Bir yanda katliam öbür yanda ateşkes çabası: İsrail’den ABD’ye mahkum tavizi
ABD'nin yeni Başkanı Donald Trump, Suriye'deki gelişmelerle ilgili ilk kez konuştu. Bunun ABD'nin savaşı olmadığının altını çizen Trump, bölgede yaşananlara karışmamaları gerektiğini söyledi.
ABD seçimlerini kazandığında Donald Trump’ın endişelenecekler listesinin ilk sıralarında Suriye yoktu. Hatta belki de kendi listesinin ilk beşine bile girmiyordu. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan “Suriye’de Trump’ın ne yapacağı konusunda şu an çok fazla emare yok” demişti. Nasıl olsundu ki? Suriye’deki iç savaş bir süredir durağandı, Türkiye de Irak’taki terör operasyonlarına daha ağırlık vermişti. Oysa Ukrayna ve Gazze’de savaş var, Pasifik’te ABD’ye karşı büyüyen Çin tehlikesi vardı. Ancak Trump göreve gelmeden ortalık iyice kızıştı. Suriye’deki durağan savaş yeniden alevlendi. Şam muhaliflerin kuşatması altına girdi girecek, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad düştü düşecek durumda. Peki Trump bu konuda ne düşünüyor?
10 gündür sessizliğini koruyan Trump nihayet fikirlerini belli etti. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Trump büyük harflerle “ABD’NİN BU KONUYLA HİÇBİR İLGİSİ YOK. BU BİZİM SAVAŞIMIZ DEĞİL. BIRAKALIM NE OLACAKSA OLSUN. KARIŞMAYALIM!” dedi. Trump mesajının devamında Suriyeli muhalif grupların Esad’ı devirmesinin Ukrayna savaşıyla meşgul olan “Rusya’nın başına gelebilecek en iyi şey” olduğunu söyledi.
Barack Obama yönetimini de eleştiren Trump, Obama’nın 2013’te Suriye’ye yönelik “kırmızı çizgi” politikasını uygulamadığını savundu. “Kırmızı çizgi” politikası, Suriye kimyasal silah kullanırsa ABD’nin askeri müdahalede bulunacağını belirten bir taahhüttü. Ancak Esad’ın kimyasal silah kullandığına dair kanıtlar ortaya çıksa da Obama iç savaşa doğrudan müdahil olmadı.
“Önce Amerika” yaklaşımına değinen Trump, Suriye’nin ABD’nin savaşı olmadığını “Suriye tam bir bela ama bizim dostumuz değil” dedi.
Trump’ın kendine Sağlık Bakanı olarak seçtiği Robert F. Kennedy Jr. geçen ayın başlarında eski Fox News sunucusu Tucker Carlson canlı yayınına katılmış ve Trump ile Suriye sınırındaki Amerikan askerlerini konuştukları bir anısını anlatmıştı. Kennedy’ye göre o gün şöyle olmuştu:
“Geçen gün Başkan Trump ile aynı uçaktaydım, Ortadoğu’dan konuşuyorduk, bir kağıt parçası çıkardı ve üstüne tüm ulusların olduğu bir Ortadoğu haritası çizdi, ki çoğu Amerikalı bunu yapamaz. Sonra da her ülkenin askeri gücünü yazdı. Özellikle Suriye ve Türkiye sınırına baktı ve ‘Suriye ve Türkiye sınırında 500 adamımız var!’ dedi ve bombalanan küçük bir kampı gösterdi. Türkiye’de 750 bin asker olduğunu söyledi, Suriye’de de 250 bin. Eğer bunlar birbirine girerse biz ortada kalırız, dedi. Kurmaylarına (öyle bir durumda) ‘Bu 500 adama ne olur’ diye sordu. Kurmayları da ‘mayın eşeği olacak’ dedi. Bunun üstüne Trump ‘Onları oradan çıkarın!” diye konuştu.”
ABD 2014 yılından beri PKK’nın Suriye’deki uzantısı olan YPG’ye ve merkezinde YĞG’nin yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) destek veriyor. Trump 2016’daki ilk başkanlığında da seçim kampanyasında ABD’nin “bitmek bilmeyen savaşlar”dan çekilmesini vadetmişti. Bu sözünü gerçekleştirmek için de Suriye’ye gözünü dikmişti. Cumhuriyetçi lider ilk kez 2018 yılında bu niyetini dile getirdi.
Bu karar birçok müttefikin ve hatta kendi yönetimindeki bazı yetkililerin tepkisine yol açtı, Trump’ın kararını uygulamamak için dönemin ABD Savunma Bakanı James Mattis istifasını verdi hatta. Mattis Trump’ın kararından bir yıl önce ABD’nin Kandil’deki PKK yönetimiyle Suriye’deki parçası YPG’yi ayrı tutmaktan söz ediyor, bunu ısrarla Türkiye’ye de tavsiye ediyordu. Aslında bu tür öneriler 2014’ten beri alt düzey Amerikalı yetkililer tarafından zaten dile getiriliyordu. Ortadaki fark ilk kez üst düzey bir bürokratın ağzından böyle bir şey çıkmasıydı.