Slovak Başbakanın ardından şimdi de Polonya Başbakanı: Ölüm tehditleri alıyorum
Slovakya Başbakanı Robert Fico dün silahlı saldırıya uğrayarak karnından ağır yaralandı. Saatler süren ameliyattan sonra durumunun stabil olduğu belirtildi. Peki Fico kim?
59 yaşındaki Slovakya Başbakanı Robert Fico, 1993’te bağımsızlığını kazanan Slovakya’da şimdiye kadar en uzun süre başbakanlık yapan isim oldu. Ne var ki Fico dün kendisini hedef alan silahlı saldırıda karnından vurularak ağır yaralandı. Şimdi hayatta kalma mücadelesi veriyor. Peki kimdir Fico?
Slovakya’nın batısındaki küçük bir kasaba olan Topoľčany’de forklift şoförü babayla mağaza çalışanı annenin oğlu olarak büyüyen Fico yetiştiği sistemin dışına çıkacak hiçbir hareketlerde bulunmamıştı. Askerliğini yapmış, idam cezası üzerine yaptığı çalışmayla doktorasını kazanmış ve sonrasında Slovak Bilimler Akademisi’nin hukuk bölümüne alınmıştı. Ancak Berlin Duvarı’nın yıkılması, Çekoslovakya’daki komünist yönetimi sona erdirecek Kadife Devrim ve Slovakya’nın bağımsızlığını kazanması Fico ve diğer Slovaklar için kapitalist yeni dönemin başlangıcı oldu.
Genç ve hırslı biri olan Fico çocukluğundan beri hayalini kurduğu siyaset sahnesine adım atmakta gecikmedi. Hızlı ilerledi. Önce Demokratik Sol Parti’ye katıldı, sonrasında da Smer’i kurdu. İdeolojik olarak solda başlayan, ancak göçmen krizinde ve kültürel konularda giderek daha sağcı görüşleri benimseyen Smer hiçbir zaman tek başına iktidara gelemedi; hep bir koalisyonun parçası oldu.
Fico ilk başbakanlık dönemine 2006 yılında başladı. Bu deneyimi 2010’a kadar sürecek, sonra 2012’den 2018’e kadar bir kez daha başbakanlık koltuğunda oturacaktı.İlk başbakanlığını büyük bir sorun yaşamadan bitiren Fico’nun ikinci dönemi aynı şekilde sonlanmayacaktı. Çünkü hükümetinin yolsuzluklarını ortaya çıkaran gazeteci Jan Kuciak ve nişanlısı Martina Kusnirova’nın öldürülmesi ülke genelinde protestoları tetiklemiş, Slovaklar hep bir ağızdan istifa çağrısı yapmıştı. Ülkenin Kadife Devrim’den bu yana gördüğü en büyük protestolardı.
Fico’nun yeniden yükselmesinde Covid-19 pandemisinin etkisi yadsınamaz. Siyasi analist Grigorij Mesežnikov “maske ve aşı karşıtı hareketin önde gelen siyasi temsilcilerindendi” diyor. Fico’ya zamanında suç örgütü kurma ve gücünü kötüye kullanma suçları yöneltilse de Slovakya başsavcısı iddianameyi ciddiye almadı. Bu da iktidar koltuğuna yeniden oturması için ona motivasyon sağladı.
Fico geçen yıl sonbaharda yapılan seçimlerde oyların yaklaşık yüzde 23’ünü alarak iktidara döndü. Fico’nun son yıllarda dış politikada destek bulduğu kişiler Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Slovakya’nın güneyde komşusu olan Macaristan Başbakanı Viktor Orban’dı. Kampanyası boyunca Rusya’ya uygulanan Batı yaptırımlarına karşı çıktı, cephaneliklerinden tek bir merminin bile Ukrayna’ya gönderilmemesi gerektiğini savundu. Fico’nun Ukrayna ile ilgili olarak son dönemde söylediği en vurucu söz “Ukrayna bağımsız ve egemen bir ülke değildir” oldu. Fico o konuşmasında Rusya’nın işgali sona erdirmesinin tek yolunun Ukrayna’nın Rusya’ya toprak vermesi olduğunu söyledi.
Onun bu duruşu Avrupa Birliği’nin (AB) diğer liderlerini endişelendirirken Macar Başbakan Orban için AB içinde bulabileceği bir destek oldu. Ukrayna’ya AB fonundan destek verilmemesi için sesini yükselten Orban’a AB içinde artan eleştirilerin ortasında Fico, İngiliz haber ajansı Reuters’e verdiği demeçte “Viktor Orbanı’ı Macaristan’ın ve Macar halkının çıkarlarını savunmaktan hiç çekinmeyen Avrupalı siyasetçilerden biri olarak görüyoruz. Halkını ilk sıraya koyuyor. Seçilmiş bir liderin yapması gereken de budur. Seçmenlerini ve ülkesinin çıkarını gözetmesi gerekir” dedi.
Fico dış politikada Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılmasını “büyük hata” olarak niteleyerek Kosova’yı egemen bir devlet olarak tanımadı. Uzun bir süre de bu fikri değişmedi. Fico’nun göçmenler konusundaki tavrının sert olduğunu söylemiştik. İktidarda olduğu 2016’da, Slovakya’nın AB dönem başkanlığını devralmasından haftalar önce ülkesine “tek bir Müslüman göçmen bile kabul etmeyeceğini” söyleyerek “Şimdi bir şey söyleyeceğim, belki size tuhaf gelecektir ama üzgünüm, İslam’ın Slovakya’da yeri yok. Bence siyasetçilerin görevi bu konuları açık bir şekilde konuşmaktır. Ülkemde on binlerce Müslüman olmasını istemem” dedi.
Fico Gazze’deki savaşla ilgili olarak önce Hamas’ın saldırılarını kınasa da İsrail’in Gazze Şeridi’ne girmesine ve bölgeye insani yardım akışını önlemesine karşı çıktı. Ayrıca AB’nin Gazze Şeridi’ndeki çok sayıdaki ölümler hakkında konuşmaya isteksiz yaklaşmasını “ikiyüzlülük” olarak eleştirdi.
Bu arada Fico’nun göreve gelir gelmez kamudaki yolsuzlukları araştıran özel savcılık birimini kapatması AB’nin Slovakya’ya tahsis ettiği bazı fonların dondurulma ihtimalini gündeme getirdi. AB’yi endişelendiren tek konu bu da değildi. Yabancı kaynaklardan yılda beş bin eurodan fazla fon alan sivil toplum kuruluşlarını (STK) “dışarıdan beslenen kuruluşlar” olarak etiketlediği yasa tasarısı da yine kaygı yarattı. Uluslararası Af Örgütü’nün Slovakya kolu, tasarının “yetkilileri eleştiren STK’ları damgalamak ve faaliyetlerini yürütmelerine engel olmak” amacıyla uygulanmak istediğini söylemişti.