Canlı yayında ‘plaka’ dağıttılar: 82 Kudüs, 83 Şam, 84 Mekke
Suriye'nin petrol zengini Deyrizor bölgesinde terör örgütü SDG ile Arap aşiretleri arasında çıkan çatışmaların 13'üncü gününde SDG komutanı Mazlum Abdi, Al Monitor'a konuşarak Türkiye, Esad yönetimi ve İran'ı eleştirirken, Arap aşiretleriyle uzlaşma yoluna gitmeye çalışacaklarını vurguladı.
Suriye’nin doğusunda terör örgütü PKK/YPG uzantılı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile Arap aşiretleri arasında çıkan çatışmalarda 90 kişinin hayatını kaybederken, SDG Komutanı Mazlum Abdi Al Monitor’a mevcut durum, Türkiye ve alıkoydukları hakkında birtakım açıklamalarda bulundu.
Çatışmaların tetikleyicisi, ABD’nin IŞİD karşıtı kampanyasında kilit bir müttefiki olan Arap aşireti lideri Ebu Havle’nin ‘uyuşturucu kaçakçılığı, kötü yönetim, görevini kendi çıkarları doğrultusunda kullanma’ suçlamalarıyla gözaltına alınması olmuştu. Ancak Arap aşiretleri, çatışmaların asıl çıkma sebebinin SDG’nin faaliyetleriyle bölgedeki kontrolünü artırmasını ve petrol gelirlerinden Arapların mahrum bırakılmasını göstermişti.
Al Monitor’a konuşan Abdi, askeri olarak hedeflerine ulaştıklarını ve tüm bölgede kontrolü sağladıklarını iddia ediyor. Perşembe günü SDG’nin Fırat Nehri’nin yakınlarındaki Diban’da kontrolü tamamen ele geçirdiği bildirilmişti. Diban, aşiretleri SDG’ye karşı ayaklanmaları için bir araya getiren Şeyh İbrahim El-Hafl’ın bulunduğu kent olması yönünden önemliydi. Abdi, El-Hafl’ın Suriye yönetimini kontrolündeki bölgelere sığındığını öne sürdü.
Abdi çatışmalar sırasında SDG’den 25 kişi ile siviller arasından yedi kişinin hayatını kaybettiğini, 97 kişinin ise yaralandığını aktardı. Arap aşiretlerinin zaiyatını bilmediklerini belirten Abdi, aşiretlerin ölülerini nehrin öbür yakasına taşıdığını aktardı.
Bölgedeki sorunların farkında olduklarını dile getiren Abdi, bu olaylar olmadan önce de yerel liderlerle görüştüklerini ve sorunlara çözüm yolları aradıklarını belirtti. Ortalık sakinleştikten sonra tüm şikayetlerin masaya yatırılacağı bir kongre düzenleyeceklerini söyleyen Abdi, “Bu toplantıya tüm aşiret liderlerini, toplumun önde gelenlerini, siyasetçileri, kanaat önderlerini ve sivil toplum aktörlerini davet edeceğiz ve kalıcı çözüm bulmaya çalışacağız” dedi.
Çatışmalara dışarıdan silahlı kişilerin de katıldığını belirten Abdi, bunların İran tarafından finanse edilip silahlandırılan Şam savaşçılarını olduğunu söyledi. Bu savaşçılardan dördünü gözaltına aldıklarını belirten Abdi, çatışmalarda alıkoydukları herkesi serbest bırakmayı planladıklarını, sadece Suriye yönetimine bağlı savaşçıları serbest bırakmayacaklarını vurguladı.
Suriye genelinde ekonomik durumun günden güne iyice bozulduğunu söyleyen Abdi, Süveyda’daki olayları örnek göstererek, “Rejim, bu protestoları eskisi gibi bastıramıyor. Pek tabii kamuoyunun ilgisini protestolardan saptırmak için Deyrizor’daki çatışmaları kullandı. Suriye halkı Körfez ülkeleriyle normalleşmenin pozitif bir etkisi olacağını düşünüyordu ama öyle bir şey olmadı çünkü rejim sözünü tutmuyor” dedi.
Menbic ve Tel Tamar’da Türkiye’nin desteklediği muhalif grupların operasyonlarına hedef olduklarını söyleyen Abdi, Rusya’nın bu saldırıları püskürttüğünü öne sürdü. Rusya’nın Deyrizor’daki olaylarla bağlantılı olup olmadığı konusunda kesin konuşamayacağını söyleyen Abdi, Rusların olaylara karıştığı yönündeki iddiaları reddettiğini belirtti.
“Türkiye’nin aşiretleri bize karşı kışkırtmaya çalışması yeni bir şey değil” iddiasında bulunan Abdi, Deyrizor’daki olaylarla Menbic’teki operasyonların çakışması konusunda, “Türkiye Deyrizor’da yaklaşan saldırıyı biliyor olmalıydı. Bizim kontrolümüzdeki Menbic, Serekaniye ve Tel Tamar çevresini ele geçirmek için Deyrizor’daki durumdan faydalanmaya çalışarak organize oldular. Belli ki çatışmanın devam edeceğini ve diğer bölgelere yayılacağını hesapladılar ama biz planlarını bozduk” iddiasında bulundu.
Rusya’nın Türkiye’nin bu planını onaylamadığını belirten Abdi, ‘Türkiye’nin SDG kontrolündeki bölgelere saldırma taleplerini Rusya’nın reddettiğini’ belirtmekle beraber, “Gelecek için bize bir güvence vermedikleri için bunları güvenlik garantisi sayamayız ama” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “YPG terörünün meşru bir güçmüş gibi gösterilmesi son bulmalı. Olmazsa (Deyrizor’da) gördüğümüz çatışmalar sadece bir başlangıç. Yani bölgemiz için daha tehlikeli senaryoların olmasını öngörmek kaçınılmaz” diyerek ABD’den SDG’ye verdiği desteği kesmesini istemişti.
Bu konu hakkında da yorumlarda bulunan Abdi, “Türkiye’nin Amerikanlardan ve Ruslardan böyle taleplerde bulunmaya devam edeceğine dair şüphemiz yok. Şimdiye kadar istediklerini alamadılar, umalım ki bundan sonra da alamasınlar. Ayrıca ABD’nin buradaki güçlerini geri çekmek gibi bir planı olduğunu gösteren hiçbir belirti yok” yorumunda bulundu.
ABD, çatışmaların dinmesi için pazar günü bölgeye üst düzey diplomatik ve askeri yetkililer gönderdi. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Pat Ryder, salı günü yaptığı açıklamada, “Bölgedeki odak noktamız IŞİD’i yenilgiye uğratma misyonu olacak. Bölgede birden fazla aktör olduğunun ve zaman zaman farklı bakış açılarının ortaya çıkacağının kesinlikle farkındayız” dedi.
Ryder, “IŞİD’i yenilgiye uğratma misyonunda SDG, diğer bölgesel ortaklar ve uluslararası toplulukla çalışmaya devam edeceğiz” diyerek, SDG’yi olası alternatif ortaklar için terk etme gibi bir niyetlerinin olmadığını gösterdi. Bununla birlikte SDG’nin Arapların taleplerine biraz daha yumuşak bakması gerektiğini söylemişti.