Burası Gazze: Dirisinden geçtik, bari ölümüzü bilelim
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ABD gazetesi Wall Street Journal'da kaleme aldığı köşe yazısında 81 gündür devam eden savaşta barışın tesis edilmesi için İsrail'in üç şartını sıraladı.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazartesi günü Wall Street Journal’da kaleme aldığı yazıda bölgede barış için üç şart sıraladı: Hamas’ın ortadan kaldırılması, Gazze’nin askerden arındırılması ve Filistin toplumunun radikalizmden arındırılma sürecinin başlatılması. Netanyahu gazetedeki yazısında bu üç şart yerine getirildiğinde “Gazze’nin yeniden inşa edilebileceğini ve Ortadoğu’da daha geniş çaplı barış ihtimalinin gerçeğe dönüşeceğini” söyledi.
“İran’ın vekili” olarak nitelendirdiği Hamas’ın yok edilmesinin “ABD, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer bazı ülkeler tarafından desteklendiğini” söyleyen Netanyahu “Bu amaca ulaşmak için örgütün askeri kapasitesi ortadan kaldırılmalı ve Gazze’deki siyasi hakimiyeti sona erdirilmelidir. Hamas liderleri 7 Ekim katliamını ‘tekrar tekrar’ gerçekleştirmeye yemin etti. Bu nedenle bu türden korkunç vahşetlerin bir daha yaşanmamasını önlemenin tek orantılı yolu yok edilmeleri. Bundan daha azını yapmak, daha fazla savaş ve daha fazla kan dökülmesi anlamına gelir” diye devam etti.
İsrail’in “Hamas’ı yok etme” hedefini gerçekleştirirken uluslararası hukuka uygun bir şekilde hareket ettiğini iddia eden Netanyahu yine de zorlandıklarını çünkü Hamas’ın stratejinin ayrılmaz parçasının Filistinli sivilleri “canlı kalkan” olarak kullanmak olduğunu söyledi. İsrail’in Gazze’yi bombaladığı 81 gündür devam eden savaşta 20 binden fazla insan yaşamını yitirdi. Can kayıplarının yüzde 70’inin kadın ve çocuklardan oluştuğu belirtiliyor. Ayrıca savaş sürecinde 130’dan fazla Birleşmiş Milletler (BM) çalışanı, 69 gazeteci hayatını kaybetti. Ayrıca iki hafta önce İsrailli askerlerin Hamas savaşçılarıyla çatıştığı sırada bir binadan silah taşımadıkları anlaşılsın diye üstsüz bir şekilde ellerinde beyaz bayrak tutarak çıkan üç İsrailli rehineyi vurdu.
Netanyahu’ya göre yaşanan kayıplar için İsrail’i “haksız yere” suçlamak, “Hamas’ı ve dünyanın geri kalanındaki diğer terör örgütlerinin sivilleri canlı kalkan olarak kullanmaya teşvik edebilir”miş. Netanyahu sözlerine “Bu acımasız ve samimiyetsiz stratejiyi etkisiz hale getirmek için uluslararası toplum kayıpların sorumluluğunu doğrudan Hamas’a yüklemelidir. İsrail’in barbarlığa karşı uygar dünyanın en büyük savaşını verdiği kabul edilmelidir” diye devam etti.
“Gazze’den askerden arındırılması” olan ikinci şartı hakkında Netanyahu “İsrail bölgenin bir daha asla kendisine saldırılacak bir üs olarak kullanılmamasını sağlamalıdır. Bunun için Gazze’nin çevresinde geçici güvenlik bölgesi oluşturulmalı, Gazze ile Mısır sınırında İsrail’in güvenlik ihtiyacını karşılayacak ve bölgeye silah kaçakçılığını önleyecek denetim mekanizması kurulması gerekmektedir” dedi.
Ancak Netanyahu bunu söylerken Filistin Yönetimi’nin Gazze’yi askerden arındırma beklentisinin “boş hayal” olduğunu söyledi. ABD Gazze’nin Hamassız geleceği için Filistin Yönetimi öncülüğünde kurulacak yönetim öneriyor. Netanyahu ise gazetedeki yazısında “Filistin Yönetimi halihazırda Yahudiye ve Samarya’da terörizmi finanse ediyor, yüceltiyor ve Filistinli çocukları İsrail’in yok edilmesi için eğitiyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde Gazze’yi askerden arındırmak için ne bir kabiliyet ne de irade gösteriyor. Hamas 2007’de Gazze’deki kontrolü ele geçirip de El Fetih’i bölgeden atmadan önce bunu başaramadı, bugün kontrolü altındaki topraklarda da bunu başaramıyor” dedi. Netanyahu’ya göre “Gazze’deki güvenlik sorumluluğunu İsrail’in üstlenmesi gerekecek.”
İsrail’in şimdiye kadarki en aşırı sağcı ve Yahudi şeriatını savunan siyasetçilerin de içinde bulunduğu hükümetine başkanlık eden Netanyahu üçüncü şartın “Gazze’nin radikalizmden arındırılması” olduğunu söylüyor. Netanyahu “Okullarda çocuklara ölüm yerine yaşama değer vermeyi öğretilmeli, imamlar Yahudilerin öldürülmesi için vaazlar vermeyi bırakmalıdır. Filistin’in sivil toplumu dönüşmeli ki insanları terörizmi desteklemek yerine terörizmle mücadele etsin” dedi.
Bunun için “cesur ve ahlaklı” bir lidere sahip olmaları gerektiğini söyleyen Netanyahu “Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas 7 Ekim vahşetini kınamaya cesaret bile edemiyor. Bakanlarından bazıları cinayet ve tecavüzlerin gerçekleştiğini inkâr ederken, bazıları da bu korkunç suçları İsrail’in bizzat kendi halkına uyguladığını söylüyor. Bazıları ise benzer saldırının Yahudiye ve Samarya’da da gerçekleştirileceği tehdidini yapıyor” diye yazdı.
Netanyahu yazısını şu sözlerle bitirdi:
“İkinci Dünya Savaşı’nı Müttefik Devletler’in zaferinden sonra Almanya ve Japonya’da radikalliğin bırakılması başarıyla mümkün oldu. Bugün her iki ülke de ABD’nin önde gelen müttefiklerinden Avrupa ve Asya’da barış, istikrar ve refahı destekliyorlar.
Daha yakın tarihlere gelecek olursak, 11 Eylül saldırılarından bu yana, Körfez’deki vizyoner Arap liderler toplumlarını radikallikten arındırma ve ülkelerini dönüştürme çabalarına öncülük etti. İsrail o zamandan bu zamana İbrahim Anlaşmaları’nı imzalayarak altı Arap devletiyle barışın tadını çıkarıyor. Böyle bir kültürel dönüşüm Gazze’de ancak İsrail’in yok edilmesini istemeyen Filistinliler ile mümkün olabilir.
Hamas yok edildiğinde, Gazze askerden arındırıldığında ve Filistin toplumunu radikallikten uzaklaştırma süreci başladığında, Gazze yeniden inşa edilebilecek ve Ortadoğu’da daha geniş çaplı barış gerçeğe dönüşebilecek.”