyle yaptıkları analizde savaşın başlamasından bu yana Gazze Şeridi’ndeki binaların yüzde 59’unun hasar görmüş ya da yıkılmış olabileceğini söyledi. İsrail askerlerinin savaşın ilk ayında girdikleri Gazze Merkez, dokuz aydır devam eden bombardımanda en çok etkilenen yer oldu. Bölgedeki binaların yaklaşık yüzde 75’i ya hasar gördü ya da yıkıldı.
Ateşi kısa süreliğine de olsa durduracak ve rehinelerin serbest kalmasını sağlayacak müzakereler uzun zamandır durmuş olsa da sonunda geçen hafta Katar’da başladı. İsrailli ve Arap yetkililer görüşmelerde ivme yakalandığını söylese de İsrail tarafı anlaşmada bazı boşluklar olduğunu vurguladı. Zaten bu sırada da Nuseyrat mülteci kampı bir kez daha bombalandı ve 16 kişi hayatını kaybetti.
Bununla birlikte İsrail hükümetindeki ateşkes karşıtı bakanlar savaşı şu anda durdurmanın “büyük bir hata” olacağını söylemekte ısrar ediyor. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich “Hamas çöküyor, ateşkes için yalvarıyor. Düşmanı ezip geçene kadar boynunu sıkmanın tam zamanı. Toparlanıp bize karşı savaşmasına izin vermek mantıksız bir ahmaklık olur” dedi.
Dün üst düzey bir Hamas yetkilisi Netanyahu’yu ateşkes girişimlerini raydan çıkarmak için Gazze’de bombardımanları artırmakla suçladı. Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan Hamas yetkilisi “Ne zaman müzakereler başlayıp da ilerleme kaydedilse Netanyahu her şeyi bozuyor, sivilleri hedef alan saldırılarını, katliamlarını artırıyor” dedi. Netanyahu’nun ateşkese yanaşmak istememesinin ardında koalisyonun diğer bileşenlerin ateşkes yapılırsa hükümetten çekileceğini söylemesi yatıyor. Ortaklarının hükümetten çekilmesi İsrail’in yeniden seçime gitmesi anlamına geliyor, bu da Netanyahu’nun kazanma ihtimalinin çok düşük olduğu bir yarış olacak. Zira anketler eski savaş kabinesi bakanı Benny Gantz’ın daha popüler olduğunu gösteriyor.
“The Crooked Timber of Democracy in Israel” kitabının yazarı, siyasi analist Dahlia Scheindlin, The Guardian’a verdiği demeçte “Aşırı sağcı partilerin Netanyahu’nun kararlarına etki edebilmesi doğal. Sonuçta Netanyahu’nun koalisyon ortakları ve bu pozisyona seçilerek geldiler. Asıl hiç etkileri olmaması garip olurdu. Bunun üstüne savaş kabinesi de gitti. Netanyahu’nun savunma bakanıyla ilişkiyi iyi sayılmaz ve askeri kurumlara da şüpheyle yaklaşıyor. Netanyahu hakkında suçlama yapıldığı için 2022’de koalisyon ortağını seçme şansı yoktu. Hiçbir parti onun hükümetine katılmaya yanaşmayacaktı. İnsanlar 2022’de hükümeti belirlerken bu denli büyük bir savaş beklemiyordu” diye değerlendiriyor mevcut durumu.