Olan olduktan sonra Çin’den düzenleme sinyali: Yüz tanıma teknolojisine kural geliyor
Çin lideri Şi beş yıl sonra ilk kez Avrupa topraklarına ayak bastı. Ziyaretinin ilk ayağı olan Fransa'da Macron tarafından iyi karşılanan Şi, von der Leyen'in "Ekonomimizi korumak için elimizi taşın altına koymaya hazırız" vurgusuyla karşılaştı.
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping beş yıl sonra ilk kez bu hafta Avrupa’yı ziyaret ediyor. Şi’nin Avrupa’daki ilk durağı Fransa. Sonrakiler Sırbistan ve Macaristan olacak. Ancak Şi’nin beş yıl önce bıraktığı Avrupa ile bugünkü Avrupa aynı değil. Bunun üç önemli sebebi var; ilki Çin devletinin sübvanse ettiği elektrikli araçların Avrupa ve Amerika’da rakiplerinden çok daha uygun fiyatlara satışa çıkarılması, ikincisi Çin’in Rusya’ya destek vermesi ve son olarak patlak veren casus krizi.
Şi dün Fransa’ya geldi, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile görüştü. Şi’nin Fransa ziyareti bir krizin ortasında gerçekleşiyor olsa da Çin ve Fransa arasında diplomatik ilişkilerin başlamasının da 60’ıncı yılına denk geldi. Görüşme öncesinde Macron Fransız gazetesi La Tribune’e iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden ele alınması gerektiğini söyledi, “Çünkü Çin birçok alanda kapasitesini aştı ve Avrupa’ya ihracatını büyük ölçüde artırdı” dedi.
Geçen yıl eylül ayında Avrupa Birliği, Çin’in elektrikli araçlarına yüksek vergi getirilip getirilmemesini araştırmak üzere soruşturma başlatmıştı. Buna karşılık Çin’de Avrupa’dan gelen brendilerin fiyatları üzerine soruşturma başlatmıştı ki bunun Fransa üzerinde etkisi olacağı görülmüştü. Dolayısıyla her iki tarafın da birbirinden beklentili olduğu bir görüşme olacaktı bu. Macron’un Şi’yi sadece Élysée Sarayı’nda değil, Pireneler’de daha başbaşa kalacağı bir ortamda da ağırlayacak olması daha samimi bir ortam yaratmak istediği şeklinde yorumlanabilir.
Şi ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada “Çin’im kalkınmasını mümkün kılan tek şey şirketlerimizin dışa açılmaya olan bağlılığı. Kaliteli Fransız kozmetik ve çiftlik ürünlerini, Çinli insanların daha iyi yaşamaları için Çin pazarında görmekten memnuniyet duyarız. Fransa ve diğer şirketlerin Çin’e yatırım yapmasından da mutlu oluruz” dedi ve Avrupa’nın Çin’e uygulamayı düşündüğü ticari kısıtlamalara dokundurdu. Ziyaret öncesi uzmanlar Çin’in elektrikli araçların çevre dostu olmasını kullanarak Avrupa’nın yeşillenme politikasına uygun hareket ettiğine değineceğini öngörmüştü. Gerçekten de Şi yazılı açıklamasında, “Fransa sanayisini yeşil teknolojiye uygun hale getiriyor, Çin de bu alandaki çalışmalarını hızlandırıyor. İki ülke yeşil kalkınma yolunda işbirliğini derinleştirebilir” dedi.
Öte yandan Avrupalı siyasetçiler, insan hakları grupları ve Fransa halkı Şi’nin ziyareti nedeniyle Macron üzerindeki baskıyı artırdı. İnsan hakları grupları Uygur Türklerine yapılan baskının görüşmede gündeme gelmesini isterken, Fransa halkı Çin’de basın özgürlüğünün kısıtlanmasını protesto etti. Avrupa Parlamentosu’nun bir üyesi olan Raphaël Glucksmann Şi’nin önüne kırmızı halı konmasını eleştirerek, “Onu ağırlayabilirsin, istediğin kişiyle konulabilirsin ama böyle değil. Onu çocukluğunun tatil kasabasına götürüp ziyarete dostça bir imaj veremezsin çünkü Şi Cinping bizim dostumuz değil” dedi.
Macron, von der Leyen’in de katılacağı üçlü görüşmelerden önce Şi ile Élysée Sarayı’nda iki saat boyunca görüştü. Fransız liderin Çinli mevkidaşına verdiği hediyeler arasında bir şişe özel Louis XIII konyağı da vardı. Bu, Beijing’in açtığı brendi soruşturmasına yanıt olarak görülürken Macron mevkidaşını soruşturma konusuna sıcak bakması nedeniyle övdü, Fransız mallarının Çin pazarında yer edinmeye devam etmesini umduğunu söyledi. Ancak Fransızların istediği gibi insan hakları endişelerine değinmedi.
Şi’nin Macron ve von der Leyen ile gerçekleştirdiği üçlü görüşme olumlu bir tonda başlasa da sonrasında derin konulara girildi. Von der Leyen Avrupa Birliği ve Çin’in iyi ilişkiler kurmak istediğini, önemli olanın yanlış anlamalardan olabildiğince kaçınmak olduğunu söyledi. Çin ve Avrupa Birliği’nin hem barış ve güvenlik gibi konularda hem de kurallara dayalı uluslararası düzenin işlemesinde ortak çıkarları olduğunu söyleyen von der Leyen “Rusya’nın Ukrayna’ya saldırılarını durdurmaya kararlıyız” dedi.
Von der Leyen sonrasında ticari ilişkilerdeki zorluklara değindi. AB ve Çin arasındaki ekonomik ilişkilerin önemli olduğuna vurgu yapan von der Leyen sadece günlük ticari hacmin 2.3 milyar euro civarında olduğunu vurguladı ve ekledi: “Bu ilişki örneğin devlet desteğinden kaynaklanan aşırı kapasite, karşı tarafa aşırı bağımlılık gibi nedenlerle zorlanıyor.” Von Der Leyen ayrıca “Avrupa, ekonomisini ve güvenliğini korumak için gereken zorlu kararları almaktan çekinmeyecektir” diyerek Çinli lidere gözdağı verdi.