Pasifik’te ‘pasifikasyon’ adımı: Çin, Güney Kore ve Japonya’dan dört yıl sonra ilk zirve
Myanmar'daki Budist rahiplerin cunta rejimine karşı 2007 yılında düzenlediği protestolarda askerler tarafından öldürülen Japon gazeteci Kenji Nagai'nin kamerası, 15 yıl sonra gün yüzüne çıktı.
Myanmar’da 1988 yılında askeri darbe yapıldı. Bu darbenin ardından halk sokaklara dökülerek özgürlük, demokrasi ve insan haklarına uyulmasını talep etti. Ancak askeri yönetimin protestoculara yanıtı şiddet oldu. Binlerce kişi protestolar sırasında öldü.
Sonra 2007 yılında bir grup Budist rahip, hükümetin çürümüşlüğünü protesto etmek için safran renkli giysiler giyerek barışçıl gösteriler düzenledi. Bu gösteriler de hızla ülke geneline yayıldı. Safran Devrimi adı verilen bu protestolara cuntanın yanıtı 1988’den farksızdı. Pek çok rahip ve sivil bu protestolar sırasında yaşamını yitirdi.
Fransız haber ajansı AFP’nin Japonya temsilcisi gazeteci Kenji Nagai, 2007’deki protestoları görüntülerken askerler tarafından vurularak öldürülmüştü. Nagai olay sırasında video kamerasını düşürmüştü. 15 yıl sonra bulunan bu kayıp kamera Tayland’ın başkenti Bangkok’ta düzenlenen bir törenle kız kardeşine teslim edildi.
Nagai’nin kız kardeşi Noriko Ogawa, küçük el kamerasını Myanmar’ın medya kuruluşu Burma’nın Demokratik Sesi’nin (DVB) yöneticisi Aye Chan Naing’den aldı. Ogawa yaptığı konuşmada kameradan daha önce haberdar olmadığını söyleyerek, kardeşine ait olan bir eşyayı geri almaktan mutluluk duyduğunu dile getirdi.
Cuntanın o sırada kasten Nagai’yi hedef aldığını kanıtlamakta bu kameranın işe yarayacağını umduğunu belirten Ogawa, kameranın içindeki verileri detaylı bir şekilde araştıracağını aktardı. Ancak kameranın şimdiye kadar kimlerin elinden geçtiği, ne zaman ve nasıl bulunduğu ayrıntıları belirsizliğini koruyor. Naing, söz konusu cihazın Myanmar’dan çıkana kadar pek çok kişinin elinden geçtiğini söyledi.
Cihazın sıkı cunta yönetimindeki ülkeden nasıl çıkarıldığı konusunda güvenlik nedenlerinden dolayı bilgi veremeyeceğini aktaran Naing, sadece iyi bir vatandaş sayesinde bunu başardıklarını söyleyebileceğini ifade etti.
Kasetin içindeki görüntüler ise teslim törenine katılanların huzurunda sunuldu. Görüntülerde Yangon’un antik Sule Tapınağı yakınlarındaki sokakta protestocuların şarkı söylerken polisin yolu kapattığı görülüyor.
Askerlerle dolu kamyın alana doğru gelirken Nagai kamerayı kendisine çevirerek, “Ordu geldi. Ağır silahlara sahip olduklarını tahmin ediyorum. Tapınağın önü sivillerle dolu” dediği duyuluyor. Görüntülerde son olarak insanların dağıldığı görülüyor. Zaten bu noktada da Nagai hayatını kaybediyor. Kapakta da gördüğünüz fotoğraf, Nagai’nin ölüm anına ait. İngiliz haber ajansı Reuters’dan Adrees Latif’in çektiği söz konusu fotoğraf, 2008 yılında Pulitzer Ödülü’nü kazandı.
Olayın üzerinden bir ay bile geçmeden Myanmar’ın hükümet kontrolündeki basınında çıkan bir köşe yazısında, Nagai’nin ‘kendisini tehlikeye atacak bir durumun içine soktuğu için ölümünden sorumlu olduğu’ yazmıştı. Ayrıca aynı köşe yazısının içerisinde Nagai’nin ülkeye gazeteci sıfatıyla değil de turist vizesiyle girdiğinden şikayet ediliyordu. Ancak Safran Devrimi sırasında ülkeye gazeteci vizesiyle girmek oldukça zor hatta imkansız bir şeydi.