Yıkılan Sovyet heykeli kriz yarattı: Estonya Başbakanı Rusya’nın arananlar listesinde
Rusya lideri Putin ve Çinli mevkidaşı Astana'daki ŞİÖ zirvesi kapsamında bir araya geldi. İki liderin görüşmesinde ikili ilişkiler ve Batı'yla yaşanan gerilim ana gündem maddeleriydi.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping eski dostu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Kazakistan’ın Astana kentinde bir araya geldi. Şi, Çin ve Rusya’nın ilişkilerinin değerini korumaları ve ikili işbirliğinin iç dinamiklerini keşfetmeleri gerektiğini vurguladı. Bu görüşme üç gün sürecek Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi kapsamında gerçekleşti.
Çinli uzmanlar iki ülke liderinin sık sık bir araya gelmesinin Avrasya bölgesindeki kalkınmayı yönlendirdiğini ve barış ve istikrarı teşvik ettiğini belirtti. Şi uluslararası durumun karmaşıklığı karşısında Çin ve Rusya’nın dostluklarını sürdürmesi ve halklarına fayda sağlama kararlılığını koruması gerektiğini söyledi.
Şi ve Putin’in son görüşmesi Putin’in yeni dönemi için yemin etmesinden sonra Çin’e yaptığı ilk resmi ziyaret sırasındaydı. Uzmanlar bu görüşme sıklığının Rusya’nın Batı’nın baskısı altında “Doğu’ya dönüş” kararlılığını gösterdiğini ifade etti.
ŞİÖ zirvesinde terörle mücadele konusunun ana gündem maddesi olduğunu belirten uzmanlar Rusya’nın son dönemde birçok terör saldırısıyla karşı karşıya kaldığını ve Avrasya’da terörizmin yeniden canlanma riskinin arttığını söyledi.
Görğlmede Çin ve Rusya’nın bu tehditlere karşı işbirliği yapmasının önemine dikkat çekildi.
Uzmanlar iki liderin görüşmesinde Batı’nın baskısını nasıl aşacaklarını ele aldıklarını belirtti. Enerji, sınır ötesi ulaşım, yeni enerji sektörleri işbirliği konuları öne çıktı.
Çin ve Rusya arasında yeni doğal gaz boru hattı inşası, Orta Asya’da işbirliğinin derinleştirilmesi de gündeme geldi.
Batı medyasının Pekin ve Moskova’nın bölgesel güvenlik blokunu ABD liderliğindeki Batılı kurumlara karşı jeopolitik bir denge ağırlığına dönüştürmeye çalıştığını iddia eden haberlerine karşı uzmanlar ŞİÖ üye devletlerinin yakın ekonomik ve ticari işbirliğine daha fazla önem verdiklerini söyledi.
Uzmanlar Batı’nın bu tür açıklamalarının hegemonik bir zihniyetle yapıldığını ve Orta Asya ülkelerini küçümsediğini belirtti. Orta Asya ülkelerinin ihtiyaçlarının farkında oldukları ve Çin ile işbirliğinin ulusal çıkarları için önemli olduğunu vurguladı.
Son yıllarda Rusya ve Çin arasındaki ilişkiler iki ülkenin stratejik ortaklıklarını derinleştirmesi ve işbirliğini artırmasıyla dikkat çekiyor. Hem ekonomik hem de askeri alanda önemli adımlar atan Moskova ve Pekin, Batı’nın artan baskısına karşı ortak bir cephe oluşturuyor.
Rusya ve Çin arasındaki ekonomik ilişkiler, özellikle enerji sektöründe önemli bir ivme kazandı. 2014 yılında imzalanan 400 milyar dolarlık doğalgaz anlaşması Rus gazının Çin’e ihracatını artırdı. Bu proje iki ülke arasındaki ekonomik bağımlılığı güçlendirdi ve enerji ticaretinde önemli bir yer edindi.
Ticaret hacmi de sürekli olarak artış gösterdi. 2021 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi 147 milyar dolara ulaştı. Çin, Rusya’nın en büyük ticaret ortağı haline geldi ve bu durum, iki ülkenin ekonomik bağlarının ne denli güçlü olduğunu ortaya koydu.
Rusya ve Çin askeri işbirliğini de derinleştirdi. Ortak tatbikatlar ve savunma sanayiinde yapılan işbirlikleri, iki ülkenin askeri bağlarını güçlendirdi. 2018 yılında, Çin’in katılımıyla gerçekleştirilen Vostok-2018 tatbikatı bu işbirliğinin en somut örneklerinden biri oldu.
Ayrıca Rusya ve Çin savunma teknolojileri alanında da ortak projeler yürütüyor. Bu projeler her iki ülkenin savunma kapasitelerini artırmayı ve teknolojik bağımsızlıklarını sağlamayı hedefliyor.
Siyasi alanda da Rusya ve Çin uluslararası platformlarda sıkça işbirliği yapıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) ortak hareket eden iki ülke Batı’nın özellikle ABD’nin politikalarına karşı denge oluşturmayı amaçlıyor. Suriye, İran ve Kuzey Kore gibi konularda da benzer tutumlar sergileyen Moskova ve Pekin uluslararası arenada birbirlerine destek veriyor.
Çin’in ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ girişimi (Yeni İpek Yolu) ile Rusya’nın Avrasya Ekonomik Birliği projeleri iki ülkenin ekonomik entegrasyonunu artırma potansiyeli taşıyor. Projeler Avrasya bölgesinde ticaret ve ulaşım altyapısını geliştirep Rusya ve Çin’in bölgedeki etkisini artırmayı hedefliyor.
Rusya-Çin ilişkileri Batı ile yaşanan gerilimlerin de etkisiyle giderek daha stratejik bir boyut kazanıyor. İki ülke hem ekonomik hem de askeri alanda işbirliklerini derinleştirerek uluslararası sistemde daha bağımsız ve güçlü bir konum elde etmeyi hedefliyor. Bu bağlamda Rusya ve Çin ilişkilerinin gelecekte daha da güçlenmesi ve genişlemesi bekleniyor.