Sorunu yasaklar mı çözecek: Brezilya’da X yeniden açıldı, Rusya da Discord’a erişim engeli getirdi
Putin'in en güçlü muhalifi Aleksey Navalni, kısa bir süre önce gizlice sürüldüğü cezaevinde öldü. Navalni'nin ölümüne ABD başta olmak üzere Batı'dan tepki yağarken, Rusya tarafı Ukrayna'da ölen Amerikalı gazeteciyi örnek göstererek kendini savundu.
Rusya’da Devlet Başkanı Vladimir Putin’e karşı yükselen isim muhalif Aleksey Navalni, gizli bir şekilde sürüldüğü cezaevinde 47 yaşında öldü. Amerikan basını tarafından Putin’in “en korktuğu adam” yakıştırması yapılan Navalni’nin gizemli ölümü büyük bir yankı buldu. Geçtiğimiz aylarda kaldığı cezaevinden gizemli bir şekilde kaybolan ve kendisinden 20 gün boyunca haber alınamayan Navalni, Sibirya’daki bir cezaevinde ortaya çıkmıştı. Kaybolduğu 20 gün boyunca avukatları ve ailesi kendisinden haber alamazken akıbetine dair şüpheler de artmıştı. Navalni ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra öldü. Ölüm haberi, kaldığı cezaevi yönetimince yapıldı. Açıklamada, Navalni’nin “kendini iyi hissetmediğini” söylemesinin hemen ardından bilincini yitirdiği, tüm müdahalelere karşı kurtarılmadığı ifade edildi.
Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov, Navalni’nin ölüm nedenine ilişkin bilgileri olmadığını, Putin’e haber verdiklerini söyledi. The Spectator Index’te yer alan bir bilgiye göre, Rus yetkililer ise Navalni’nin “hapishane bahçesinde yürürken kendisini kötü hissederek yere düştüğünü ve ardından öldüğünü” açıkladı. Navalni’nin destekçileri, onun öldüğünü teyit edemeyeceklerini ancak eğer öyleyse de öldürüldüğüne inandıklarını söyledi.
BREAKING: Russian authorities say opposition leader Navalny ‘fell ill during a walk in the prison yard, fell to the ground and died’
— The Spectator Index (@spectatorindex) February 16, 2024
Navalni’nin avukatı, müvekkilinin toplam 30 yıldan fazla hapis cezasını çektiği Kharp’taki cezaevine gidiyordu. Rus devlet televizyonu haberin duyulmasıyla birlikte merkez bankası başkanının yaptığı basın toplantısını yayınladı. Navalni’nin sözcüsü Kira Yarmiş, Navalni’nin öldüğüne dair bir teyit almadığını söyledi. Rus gazetesi editörü ve Nobel Barış Ödülü sahibi Dimitri Muratov Reuters’a yaptığı açıklamada, “Benim samimi inancım, Navalni’nin ölümüne yol açan şeyin tutukluluk koşulları olduğudur” dedi, “Cezası cinayetle tamamlandı.”
Navalni’ye, 2011 yılında Moskova’da verdiği bir röportajda Putin’e meydan okumaktan korkup korkmadığı sorulmuştu. Reuters’a verdiği röportajda Navalni, “Sizinle benim aramdaki fark bu: siz korkuyorsunuz, ben korkmuyorum. Tehlikenin farkındayım ama neden korkayım ki?” demişti.
Navalni’nin Telegram’daki son paylaşımı, birlikte çektirdikleri bir fotoğrafın altında eşi Yulia’ya yazdığı Sevgililer Günü mesajı olmuştu: “Bebeğim, sen ve ben şarkıdaki gibi her şeye sahibiz: aramızda şehirler, kar fırtınaları ve binlerce kilometre. Ama her saniye orada olduğunu hissediyorum ve seni gittikçe daha çok seviyorum.”
Eşi Yulia Navalnaya da konuştu Navalni’nin ardından, Vladimir Putin’in “adalete teslim edileceğini” söyledi. Navalnaya “Putin hükümetine kimse güvenmemeli. Sürekli yalan söylüyorlar” dedi ve şöyle konuştu:
“Vladimir Putin ve onun için çalışan herkes, etrafındaki herkes, dostları, bilmelerini isterim ki cezasız kalmayacaklar. Ülkemize yaptıkları için, aileme yaptıkları için, eşime yaptıkları için cezalandırılacaklar. Hesap verecekler ve o gün yakında gelecek.”
Şüpheli ölümünün ardından Navalni’nin 15 Şubat’ta görülen duruşmasına video konferans yöntemiyle bağlandığı anın görüntüleri gündem oldu.
Media outlets have published the last known footage of Navalny, recorded during a court appearance via videolink on Thursday.
Video via https://t.co/TkXQ9kpOga pic.twitter.com/ngTKfsmyFI
— The Moscow Times (@MoscowTimes) February 16, 2024
Rus haber kuruluşu SOTA’nın yayınladığı görüntülerde Navalni’nin duruşması sırasında parmaklıklar ardında güldüğü ve şakalar yaptığı, sağlık durumunun ise iyi olduğu görülüyor.
Navalni, Putin’e karşı Batı’nın en çok desteklediği Rus muhalifti. Haliyle ölümü epey yankı buldu. Batılı liderler, ölümün şüphelini olduğuna dikkat çekerek Putin’i sorumlu tuttu.
ABD Başkanı Biden: Hata yapmayın; hiç kimse aptal yerine konulmamalıdır. Aleksey Navalni’nin ölümüyle ilgili haberlere hem şaşırmadım hem de öfkelendim. Putin onu zehirledi, tutuklattı ve yargılattı. Navalni’nin başına gelenler Putin’in acımasızlığının daha da büyük bir kanıtıdır. Onu hapishaneye gönderdi ve izole etti.
Ukrayna lideri Zelenski: Fail bence çok bariz. Bu tek adam (Putin) yüzünden işkenceyle öldürülen binlerce kişi gibi o da öldürüldü.
ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris: Dualarım bugün bizimle olan eşi Yulia da dahil olmak üzere ailesiyle birlikte. Eğer doğrulanırsa bu, Putin’in acımasızlığının bir başka kanıtı olacaktır. Anlattıkları hikaye ne olursa olsun açık olalım; Rusya sorumludur ve bu konuda daha sonra söyleyeceklerimiz olacaktır. Tarih bize bir ipucu sunuyor. Eğer bir saldırgan, komşusunu işgal ederken seyirci kalırsak saldırgan devam edecektir. Putin söz konusu olduğunda bu, tüm Avrupa’nın tehdit altında olduğu anlamına gelir. Rusya’ya ağır sonuçlar dayatmakta başarısız olursak dünyanın dört bir yanındaki diğer otoriterler cesaretlenecektir.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan: Doğrulanırsa, bu, korkunç bir trajedi olur. Rus hükümetinin muhaliflerine zarar verme konusundaki uzun ve kirli geçmişi göz önüne alındığında, burada olup bitenler hakkında gerçek ve açık sorular ortaya çıkıyor. Doğrulamanın ve daha fazla ayrıntının ardından, ona göre bundan sonra ne olacağına karar vereceğiz.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken: Her şeyden önce kalbimiz eşi ve ailesiyle birlikte. Bunun ötesinde, onun bir Rus hapishanesinde ölümü ve tek adamın saplantısı ile korkusu, sadece Putin’in kurduğu sistemin kalbindeki zayıflığın ve çürümüşlüğün altını çiziyor. Bunun sorumlusu Rusya’dır. Ölümü doğrulandığında, Aleksey Navalni hakkında endişe duyan diğer pek çok ülkeyle görüşeceğiz.
AB Konseyi Başkanı Charles Michel: Aleksey Navalni, özgürlük ve demokrasi değerleri için savaştı. İdealleri uğruna en büyük fedakarlığı yaptı. AB, bu trajik ölümden yalnızca Rus rejimini sorumlu tutuyor.
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen: Aleksey Navalni’nin ölüm haberi beni derinden rahatsız etti ve üzdü. Putin’in kendi halkının muhalefeti kadar korktuğu başka bir şey yok. Bu, Putin ve rejiminin neyle ilgili olduğunun acı bir hatırlatıcısı. Otokrasiye karşı durmaya cesaret edenlerin özgürlüğünü ve güvenliğini korumak için mücadelemizde birleşelim.
Fransa Başbakanı Emmanuel Macron: Günümüz Rusya’sında özgür ruhlar Gulag’a gönderiliyor ve ölüme mahkum ediliyor. Öfkeli ve kızgınım. Aleksey Navalni’nin anısına, bağlılığına ve cesaretine saygılarımı sunuyorum. Taziyelerim onun ailesine, sevdiklerine ve Rus halkına.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz: Çok üzgünüm. Bu, Rusya’nın bir ülke olarak son yıllarda nasıl değiştiğinin korkunç bir işareti. Aleksey Navalni, Rusya’da demokrasi ve özgürlük için kampanya yürüttü ve görünüşe göre cesaretinin bedelini hayatıyla ödedi.
İngiltere Başbakanı Rishi Sunak: Bu korkunç bir haber. Rus demokrasisinin en ateşli savunucusu Navalni, hayatı boyunca inanılmaz bir cesaret sergiledi. Düşüncelerim eşi ve onun ölümüyle bu büyük bir trajedi yaşayan Rusya halkıyla birlikte.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez: İnsan haklarını ve demokrasiyi savunduğu için Putin rejimi tarafından haksız yere hapsedilen Aleksey Navalni’nin hapishanedeki ölüm haberi karşısında şok olduk. Ailesine, dostlarına ve Rusya’da demokratik değerleri savunan ve bunun bedelini en ağır şekilde ödeyen herkese başsağlığı diliyorum.
Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis: Aleksey Navalni demokrasi için şiddetle savaştı. Navalni’nin cesaretinin bedelini önce özgürlüğüyle, şimdi de hayatıyla ödeten acımasız, otoriter rejime karşı çıktı. Cesareti unutulmayacak.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock: Aleksey Navalni, özgür ve demokratik bir Rusya’nın sembolüydü. Ölmek zorunda kalmasının nedeni tam olarak bu.
Litvanya Devlet Başkanı Gitanas Nauseda: Navalni’nin ölümüyle ilgili Rus yetkililerin sonuçlarla karşılaşması ve adalet önüne çıkarılması gerek.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg: Derin üzüntü ve rahatsızlık duydum. Bütün gerçekleri ortaya koymamız ve Rusya’nın onun ölümüyle ilgili tüm ciddi soruları yanıtlaması gerekiyor.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan, Navalni’nin ölümüne tepki gösteren ABD’ye yanıt geldi. Bakanlığın açıklamasında Ukrayna’da öldürülen Amerikalı gazeteci Gonzalo Lira’nın hatırlatması yapılarak şöyle dendi:
“Ölçüsüz şüphecilik: Beyaz Saray ve ABD Dışişleri, bir Rus vatandaşının Rus cezaevinde ölümünü, Ukrayna’da bir hapishanede işkenceyle öldürülen ABD vatandaşı gazeteci Gonzalo Lira’nın ölümünden neden daha önemli ve korkunç buldu?”
❗️Outrageous cynicism
I wonder why the @WhiteHouse & the @StateDept found the death of a Russian citizen in a Russian penal colony much more important & horrific than the death of an American citizen, journalist @GonzaloLira1968, who was tortured to death in a Ukrainian prison❓ pic.twitter.com/T1MiJtcE9s
— MFA Russia 🇷🇺 (@mfa_russia) February 16, 2024
Zamanında zehirlenerek ölümlerden dönen, Almanya’da tedavi olduktan sonra Rusya topraklarına yeniden ayak basan Navalni’nin avukatları kaybolduğu 20 gün boyunca muhalif siyasetçiye ulaşamıyordu. Muhalif liderin duruşması vardı, ama yetkililer “cezaevinde elektrik kesintisi olduğu” bahanesini öne sürüp video konferans yoluyla duruşmaya katılması beklenen Navalni için “davaya katılamaz” demişti.
Birleşmiş Milletler (BM) Navalni’nin esrarengiz kayboluşunu “zorla kaybetme” olarak nitelendirirken yargılama da “yeri tespit edilene kadar” durdurulmuştu. Navalni’nin tam da Rusya’daki seçimlerden önce ortadan kaybolması avukatları ve destekçileri arasında endişe yaratmıştı. Ekibi Navalni’den “hiç bu kadar uzun süre haber almadıklarının olmadığını” söylemişti. Navalni’nin kaybolmadan önce “yiyecekten mahrum bırakıldığı” ve “havalandırması olmayan bir hücrede tutulduğu için sağlık durumunun kötüleştiği” belirtilmişti.
20 gün boyunca haber alınamaması ardından ekibi Navalni’nin Sibirya’da sürgünde olduğunu belirtmişti. Sözcüsü Kira Yarmiş sosyal medya hesabı Twitter’da “Aleksey’i bulduk. Kendisi şu anda Yamalo-Nenets Özerk Bölgesi’ndeki Kharp yerleşiminde” diye yazdı. Yarmiş Navalni’nin avukatının muhalif siyasetçiyi ziyaret ettiğini ve Navalni’nin “durumunun iyi olduğunu” söylemişti.
Kremlin sözcüsü Dmitri Peskov 14 Aralık’taki açıklamasında Navalni’yi kastederek Kremlin’in “mahkumların akıbetini takip etmeye ne imkanı ne hakkı ne de arzusu olduğunu” dile getirmişti.
Navalni seçim tarihinin belirlenmesinden kısa süre sonra cezaevinden seçmenlerine seslenerek mevcut Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin dışında birine oy vermelerini istemişti. Rusya’da seçimler Mart 2024’te yapılacak ve Putin 5’inci dönem için aday.
Putin’ie karşı durmanın bedelini ağır ödeyen, birçok kez tutuklanan, mahkeme karşısına çıkarılan, hapse atılan ve fiziksel şiddete maruz kalan muhalif lider Navalny’nin siyaset hayatı mücadeleyle doluydu. Putin’in kamuoyu önünde en fazla bilinen muhaliflerinden Yolsuzlukla Mücadele Fonu kurucusu Aleksey Navalni ününü 2008 yılında kazanmıştı. Rus siyasetindeki ve kamu şirketlerindeki yolsuzluk ve görevi kötüye kullanma uygulamalarını ifşa eden blog yazılarıyla bir anda isminden bahsettirmeye başlayan Navalni için hayat sonrasında giderek daha da zorlaşmıştı.
Asıl mesleği avukatlıktı.
Mesleğini yaptığı sırada, Navalni büyük petrol şirketleri ve bankalara ait ufak hisseler satın almak suretiyle şirket içindeki ve kamu harcamalarındaki boşlukları tespit etti ve bunları blog yazılarıyla ifşa etmeye başladı. Bu ifşaatlarla Putin’e karşı yükselen en dişli muhaliflerden biri konumuna geldi ve haliyle hedef oldu. 2011 yılındaki parlamento seçimleri öncesinde takipçilerine iktidar partisi dışında herhangi bir partiye oy vermeleri çağrısında bulunmuştu Navalni, tıpkı geçtiğimiz ay yaptığı gibi. O dönem ilk kez dile getirdiği bu çağrısı nedeniyle parlamento binası önündeki bir protesto gösterisi sırasında tutuklandı ve 15 gün hapis yattı.
2012 yılında yapılan devlet başkanlığı seçimlerini kazanan Putin, Navalni’nin çalışmalarına dair soruşturma başlattı. Kirov’da bir yolsuzluk suçu sebebiyle beş yıl hapis cezasına çarptırıldı, ertesi gün serbest bırakıldı. Dava ilerleyen yıllarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşındı.
Davasının AİHM’de görülmeye başlanmasına rağmen 2013 yılında Moskova belediye başkanlığı seçimlerine katılmasına izin verilen Navalni, büyük bir başarı elde etmişti. Navalni, seçimi yüzde 27 oy oranıyla Putin’in o dönemki adayı Sergei Sobyanin’in ardından ikinci sırada tamamlamıştı.
Bu oranı az bulmadan önce düşünülmesi gerek bir konu var, o da arkasında hiç medya desteği olmadan Navalni’nin bunu elde etmiş olması. Navalni de başarısının farkındaydı ki bir sonraki seçimler için Putin’in koltuğunu kendisine hedefledi, karşısına Putin’i direkt alması kendisi için sonun başlangıcı oldu. Mart 2017’de ise sokakta saldırıya uğradı. Sibirya’da halkla görüştüğü sırada, yoldan geçen biri Navalni’nin yüzüne yeşil renkte antiseptik sprey sıkması üzerine yaralandı.
Bütün çabalarına rağmen 2018 devlet başkanlığı seçimlerine aday olarak katılmasına izin verilmeyen Navalni sonrasında boykot çağrısında bulundu.
Takvimler 2019’u gösterdiğinde hayat Navalni için daha da zorlaşmaya başladı çünkü, Ağustos ayındaki bir protesto gösterisi sonucu tutuklanarak 30 gün hapis cezasına çarptırıldı. Navalni burada aniden rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Muhalif lider, hapisahanede zehirlendiği iddiasını gündeme getirdi ve Kremlin’i suçladı.
Navalni bu yıl Ağustos ayında aşırılık yanlısı bir topluluk oluşturmak, aşırılık yanlısı faaliyetleri finanse etmek gibi gerekçelerden 19 yıl hapse mahkum edilmişti. Navalni’nin destekçileri ise muhalif siyasetçinin tutuklanıp hapsedilmesinin Putin’e yönelik eleştirileri bastırmak amacıyla hayata geçirildiği inancında.
Alaylı dili ve gelenekselin dışında kalan tarzı ile Navalni, genç seçmen üzerinde etkili bir isimdi. Navalni milliyetçi görüşleriyle dikkati çekiyordu. Rusya’daki liberal demokrat Geleceğin Rusyası Partisi’nin Genel Başkanıydı. Rusya’da kayıtlı olmayan bu parti ilk olarak 15 Aralık 2012 tarihinde Leonid Volkov tarafından kurulmuş olup 19 Mayıs 2018 tarihinde Aleksey Navalni tarafından yeniden kurulmuştu. Navalni’nin müttefiki Lyubov Sobol’a göre, partinin hedefleri arasında artan mülkiyet korumaları, adil bir ceza adaleti sistemi ve yolsuzlukla mücadele de dahil olmak üzere “gerçek değişiklikler, gerçek reformlar” yer almaktadır.