Erdoğan: Benim Biden’ı aramam şık olmaz, herhalde o bizi ağırlar
Suudi Arabistan'ın önde gelen akademisyenlerinden ve aynı zamanda Snapchat fenomeni olan Muhammed Elhacı henüz belirlenemeyen bir sebepten tutuklandı. Uzmanlar, bu tutuklamanın, krallığın sosyal medya kullanıcıları üzerindeki baskısının bir kanıtı olduğunu söylüyor.
Suudi Arabistan’da halk sağlığı uzmanı olan Muhammed Elhacı henüz bilinmeyen nedenle polis tarafından gözaltına alındı. Bu tutuklama, başka fenomenlerin Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı eleştirdiği ve kadın haklarına destek olduğu için ortadan kaybolduğu ya da tutuklandığı bir dönemde meydana geldi.
Ne var ki Elhacı siyaset konusuna pek girmediği için bu tutuklama, kendisini tanıyanlar tarafından şaşkınlıkla karşılandı. Elhacı normalde dün Riyad’da bir etkinlikte konuşma yapacaktı ancak etkinliğin duyurusunu yaptığı tweeti son günlerde silinmişti.
Elhacı’nın hem doğrulanmış bir Snapchat hesabı hem de Twitter’da 385 bin takipçisi var. Lisans ve yüksek lisans eğitimini ABD’de tamamlayan Elhacı, söz konusu sosyal medya platformlarını toplumu halk sağlığı konusunda bilgilendirmek amacıyla kullanıyordu.
Temple Üniversitesi’ne bağlı bir haber kuruluşuna konuşan Elhacı, “Aynı reality programı gibi, 7000 mil ötemdeki insanlara ABD’deki doktora deneyimimi ve Philadelphia’daki yaşantımı anlatıyorum” demişti. 2020 yılında Temple Üniversitesi’nde doktora derecesini alan Elhacı, Suudi Arabistan’da yaygın bir hastalık olan orak hücre anemisinin yayılımı üzerine yaptığı araştırmayla Amerikan Halk Sağlığı Derneği Genomik Forumu ve Davranışsal Tıp Derneği’nden ödül almıştı.
Elhacı son dönemde Suudi Arabistan’da tutuklanan tek fenomen değil. Sosyal medya hesaplarında sık sık kadınların güçlenmesi çağrısında bulunan 29 yaşındaki sertifikalı fitness eğitmeni ve sanatçı Manahel el-Otaibi de erkek vesayetinin sona erdirilmesi çağrısında bulunmak için ‘Societyisready’ (Toplum hazır) etiketini kullanmakla suçlanarak tutuklandı.
2 milyondan fazla takipçiye sahip diğer bir Snapchat fenomeni Mensur El Rakıba da Veliaht Prens’i eleştirdiği gerekçesiyle 27 yıl hapse mahkum edildi.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, 2018’de öldürülmeden önce Washington Post’taki son yazılarından birinde Veliaht Prens’in hükümetinin tutuklama dalgalarını ‘ülkenin liderlerine aykırı görüşler ifade etmeye cesaret eden entelektüellerin ve dini liderlerin kamuoyu önünde cezalandırılması’ olarak değerlendirmişti.
İngiltere’de yaşayan Suudi muhalif ve insan hakları grubu ALQST’nin kurucusu Yahya İbrahim Assiri ise The Guardian’a Kaşıkçı’nın beş yıl önce tarih ettiği ‘toplu tutuklamalar’ın artık yaşanmadığını söyledi.
Assiri, “Hapishaneler dolu ve toplum baskı altında. Ne yasa ihlalleri eleştirilebiliyor ne de yolsuzluklar. Yetkililer yeni ve daha fazla kurban arıyor. Her an görüşlerini ifade edebileceğini düşündükleri herkesi hedef almaya devam ediyor. Elhacı yetkilileri eleştirmeyip güvenli tarafta kalmaya çalışıyordu ama o da pek çok insan gibi haksız yere tutuklandı” dedi.
Suudi Arabistan’ın elit kesiminin bir parçası olarak görülen Elhacı, daha önce Veliaht Prens tarafından kurulan ve Suudi gençleri teşvik etmeyi amaçlayan devlet vakfı Misk’i temsil etmişti.
Kaşıkçı tarafından kurulan insan hakları grubu Dawn’ın yöneticisi Sarah Leah Whitson, Suudi Arabistan’ın artık ‘siyasetle hiçbir ilgisi olmayan’ büyük kitlelere ulaşan kişileri de tutukladığını, zira Veliaht Prens’in ‘her türlü bağımsız sesi bir tehdit olarak gördüğünü’ belirtiyor.
Whitson, ABD Başkanı Joe Biden, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak gibi isimlerin ticaret konusunda kendisine yönelmesinden dolayı Veliaht Prens’in gerçekleştirdiği eylemlerde bir hayli rahat olduğunu belirtti.
ABD Kaşıkçı olayının ardından Suudi Arabistan’a soğuk yaklaşsa da Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonucunda yaşanan enerji krizi Biden hükümetini Suudi Arabistan’a yönelmeye itti.