İsveç, NATO birliklerinin kendi topraklarında konuşlanmasına izin verecek
Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland ile yaptığı deniz anlaşması üzerine Somali sularını koruma sorumluluğunu 10 yıllığına Türkiye'ye verdi. Bu anlaşma sayesinde Türkiye Somali sularında tam yetkiye sahip olacak.
Somali Bakanlar Kurulu dün Türkiye ile savunma ve ekonomik işbirliği anlaşmasını resmen onayladı. Böylece Türkiye’ye Somali donanmasını kurma, eğitme ve donatma yetkisi verilmiş oldu. Somali’nin Etiyopya ile yaşadığı gerilimin ortasında Türkiye’nin Somali karasularını koruyacağı belirtildi.
Somali Başbakanı Hamza Abdi Barre kabine toplantısında anlaşmayı uzun vadede Somali ulusu için “miras” haline gelecek “tarihi” bir anlaşma olarak nitelendirdi. Somali basınındaki haberlere göre Barre “Bu anlaşma terör saldırısı endişelerine, korsanlara, yasadışı balıkçılığa, zehirlenmeye, istismara ve yurtdışından gelen tehditlere son verecek” dedi.
Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ise anlaşmanın 10 yıllık olduğunu söyleyerek “10 yıllık işbirliğinden sonra biz de denizlerimizi koruyacak bir donanmaya sahip olacağız” dedi. Mahmud Türkiye’nin Somali’ye verdiği desteğin diğer ülkelerin desteğinden farklı olduğunu da söyledi.
Somalili haber sitesi Garowe Online’ın aktardığına göre anlaşma aracılığıyla Türkiye verimli deniz kaynaklarıyla bilinen Somali münhasır ekonomik bölgesinden elde edilen gelirin yüzde 30’unu alacak. Anlaşma bu sularda yaşanabilecek bir ihlal durumunda Somali sularını koruma sorumluluğunu Türkiye’ye veriyor.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler alanında yüksek lisans yapmış olan ve Afrika çalışan Umut Çağrı Sarı, Somali Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Nur’un 2021 yılında, 16’ncı yüzyılda Aden Körfezi’ndeki Müslümanları Portekizli sömürgecilerden koruyan Osmanlı Donanması’nı tasvir eden bir tablonun önünde verdiği pozu hatırlattı. Aynı bakan bu ayın başlarında Ankara’da Türkiye’ye Somali karasularını koruma yetkisi veren Somali-Türk Deniz Savunma Anlaşması’nı imzalamıştı.
Türk Deniz Kuvvetleri 2009’dan bu yana korsanlık ve silahlı soygunla mücadele Birleşmiş Milletler misyonu kapsamında Somali açıklarında ve Aden Körfezi’nde zaten faaliyette. İki ülke arasında 8 Şubat’ta savunma ve güvenlik konularını içeren Savunma ve Ekonomik İşbirliği Çerçeve Anlaşması da imzalanmıştı.
Savunma Bakanı Yaşar Güler “İlişkilerimizi daha da güçlendiren görüşmelerimizde Somali’nin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne verdiğimiz önemi yineledik” demişti.
Somali’nin kendi ordusunu kurma çabalarına destek vermek amacıyla Somali askerlerine bir süredir eğitim veren Ankara’nın Mogadişu’da büyük bir askeri üssü var. Mogadişu’daki havaalanını da Türk firması Favori LLC işletiyor. Favori LLC’nin kurucusu Trakya Aktif Genç İşadamları Derneği (TAGİD) üyesi Çetin Group ve Kardeşler Yapı.
Etiyopya, kıyısının olmadığı Kızıldeniz’e ulaşabilmek için 1991’de Somali’den ayrılarak tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland ile geçen ay anlaşma imzaladı. Etiyopya bu anlaşma aracılığıyla Berbera Limanı’nı kullanmayı amaçlıyor. Anlaşmanın en kritik noktalarından biri Etiyopya’nın gelecekte Somaliland’in bağımsızlığını tanıyabileceğinin belirtilmesi.
Somali Etiyopya ve Somaliland arasındaki anlaşmayı şiddetle kınarken Türkiye bu olayda Mogadişu’ya destek verdi. Yine de Türkiye’nin arası Etiyopya ile de iyi; Ankara 2022’de Etiyopya’ya başkentin Tigrayan güçlerince ele geçirilmesini önleyen Bayraktar TB2 insansız hava araçları tedarik etmişti.
Somali şu anda yeni savunma ve ekonomi anlaşmasıyla gündemimizde olsa da yalnızca birkaç ay önce başka bir konuyla gündemimizdeydi, 30 Kasım’da İstanbul’da meydana gelen bir trafik kazasıyla… Avrasya Tüneli Aksaray çıkışında Somali cumhurbaşkanının oğlu Muhammed Hasan Şeyh Mahmud aracıyla motokurye Yunus Emre Göçer’e arkadan çarpmıştı. Yunus Emre Göçer ağır yaralanmış ve 8 Kasım’da da kaldırıldığı hastanede ölmüştü.
Kazanın meydana geldiği an tutulan tutanaktan savcılık talimatına kadar birçok şey Türkiye’nin gündemine oturdu. Çünkü kaza anında tutulan tutanakta motosiklet sürücüsünün şerit değiştirme kuralını ihlal ettiği gerekçesiyle kusurlu gösterildiği, araç sürücüsüne ise kusur atfedilmediği yazıyordu. Savcılık, gözaltına alınan Mahmud’un bu yüzden “taksirle yaralama” ile suçlandığını ve serbest bırakıldığını açıklamıştı. Serbest bırakılan Mahmud 2 Aralık’ta Türkiye’den ayrılmış, yakalama kararı ancak 8 Aralık’ta çıkarılmıştı. Yakalama kararı çıkartılmıştı, çünkü dosya 7 Aralık’ta bilirkişiye gönderilmiş ve bu kez bilirkişi aynı gün Göçer’in kusuru olmadığı görüşü bildirmişti.
Yunus Emre Göçer’in eşi Öznur Göçer ise “Görüntüler ortaya çıkana kadar polis bize eşimin intihar ettiğini söyledi. Eşimin motokurye arkadaşları ve kamuoyu baskı yapmasa belki de eşimin intihar ettiğini söyleyip olayı kapatacaklardı” demişti. Olaya ilişkin iddianame tamamlandı ve Mahmud’un “taksirle ölüme neden olma” suçunu işlediğinin anlaşıldığı belirtilerek iki yıldan altı yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Ne var ki Muhammed bir ay önce çıkarıldığı mahkemede verdiği ifadede “Motosiklet sürücüsünün başında kaskı yoktu” savunması yaptı. Hakim usul gereği hakkındaki hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını kabul edip etmediğini sorduğunda kabul ettiğini söylemişti. İfadesinin ardından sanık hakkındaki yakalama kararı geri alındı, yurt dışı yasağı kaldırıldı ve duruşmalara katılmaktan muaf tutulmasına hükmedildi.