Venedik Bienali’nden Filistin’e selam
İsrail ve Hamas arasındaki savaş dördüncü güne girdi. İsrail Gazze şeridini bombalarken, Hamas da İsrail'in güneyindeki sızma faaliyetlerine devam ediyor. 40 haftadır hükümet ile muhalefet arasında anlaşmazlığın hakim olduğu İsrail'de 'birlik' havası esiyor. İşte savaşta yaşananlar...
Kuşatma altındaki Gazze’nin hakimi konumundaki Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarıyla başlayan savaşın üçüncü gününde Gazze’de durum kritik olmaya devam ediyor. Hamas’ın saldırılarıyla İsrail 73’ü asker 900’den fazla vatandaşını kaybederken, Gazze’ye yapılan misilleme saldırılarında 91’i çocuk olmak üzere en az 680 kişi yaşamını yitirdi, 3726 kişi ise yaralandı. İsrail askerleri hala Gazze’den İsrail topraklarına giren Hamas savaşçılarını etkisiz hale getirmeye uğraşıyor, en az 7 yerleşim yerinde çatışma devam ediyor. Bu arada İsrail Gazze şeridinin tamamen kuşatılmasına karar verdi, Gazze’nin etrafındaki İsrail köyleri ve kasabaları tahliye edildi, bölgeye tanklar geldi konuşlandı. Bütün bunlar İsrail’in Gazze’yi topyekûn işgale hazırlandığına dair belirtiler. İşte savaşın üçüncü gününde yaşananlar:
İsrail üçüncü gece de Gazze’yi bombalarken, elektriksiz haldeki 2,3 milyon Gazzeli sabaha daha fazla yıkımla başladı. Gazze’de yaşayan Enes Vecih El Keşta, El Cezire televizyonuna verdiği demeçte, “Zor bir geceydi. Kaderimize teslim olmuştuk” dedi. İsrail’in bombardımanı sırasında Keşta ailesi, ‘evleri bombalanırsa birlikte ölebilmek için’ tek bir odada toplanmış. Enes Vecih, “Güvenli sığınak diye bir şey yok. Herkes hedef alınıyor” diyor.
İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın ‘tam teşekküllü kuşatma’ kararı almasının ardından Gazze şeridine sağlanan elektrik tamamen kesilecek ve bölgeye gıda girişlerinin önüne geçilecek. Gallant ‘tam teşekküllü kuşatma’ kararını açıkladığında, “İnsan kılıklı hayvanlarla savaşıyoruz, ona göre davranmalıyız” dedi.
Bu da zaten yoksulluk içinde yaşayan Filistin halkını çok daha zor bir duruma sokuyor. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Gazze şeridinde bulunan 123 bin 538 kişinin daha şimdiden yerinden edildiğini bildirdi.
Üstelik yardım götürülmek istense bile Avrupa ülkelerinin bir kısmı Filistin’e yardımlarını gözden geçirmeye başladı. Almanya’da aşırı muhafazakâr kesim, Filistin’e yapılan yardımların kesilmesini ve Avrupa’nın Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas ile diplomatik ilişkilerini kesmesini isterken, ülkenin solcu kesimi Hamas ile Filistinlilerin bir tutulamayacağını savunuyordu.
Şimdi Avusturya da Filistin’e yaptığı 19 milyon euroluk yardımını askıya aldı. Avusturya Dışişleri Bakanı Alexander Schallenberg, “Terörün boyutu o kadar büyük ki… Her zamanki gibi devam edemeyiz. Bu nedenle Avusturya Kalkınma İşbirliği’nden gelen ödemeleri şimdilik askıya alacağız” dedi.
Öte yandan Avrupa Komisyonu da Filistinlilere yönelik 691 milyon euro değerindeki yardımının tamamını gözden geçirdiğini duyurdu. AB Komisyonu’nun Komşuluk ve Genişlemeden Sorumlu Üyesi Oliver Varhelyi, “İsrail ve halkına yapılan terör ve vahşetin boyutu dönüm noktasıdır. Her zamanki bir şeymiş gibi davranılamaz” dedi.
Varhelyi, Filistin’e yönelik yardımların derhal askıya alınması, yardım projelerinin incelenmesi ve yeni bütçe tekliflerinin bir sonraki duyuruya kadar ertelenmesi anlamına geldiğini sözlerine ekledi.
İsrail dün gece saldırılarını özellikle Refah’ta yoğunlaştırmıştı. Bu saldırılarda sadece bir aileden 19 kişinin hayatını kaybettiği öğrenilmişti. Saldırıların bir diğer hedefi ise yine Gazze şeridi içinde bulunan Beyt Hanun kampı oldu. Bölgeden haber geçen El Cezire muhabiri Tarık Ebu Azzum, özellikle son birkaç saatte hava saldırılarının hızının arttığını belirtiyor.
El Cezire’nin bir diğer muhabiri Yumna el Sayid ise Gazze’nin Yermuk bölgesinde gece boyunca düzenlenen hava saldırılarında bir caminin yıkıldığını ve binlerce kişinin evlerini terk etmek zorunda kaldığını aktardı. “Düzinelerce ev yıkıldı, artık yaşanılamaz haldeler” diyen el Sayid, uluslararası hukuka göre kullanılması yasak olan beyaz fosforun kokusunu aldıklarını belirtti. Ayrıca muhabirin bizzat kendi deneyimlerine göre bölgeye girer girmez boğazında, göğsünde ve gözlerinde kaşıntı hissetmiş.
İsrail ordusu gece boyunca ‘500’den fazla stratejik hedefe’ saldırıldığını açıkladı. Bu hedefler arasında İslami Cihad ve Hamas’a ait uçan ilkel araçlar ve topçu birliklerinin yer aldığı belirtiliyor.
Öte yandan ateş sadece Gazze’ye değil işgal altındaki Batı Şeria’ya da düştü. Filistin Kızılayı, beş Filistinlinin Ramallah yakınlarındaki Beyt El kontrol noktasında İsrail güçleri tarafından vurulduğunu duyurdu. Gördü tanıkları İsrail’in genç erkeklere, sağlık görevlilerine ve gazetecilere ateş açtığını söyledi. Bundan ayrı olarak El Halil yakınlarındaki Beyt Umar’da da beş kişi atılan ateşle vuruldu.
Öte yandan İsrail de karışık bir durumda. Hamas da İsrail’in saldırılarına karşılık Aşdod ve Aşkelon’a 120 roket ateşledi. Ayrıca Kudüs çevresinde gün içinde siren ve patlama sesleri duyuldu. Bu seslerin fırlatılan roketleri önlemeye çalışan hava savunma sistemlerinden kaynaklandığı düşünülüyor.
Savaşın ilk günü Sderot’taki polis karakolunu ele geçiren Hamas direnişçilerini karakoldan çıkarmayı başaran İsrailli askerler şimdi de bölgede saklanmayı başaran direnişçileri aramaya başladı. İsrail’in bölgeye çok sayıda asker, zırhlı araç ve tank sevkiyatı yaptığı bildirildi.
İsrailli sözcü Richard Hecht, Gazze Şeridi dışında da yedi ila sekiz noktada Hamas savaşçılarıyla mücadele halinde olunduğunu belirtti. Richard Hecht, gazetecilere verdiği brifingde, “Savunma ve güvenlik pozisyonuna geri dönmek beklediğimizden daha çok zaman alıyor” dedi.
Walla News’dan Barak Ravik’in imzalı haberinde İsrail başbakanı Benyamin Netanyahu’nun, ABD Başkanı Joe Biden’la telefon görüşmesi sırasında ‘Gazze’ye girmekten başka çarem yok’ dediğini ve Gazze’ye kara operasyonu düzenlemeye hazırlandığını iddia etti.
Netanyahu, dün sabah saatlerinde yaptığı açıklamada İsrail’in Hamas’a vereceği yanıtın ‘Orta Doğu’yu değiştireceğini’ söyledi. İsrail’in güney sınırındaki belediye başkanlarına konuşan Netanyahu, “Hamas’ın yaşayacağı şey çok zor ve korkunç olacak. Biz zaten savaşın içindeyiz ve daha yeni başlıyoruz. Devlet siz belediye başkanlarına yardımcı olmak için taş üstünde taş bırakmayacak. Sizden dimdik durmanızı istiyorum çünkü Orta Doğu’yu değiştireceğiz” dedi.
El Cezire’den gazeteciler, üst düzet Hamas yetkilisi Musa Ebu Marzuk’a grubun olası bir ateşkesi görüşmeye istekli olup olmadığını sordu. Marzuk, Hamas’ın ‘tüm siyasi diyaloglara’ açık olduğunu yanıtını verdi.
Bununla birlikte El Kassam Tugayları’nın Sözcüsü Ebu Ubeyde, İsrail’in uyarısız bir şekilde sivillerin binalarına her hava saldırısı gerçekleştireceğinde bir İsrailli esirin ‘infaz edileceğini’ duyurdu. Ubeyde, El Kassam’ın İsrail ateşi devam ederken ‘esirler konusunu müzakere etmeyeceğini’ vurguladı ve ‘tehdit ile baskıların’ müzakere yoluna götürmeyeceğini söyledi. Ubeyde sözlerini, “İsrail esirleri geri istiyorsa bedel ödemeye hazır olmalı” diyerek tamamladı.
İsrail Ekonomi ve Sanayi Bakanı Nir Barkat, “İsrail savaşta ve şimdi ulusal birlik kurmanın tam zamanı” dedi. İsrail’in tarihteki en aşırı sağcı hükümeti, yüksek mahkemenin yetkilerinin kısıtlanmasının önüne çalışan halkla 40 haftadır büyük bir mücadelenin içindeydi. Bu bağlamda 10 binden fazla yedek asker, reformun uygulamaya konması halinde acil bir durumda silah altına girmeyeceğini açık bir şekilde beyan etmişti.
Hükümet, 300 bin yedek askeri göreve çağırdı. Bu da hükümetin olası bir kara harekâtı için mümkün olduğunca çok kişiyi askere almaya çalıştığını gösteriyor. Hagari de daha önce hiç bu kadar çok yedek asker çağrılmadığını ve saldırı modunda çatışacaklarını belirtti.
İsrail gazetesi Haaretz’in aktardığına göre Barkat, “Böylesine karmaşık bir zamanda farklılıklarımızı bir kenara bırakmalı ve bizi yok etmek isteyen düşmana karşı birleşmeliyiz. İsrail toplumunun her kesimi, İsrail Devleti için savaşacak. Biz de tüm halkı temsil edecek bir birlik hükümetiyle onları desteklemeliyiz. Bugün birlik hükümeti kurup savaşı birlikte kazanmalıyız” vurgusunda bulundu.
Ülkenin eski başbakanı ve şu anda ana muhalefet lideri olan Yair Lapid, önceki günlerde Netanyahu ile bir araya gelerek mevcut durumu konuşmuştu. Lapid, bu görüşmenin ardından Netanyahu’nun hükümetinin güvenlik konularında deneyimsiz olmasını gerekçe göstererek, böyle bir hükümetle aksiyona geçilemeyeceğini dolayısıyla parlamentodaki diğer partilerin de aktif bir rol oynaması gerekebileceğini söyledi.
Lapid acil bir birlik hükümetini katılmaya hazır olduğunu belirtse de önce mevcut hükümetin sağcı partilere mensup bazı üyelerini görevden alması gerektiğini dile getirdi. Bugün eski Savunma Bakanı Benny Gantz’ın hükümete katılıp katılmaması konusunda Netanyahu’nun partisi Likud içinde istişareler yapılacak.
Saldırılardan bazı ünlü isimler de etkilendi. Bunlardan biri Liverpool, Arsenal ve Chelsea gibi futbol takımlarının eski oyuncusu ve İsrail Futbol Milli Takımının şu anki teknik direktörü Yosi Benayoun’du. Benayoun’un kız kardeşi ve ailesi de Hamas saldırıları sırasında Gazze Şeridi yakınlarındaki Beeri kibbutz’undaymış. Benayoun, iletişimleri kesilene kadar yeğenlerinden yardım istedikleri mesajlar almış. Benayoun’un kayınbiraderi Sharon Shabo ise kibbutz’un girişinde vurulmuş ve saldıran kişilerden saklanmak için çevredeki tarlaya sığınmış.
Benayoun’un yeğenlerinden Shaked İsrail ordunun en çok madalyaya sahip piyade birliklerinden biri olan Golan Tugayı’nda subay. Aile Hamas saldırılarından bu sayede kurtulabilmiş esasen. Zira Shaked dört Hamas savaşçısından üçünü öldürmüş. Dördüncü savaşçı ise eve el bombası atmış ancak o sırada Benayoun’un akrabaları çatıdan atlayarak kurtulmayı başarmış.
Benayoun yaşananlara tepkisini şöyle veriyor: “Şoktayım, bu büyük bir mucize oldu. Hayatımın en zor gününü geçirdim. Herkesin öldüğünü düşünmüştüm. Ama sonra kahraman yeğenim sayesinde bir mucize oldu.”
Fransa, Almanya, İtalya, İngiltere ve ABD liderleri ortak bir açıklama yayınlayarak Hamas’ın İsrail’e saldırılarını kınayarak, İsrail’e ‘kararlı ve müşterek desteklerini’ ifade etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Hamas’ın terörist eylemlerinin hiçbir gerekçesi ve meşruiyeti olmadığını ve evrensel olarak kınanması gerektiğini açıkça ifade ediyoruz. Terörizmin hiçbir zaman haklı gerekçesi olmaz. Hamas teröristlerinin ‘aileleri evlerinde katletmesini, müzik festivalinde eğlenen 200’den fazla genci öldürmesini ve yaşlı kadınları, çocukları ve aileleri kaçırmasını’ dünya dehşet içinde izledi.
Ülkelerimiz İsrail’in kendisini ve halkını savunma çabalarını destekleyecektir. İsrail’e düşman herhangi bir tarafın bu saldırıları istismar ederek kendine fayda sağlayacağı bir zamanda olmadığımızı vurguluyoruz.
Hepimiz Filistin halkının meşru isteklerinin farkınayız ve hem İsrailliler hem de Filistinliler için eşit ölçüde adalet ve özgürlük istiyoruz. Ancak bir konuda anlaşalım: Hamas Filistin’in isteklerinin temsilcisi değil ve Filistin halkına daha fazla terör ve kan dökülmesinden başka bir katkısı olmuyor.”
Arap Birliği’ne üye ülkelerin dışişleri bakanları çarşamba günü Kahire’de İsrail’in saldırısı altındaki Gazze şeridini görüşmek için bir araya gelecek. Arap Birliği Başkan Yardımcısı Hüssam Zeki yaptığı açıklamada, Kahire’deki olağanüstü toplantıda, ‘hem Araplar hem de uluslararası düzeyde politik eylem yolları’ bulunmaya çalışılacağını söyledi.
Hamas’ın saldırılarının başından beri İsrail’i destekleyen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, uluslararası toplumun hem ‘terör örgütleri’ hem de ‘terörist devletlerle’ mücadele etmek için bir araya gelmesi gerektiğini söyleyerek, Hamas ve Rusya’yı aynı kefeye koydu.
Kopenhag’daki NATO parlamenterler toplantısına video konferans bağlantısıyla katılan Zelenski, Ukrayna’daki İsrailli gazetecilerin Bucha’da tanık olduklarına benzer olaylara şahit olduklarını söyledi. İsrail’e yapılan saldırıyı kimsenin unutmayacağını belirten Zelenski, “Binlerce füze. Siviller vuruldu. Kimsenin canı bağışlanmadı. Teröristlerin kendileri dünyaya vahşetlerinin görüntülerini sundu ve yaptıklarından gurur duydu. Ölenleri bile küçük düşürmeye çalıştılar” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Arap Birliği şefi Ahmet Ebu Geyt ile görüşmesi sırasında İsrail ve Filistin’in barış içinde yaşamasının ancak ‘iki devletli çözüm’ ile mümkün olabileceğini söyleyerek, çatışmalar sona erdikten sonra bu yola dönülmesi gerektiğini belirtti. Geyt de İsrail’in Filistinlilere yönelik tutumunun değişmemesi durumunda daha fazla savaş çıkacağını söyledi.
Tass’ın aktardığına göre Lavrov, “Şiddetin her çeşidi kabul edilemezdir, hangi tarafta olursa olsun sivillere zarar vermenin, ölümlere sebep olmanın ve kadınlarla çocukların rehin alınmasının kabul edilemez olduğu konusundaki tutumumuz nettir. Rusya, her türlü çatışmanın ve şiddetin derhal durdurulması ve müzakere yoluna girilmesi çağrısında bulunmaktadır” dedi.
BM’nin işgal altındaki Filistin özel raportörü Francesca Albanese ise devam eden çatışma çevresinde şekillenen durumu ‘tehlikeli’ olarak değerlendirerek, “Dehşete düştüm, yaşanan şiddet karşısında çok oldum. Ama her şeyden önce bu söylemler beni dehşete düşürüyor. Çünkü etik göreceliğe, seçici öfkeye ya da daha kötüsü şiddete başvurmadan hem Filistinlilerin hem de İsraillilerin yanında olmak mümkün ve gerekli. Siyasetçiler, şiddetin çoğalmasını istemek ya da taraf tutmak yerine hesap verilebilirliği ve hukuku yeniden tesis etmeye, diplomasiyi ve barışı yeniden kurmaya öncelik vermelidir” dedi.
İsrail’in ordu sözcüsü Daniel Hagari, Lübnan’dan İsrail’e sızma gibi bir durumun yaşanmaması için Lübnan sınırına asker konuşlandırıldığını duyurdu. Hagari, böyle bir karar almalarında ‘birkaç şüphelinin Lübnan’dan İsrail’e sızdığına dair rapor almalarının’ etkili olduğunu söyledi.
İsrail Ordu Radyosu ise asker konuşlandırılan yerlerin Aalma El Chaeb ve Adamit yakınları olduğunu bildirdi. Ordudan yapılan açıklamada Lübnan sınırını geçen çok sayıdaki silahlı kişinin öldürüldüğü bildirildi. Savaş uçaklarının da yukarıdan saldırdığı belirtildi.
Lübnan Hizbullah’ı savaşın daha ilk gününde İsrail’e ‘Gazze’ye saldırılırsa biz de İsrail’e saldırırız’ minvalinde gözdağı vermişti ve savaşın ikinci gününde uyarısına uyarak İsrail’in işgali altındaki Golan Tepeleri’ne roket fırlatmıştı.