Öldürmeye ‘insani ara’ yok: İsrail hastaneleri bomba yağmuruna tutuyor
Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail'in soykırımla suçlandığı dava İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun "Amalekliler" konuşmasını yeniden gündeme getirdi. Tarihi dava İsrail'in savunmasıyla devam edecek.
İsrail’e karşı Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından Birleşmiş Milletler’in yargı organı Uluslararası Adalet Divanı’nda açılan Gazze’de soykırım davası bugün başladı. Mahkeme dün Güney Afrika tarafını dinledi, bugün de İsrail savunma verecek. Açılışı Güney Afrika devletinin hukuk ekibi adına avukat Adila Hassim yaptı. Tel Aviv’in Yahudi Soykırımı’ndan sonra kabul edilen 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini ifade eden Hassim”İsrail’in soykırım tanımına uyan sistematik eylemlerde” bulunduğunu söyledi. Filistin halkının İsrail’in kurulduğu 1948 yılından bu yana sistematik şiddete ve mülksüzleştirilmeye maruz bırakıldığı, zorunlu göçe tabi tutulduğunu ve parçalanarak sömürgeleştirildiğini ifade etti. Hassim Güney Afrika’nın devam eden Nakba’yı tanıdığını vurguladı.
İsrail’in ayrımcı yasalar, politikalar ve uygulamalardan oluşan kurumsal bir rejim kurarak Filistin halkını apartheid’a maruz bıraktığını belirten Hassim “On yıllardır yaygın ve sistematik biçimde devam eden dokunulmazlık, İsrail’i Filistin’deki insan hakları ihlallerini tekrar etmek ve yaygınlaştırmak konusunda cesaretlendirdi” dedi.
Avukat ayrıca İsrail’in 25 yıldır apartheid, 56 yıldır işgal ve Gazze’de 16 yıldır abluka uyguladığına da vurgu yaparak Gazze’yi yok etme niyetinin İsrail devletinde en üst seviyede görüldüğünün altını çizdi. Konuşmada İsrail’e yönelik soykırım suçlamasının kanıtları arasında Filistinlilerin hayatta kalmak, gıda ve su bulmak için sığındığı hastanelerin, camilerin ve kiliselerin de bombalanması; İsrail’in tahliye rotası üzerinde kaçmaya çalışan kişilerin de hedef alınması; toplu mezarların oluşmasına yol açacak sayıda insanın öldürülmüş olması sıralandı.
Ayrıca Anadolu Ajansı’nın Gazze’de çektiği fotoğraflar da kanıt olarak sunuldu.
Güney Afrika’nın dinlendiği günde İsrail’in 7 Ekim sonrasındaki sadece ilk üç hafta boyunca her hafta başı 6 bin bomba kullandığı, Filistinliler için güvenli olduğunu belirttiği güney Gazze’ye de en az 200 kez yaklaşık 900 kiloluk bombalar attığı, 1800’den fazla Filistinli ailenin çok sayıda üyesini kaybettiği, nesillerdir var olan yüzlerce ailenin geride hiçbir ferdinin kalmadığı belirtilerek, yeni doğan bebeklerin bile öldürüldüğü vurgulandı.
Güney Afrika aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu, Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un da bulunduğu üst düzey yetkililerin Filistinlileri “İsrailoğullarının düşmanı Amaleklilere” benzeten, “insansı hayvanlar” olarak niteleyen açıklamalarını da hatırlattı.
Netanyahu 28 Ekim’de Gazze’ye yönelik saldırılar hakkında düzenlediği basın toplantısında Tevrat’tan alıntı yaparak “Amaleklilerin size yaptığını unutma, der. Biz de hatırlıyor ve savaşıyoruz” demişti.
Avukat Tembeka Ngcukaitobi de “İsrail’in Gaze’de Filistinlilere karşı soykırım niyeti var. Bu, askeri saldırının hayata geçirilme biçiminden açıkça anlaşılıyor. Bu niyet, düşmanın sadece Hamas olmadığı, aynı zamanda Gazze’de Filistinlilerin hayatının dokusuna işlediği inancına dayalı” dedi.
Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail aleyhine Uluslararası Adalet Divanında açtığı ve bugün ihtiyati tedbir talebine ilişkin duruşmaların başlayacağı “soykırım” davasına ülkelerden ve insan hakları kuruluşlarından destek açıklamaları hızla artıyor.
Davaya desteğini açıklayan ilk ülke olan Filistin 29 Aralık’ta Dışişleri Bakanlığının X hesabından yaptığı açıklamada Güney Afrika’nın, İsrail’in soykırım suçu işlediğine ilişkin Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davayı memnuniyetle karşıladığını belirtti.
Malezya Dışişleri Bakanlığı 2 Ocak’ta yayımladığı açıklamada Güney Afrika’nın başvurusunun memnuniyetle karşılandığını belirterek “1967 öncesi sınırlara dayalı, başkenti Doğu Kudüs olan” bağımsız bir Filistin devletinin tanınması çağrısı yaptı.
Davaya desteğini açıklayan ülkelerin başında gelen Türkiye adına 3 Ocak’ta Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli tarafından yapılan paylaşımda Güney Afrika’nın, İsrail aleyhine ICJ’de gerçekleştirdiği başvurunun memnuniyetle karşılandığı vurgulandı.
Türkiye’nin açıklamasında “Keza yapılan bu başvuru uyarınca, Uluslararası Adalet Divanının (UAD) İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını durdurmasını içeren bir geçici tedbir kararı alması beklenmektedir. Türkiye, bu kararın uygulanmasının da takipçisi olacaktır” ifadelerine yer verildi.
Ürdün Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Yurtdışında Yaşayan Ürdünlüler Bakanı Ayman Safadi 4 Ocak’ta yayımladığı açıklamada ülkesinin Güney Afrika tarafından İsrail’e karşı ICJ’de açılan davayı desteklediğini bildirdi.
Belçika Başbakan Yardımcısı Petra De Sutter ülkesinin İsrail’in Gazze’deki soykırım tehdidine karşı sessiz kalamayacağını ve Güney Afrika’nın İsrail’i soykırımla suçlayarak açtığı davaya destek verilmesi çağrısı yaparak “Belçika Gazze’deki insanların sonsuz çilesini sadece kenarda izleyemez. Soykırım tehdidine karşı harekete geçmeliyiz. Belçika’nın, Güney Afrika’nın liderliğini takip ederek Uluslararası Adalet Divanında eyleme geçmesini istiyorum. Belçika hükümetine bu öneride bulunacağım” dedi.
Maldivler Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada İsrail aleyhine ICJ’de “soykırım” davası açılmasından memnuniyet duyulduğu belirtilerek, Gazze’de derhal ateşkes sağlanması ve Filistin halkına yardım ulaştırılması için insani koridorların açılması çağrısı yapıldı.
Ayrıca Bangladeş, Namibya, Malezya ve Pakistan’ın BM elçileri, 9 Ocak’ta BM Genel Kurulundaki konuşmalarında Güney Afrika tarafından açılan soykırım davasına desteklerini ifade etti.
Endonezya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lalu Muhammad Iqbal, davaya destek verdiklerine ilişkin açıklamasında “Ahlaki ve siyasi açıdan Endonezya, Güney Afrika’nın Gazze’de yapıldığı iddia edilen soykırıma karşı harekete geçmesi için ICJ’deki girişimini tamamen desteklemektedir” dedi.
Bolivya Dışişleri Bakanlığı 7 Ocak’ta “Bolivya, ICJ nezdinde, İsrail Devleti aleyhine dava açan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin attığı tarihi adımı takdirle karşılamaktadır” diyerek uluslararası topluma Güney Afrika’nın açtığı davaya destek olunması çağrısı yaptı.
Venezuela 9 Ocak’ta Dışişleri Bakanlığınca yayımlanan açıklamada, Güney Afrika’nın Filistin halkını savunmak amacıyla ICJ nezdinde İsrail’e karşı açtığı davayı desteklediğini belirterek Bolivya’ya benzer şekilde uluslararası topluma Güney Afrika’nın açtığı davaya destek olunması çağrısında bulundu.
Nikaragua hükümeti 9 Ocak “Güney Afrika’nın Gazze Şeridi’ndeki soykırım nedeniyle İsrail’e karşı ICJ’ye yaptığı başvuruyu memnuniyetle karşılıyoruz” açıklaması yaptı.
İran Dışişleri Bakanlığı 10 Ocak’taki yazılı açıklamasında, Güney Afrika’nın davasına tam destek verildiğini kaydederek “İran İslam Cumhuriyeti, ayrıca Güney Afrika hükümetinin eylemini, uluslararası hukuka uygun ve Filistin halkını destekleyen sorumlu, cesur ve onurlu bir adım olarak selamlıyor ve uluslararası toplumu, işlenen suçların faillerinden hesap sorulması için kararlı bir şekilde harekete geçmeye çağırıyor” dedi.
Brezilya Dışişlerinden 10 Ocak’ta yapılan yazılı açıklamada Güney Afrika’nın, İsrail’in soykırım veya bağlantılı suç teşkil edebilecek tüm eylemlerini derhal durdurması talebiyle Uluslararası Adalet Divanındaki girişiminin desteklendiği vurgulandı.
Kolombiya Devlet Başkanlığından 10 Ocak’ta yapılan yazılı açıklamada Cumhurbaşkanı Gustavo Petro yönetimindeki Kolombiya Hükümetinin, Güney Afrika tarafından Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanında İsrail aleyhine açılan davayı memnuniyetle karşıladığı kaydedildi.
Progressive International Konseyinin sitesinde yer alan açıklamada devletlerin yanı sıra dünya genelinde binin üzerinde insan hakları kuruluşunun “Güney Afrika’nın İsrail’e Karşı Soykırım Sözleşmesi Davasını Destekliyoruz” başlıklı bildiriye imza attığı ve Güney Afrika davasını desteklemek üzere diğer hükümetlerin ICJ’deki davaya “müdahil” olmaya davet edildiği bildirildi.
Buna ek olarak yeni kurulan Filistin’de Soykırımı Durdurmak için Uluslararası Koalisyonunun (ICSGP), dünyanın dört bir yanından 800’den fazla kuruluşun da imzacıları arasında bulunduğu Güney Afrika’nın davasına destek mektubunda “işgalci İsrail güçleri tarafından her gün işlenen soykırım eylemlerinin açık kanıtlarına rağmen” İsrail yönetiminin diğer ülkelerden Güney Afrika’nın davasını kınamalarını istemesi eleştirildi.
Bunun yanında İngiltere’den “change.org” sitesi üzerinden Güney Afrika’nın ICJ’de İsrail’e karşı açtığı soykırım davasına destek için başlatılan imza kampanyasına dünyanın dört bir yanından 320 binden fazla kişi katıldı.
Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığı Sözcüsü Clayson Monyela sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada mahkemeye sunulan delillerin görmezden gelinemeyeceğini söyledi.
Monyela “Sonuç ne olursa olsun, Güney Afrika Filistinliler ve insanlık için büyük bir zafer kazandı. Onlara dünyanın en yüksek mahkemesi önünde bir ses verdik. ICJ hakimlerine ve dünya çapında izleyenlere sunulan delil görmezden gelinemez” dedi.
1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin 9. maddesi uyarınca, bir devletin sözleşmenin maddelerini ihlal etmesi durumunda, sözleşmeye taraf herhangi bir devlet, ihlalci devlet aleyhine ICJ’de dava açabiliyor. Güney Afrika Cumhuriyeti, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle Soykırımın Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle 29 Aralık’ta ICJ’de dava açarak İsrail aleyhine ihtiyati tedbir kararı alınmasını talep etti. Güney Afrika durumun aciliyeti sebebiyle ICJ’den tedbir kararına hükmetmesini talep ederken duruşmaların tamamlanmasının ardından Divan, tarafların beyanlarını ve delillerini inceleyerek karar için müzakerelere başlıyor.
Kararının açıklanması için hakimleri bağlayan bir son tarih bulunmamakla birlikte, Divan’ın önceki yargılamalarına bakıldığından soykırım gibi aciliyet gerektiren durumlarda bu sürenin birkaç hafta olduğu görülüyor.