ABD Seçim Günlüğü 4: Mikrofon savaşları ve aile baskısı
Eski ABD Başkanı Donald Trump, resmi olarak Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olmayı kabul etti. Trump, "birlik" yapıp sonrasında Demokratlara yüklenirken Biden ise partisinin kendisine sırtını döndüğü bir dönemle yüzleşiyor.
13 Temmuz’da seçim mitingi sırasında suikast girişimine uğraması sonrası Cumhuriyetçi Parti kurultayında resmen başkan adayı olmayı kabul eden Trump, “Tüm Amerika’nın başkanı olmak için adaylığı kabul ediyorum, sadece Amerika’nın yarısı için değil” dedi.
Donald Trump Perşembe gecesi, inşa ettiği ve kendisini Tanrı’nın dokunduğu bir süper kahraman olarak selamlayan yeni Cumhuriyetçi Parti’nin sevgisinin tadını çıkarırken binlerce destekçisi “fight, fight, fight” (savaş, savaş, savaş) sloganları attı ve yumruklarını havaya kaldırdı. Bu aslında Trump’ın suikast girişimi sonrası yüzünden kanlar akarken “fight” diye bağırıp yumruğunu kaldırmasının bir yankısıydı. Zaten bildiğiniz üzere birçok Cumhuriyetçi eski başkan ve yeni başkan adayına destek için kulaklarını tıpkı Trump’ınki gibi bandajlamıştı da.
Trump, “İnanç, bağlılık ve gururla ABD başkanlığına adaylığınızı kabul ediyorum” dedi. Kasımdaki başkanlık seçiminde çok büyük zafer elde edeceklerini söyleyen 45’inci Başkan, herkes için yeni bir güvenlik dönemi başlayacağının, toplum içindeki bölünmüşlüğün “iyileştirilmesi” gerektiğinin altını çizdi. Suikast girişiminde yaşadıklarını detaylı olarak aktaran Trump, “Bu korkunç saldırıya rağmen bu akşam birlik ve kararlılıkla bir aradayız. Hiç olmadığım kadar kararlıyım” dedi.
Trump, Pennsylvania Butler Township’te kendisine ateş açıldığı sırada ailesini korurken öldürülen itfaiyeci Corey Comperatore’nin kaskına bir öpücük kondurup üniformasını kucakladı. Birlik vurgusu yaptığı konuşmasında o barışçıl ton ise kısa sürdü. Trump, birlik vurgusundan hemen sonra karşı karşıya olduğu çok sayıda dava nedeniyle Demokratlara saldırmaya devam etti: “Demokrat Parti adalet sistemini silah olarak kullanmayı ve siyasi rakiplerini demokrasi düşmanı olarak yaftalamayı derhal bırakmalıdır, özellikle de bu doğru olmadığı için. Demokratlar ülkemizi birleştirmek istiyorlarsa, bu partizan cadı avını bırakmalıdırlar.”
Demokrat eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’yi “deli” olarak nitelendiren Trump, Demokratları 2020 seçimlerinde hile yapmakla suçladı: “Bu seçimlerde bunun bir daha olmasına asla izin vermeyeceğiz. Hile yapmak için Covid’i kullandılar.”
Mevcut Başkan Joe Biden ise sadece dört yıl önce zafere taşıdığı partisi ona sırtını dönmüş bir halde siyasi yaşamının aşağılayıcı son bölümüyle yüzleşiyordu. Delaware sahilindeki evinde yalnız ve hasta bir şekilde… Trump ve Biden’ın kaderi Perşembe günü keskin bir şekilde birbirinden ayrıldı. Trump, Kasım ayında zafere ulaşacağına inanan partisinin koşulsuz desteğiyle adaylığını ilan ederken, Demokratlar ise bölündü ve bazıları, üç hafta önce yeniden seçim kampanyasını serbest düşüşe geçiren dehşet verici bir tartışma performansının ardından başkanlarının onları ezici bir yenilgiye götürebileceğinden korkuyor.
Trump konuşmasının sonunda Butler’da ölümle burun buruna geldiği silahlı saldırıya döndü: “Geçtiğimiz Cumartesi günü yaşananlar bir şeyi açıkça ortaya koyuyorsa, o da yeryüzünde sahip olduğumuz her bir anın Tanrı’nın bir armağanı olduğudur.”
Konuşmasını, “Trumpizm’in” temel vaatlerinden biri olan “Amerika’yı hızlı bir şekilde geliştirmenin kolay olduğu” sözüyle bitirdi. “Bizi hiç kimse durduramayacak” dedi, “basitçe söylemek gerekirse, Amerika’yı çok hızlı bir şekilde yeniden yücelteceğiz.”