Nereye gidiyoruz? Deri hücresinden sentetik insan embriyosu üretildi
İsrail ve arabulucu Katar arasındaki çekişme Netanyahu'nun sızdırılan ses kaydıyla daha da tırmandı. Katar tarafı "dehşete düştük" diyerek Netanyahu'nun arabuluculuk çalışmalarını baltaladığını söyledi.
Hamas’ın 7 Ekim’deki Aksa Tufanı Operasyonu ardından başlayan İsrail’in Gazze işgali sürüyor. İşgal nedeniyle adeta yerle bir olan Gazze’de ölü sayısı 25 bini aşarken hayatta kalanlar ise yaşam savaşı veriyor. Dünyanın en büyük insani krizlerinden birinin yaşandığı Gazze için diplomasi masasının gündemi de yoğun. Her gün bir başka “insani ara” haberinin gündeme geldiği savaş için en son uluslararası basında yer alan “İsrail ve Hamas anlaşmaya yakın” haberleri taraflarca yalanlanmıştı.
Arabulucu masasındaki Katar ve Mısır ise sürekli olarak taraflara teklif ilettiklerini ve dönüş beklediklerini ifade ediyordu. En son İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sızdırılan bir ses kaydında Katar için “sorunlu” dediği gündeme gelmişti. Netanyahu söz konusu ifadeleri rehine aileleriyle buluşmasında gündeme getirmiş ve şöyle demişti: “Katar arabulucu olarak sorunlu, ABD’nin daha fazla baskı uygulaması lazım.”
Bugün de Katar’dan İsrail için bir açıklama geldi. Katar Çarşamba günü Netanyahu’nun Körfez devletini “sorunlu” addettiği iddia edilen bir kaydın sızdırılmasının ardından Gazze savaşında arabuluculuk çabalarını engellediğini söyledi. Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Majed El Ensari sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada “Katar’ın arabuluculuk rolüne ilişkin çeşitli medya haberlerinde İsrail Başbakanına atfedilen sözde ifadeler karşısında dehşete düştük” dedi.
Ensari açıklamasının devamında “Eğer söz konusu açıklamalar doğruysa İsrail Başbakanı İsrailli rehineler de dahil olmak üzere masum hayatları kurtarmaya öncelik vermek yerine siyasi kariyerine hizmet ettiği anlaşılan nedenlerle arabuluculuk sürecini engellemiş ve baltalamış olacaktır” diye yazdı.
Ensari’nin açıklamasına yanıt olarak İsrail’in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich Doha’yı “terörizmi desteklemek ve finanse etmekle” suçladı. Smotrich X’te yaptığı açıklamada 7 Ekim’de Hamas öncülüğünde İsrail’in güneyine düzenlenen saldırıdan “büyük ölçüde” Katar’ın sorumlu olduğunu söyledi ve Batılı ülkeleri rehinelerin derhal serbest bırakılması için Katar’a daha fazla baskı yapmaya çağırdı.
Netanyahu salı günü İsrail’in Kanal 12 haber kanalında yayınlanan ve rehine aileleriyle yapılan bir toplantıdan sızdırılan ses kaydında Katar’ı “sorunlu” olarak nitelendirmişti. “Katar’a teşekkür ettiğimi görmediniz, fark ettiniz mi? Katar’a teşekkür etmedim. Neden teşekkür etmedim? Çünkü Katar benim için özünde BM’den, Kızıl Haç’tan farklı değil ve bir bakıma daha da sorunlu. Ancak şu anda onları (rehineleri) eve getirmeme yardımcı olabilecek herhangi bir arabulucu ile işbirliğine hazırım” demişti. Kayıtta ayrıca Netanyahu Katar’ın Hamas’ı finanse ettiğini, bu sebeple de Hamas üzerinde söz sahibi olduğunu söylüyor. İsrail Başbakanı rehine ailelerine kısa süre önce Katar’daki bir üste ABD askeri varlığının uzatılması anlaşmasını yenilediği için “Amerikalılara çok kızdığını” da ifade ediyor.
Katarlı sözcü yaptığı açıklamada bu duruma da değiniyor: “Netanyahu’nun Katar’ın ABD ile olan stratejik ilişkileriyle ilgilenmek yerine iyi niyetle hareket etmesini ve rehinelerin serbest bırakılmasına odaklanmasını umuyoruz.”
Katar’ın açıklaması ve sızdırılan kaydın gerçek olup olmadığı konusunda yorum yapması istenen bir İsrail hükümet sözcüsü Reuters’a İsrail’in “rehinelerin serbest bırakılması için gösterilen çabalar ve atılan adımlarla ilgili ayrıntılara giremeyeceğini” ifade etti. Hamas’ın birçok siyasi liderinin bulunduğu Katar Gazze’yi yöneten hareket ile İsrailli yetkililer arasındaki çatışmalarda ana arabulucu. Kasım ayında Katar çatışmalara yedi günlük bir ara verilmesine yardımcı oldu ve bu süre zarfında 110 İsrailli ve yabancı rehine Gazze’den serbest bırakılırken 240 Filistinli de İsrail esaretinden kurtuldu.
Aralık ayında çıkan haberlerde de İsrail’in Katar’ı arabulucu olarak görmek istemediği, hatta Tel Aviv’in Mossad Şefinin Doha’ya gitmesine izin verilmediği ortaya çıkmıştı. Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak o dönemde CNN International’a yaptığı açıklamada İsrail’in dış istihbarat servisi Mossad’ın şefi David Barnea’yı olası bir ikinci rehine takası anlaşmasını görüşmek üzere Katar başkenti Doha’ya göndermekten vazgeçtiğini söylemişti. Haberi ilk Kanal 13 duyurmuş, haberden kısa süre sonra da Mısırlı kaynaklar Katar gazetesi El Arabi El Cedid’e Tel Aviv’in Kahire’den anlaşmalara arabuluculuk etmesini istediğini söylemişti.
ABD ve İsrail’deki sağcı siyasetçiler Hamas’ın lider kadrosunu Doha’da ağırladığı için Katar’ı daha fazla hedef almaya başladı ve işi Doha’nın terörizmi desteklediği iddiasına kadar vardırdı. ABD’li Cumhuriyetçi Senatör Mike Lee “Katar’ın elinde kan var” diye yazarak Biden yönetiminden Katar’a yaptırım uygulanmasını istemişti. Katar ise Hamas’ın 2012 yılında Doha’da ofis açmasına izin verilmesine Obama yönetiminin Katar’dan Washington ile Hamas arasına dolaylı kanal açmasını istemesinin ardından izin verdiğini söylüyor. Katar’ın ABD büyükelçisi ekim ayında Wall Street Journal’a “Hamas’ın Katar’da ofisinin olması destek olarak algılanmamalı” diye yazmıştı.