‘Pensilvanya’da neler oluyor?’ tartışması: Şimdi de bir fotoğraf ortaya atıldı
ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın kabinesini belirlemek için yaptığı toplantılar şekillenmeye başladı. Trump eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve ABD'nin eski BM Temsilcisi Nikki Haley'nin hükümette olmayacağını açıkladı.
Önümüzdeki dört yıl ABD’yi yönetecek Donald Trump ocak ayında görevi devralacak. Ancak o zamana kadar en çok tartışılacak konulardan biri kabinesinde kimlerin yer alacağı. Tahmin edilen bazı isimler var, bunlardan biri Trump’a sadakatiyle bilinen eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’ydu. Ancak Trump cumartesi günü hükümete ne Pompeo’nun ne de ön seçimlerde rakibi olmakla birlikte sonra onu destekleyen Nikki Haley’nin davet edileceğini söyledi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın yarıştan çekilmesinden sonra Kamala Harris’e karşı yarışıp kazanan Trump geçiş hükümetinin nasıl olacağı konusunda görüşmelere başladı. Trump’ın sosyal medya platformu Truth Social’dan yaptığı duyuru Cumhuriyetçiler içindeki ideolojik farklılıkların üstesinden gelmeye çalışan başkanın karar verme sürecinin ilk göstergelerinden biri oldu.
Her iki ismin de dışarıda bırakılması Trump’ın dış politikasında atacağı adımlara dair ilk işaretleri veriyor. Hem Haley hem de Pompeo ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımını destekleyen siyasetçiler. Bu da Trump’ın Ukrayna’ya destek vermeme konusundaki kararlılığını gözler önüne seriyor.
Trump paylaşımında “Eski (Birleşmiş Milletler) Büyükelçi Nikki Haley ve eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu oluşturma aşamasındaki Trump hükümetine davet etmeyeceğim. Daha önce ikisiyle de çalışmaktan büyük keyif aldım ve ikisini de takdir ettim. Ülkemize verdikleri hizmetlerden dolayı onlara teşekkürlerimi iletmek isterim” dedi.
Bir zaman CIA başkanı da olan Pompeo ön seçimlerde eski patronuna meydan okumamayı seçerek sadakatini göstermişti. Hem bu sebeple hem de önceki Trump döneminde sorun yaşamaması nedeniyle ya dışişleri bakanlığı ya da savunma bakanlığına getirilmesi bekleniyordu. Ancak son dönemde Trump’a eleştirileri artmıştı. Pompeo geçen yılki Muhafazakâr Siyasi Eylem Konferansı’nda Cumhuriyetçileri “kendi kimlik siyasetiyle öne çıkan, kırılgan egolu ve gerçekleri kabullenmekten kaçınan ünlü liderleri” takip etmemeleri konusunda uyarmıştı.Bu sözlerin Trump’a gönderme olduğu düşünülmüştü. Daha sonra Fox News’te yayınlanan söyleşisinde bahsettiği kişinin Trump olmadığını söylese de eski başkanın maliye politikasını eleştirmekten de kaçınmamıştı.
Pompeo 2022’de FBI’ın Trump’ın Mar-a-Lago’daki evine baskın düzenlemesinin ardından Cumhuriyetçi liderlerin gizli belgeleri saklamasını da eleştirmişti. “Hiç kimse gizli belgeleri olmaları gereken yerin dışında tutamaz. Bu kesinlikle böyle” diyen Pompeo Adalet Bakanlığı’nı da olayı ele alış biçiminden dolayı kınamıştı.
🎈İran’a “maksimum baskı” politikasının mimarlarından. Bu politika çerçevesinde ABD, İran’la nükleer müzakere görüşmelerinden çekildi.
🎈ABD-Çin ilişkilerinde sert bir çizgi çizildi. Özellikle Çin’in Uygur Türklerine uyguladığı baskılar ve Hong Kong’da siyasi özgürlüğün kısıtlanması gibi konularda şiddetli eleştirilerde bulundu. Çin’i çevreleme politikası da Trump döneminde başladı.
🎈İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Sudan ve Fas arasında 2020’de imzalanan İbrahim Anlaşmaları’nın arkasındaki diplomatik çabalarda rol oynadı. Ayrıca Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerini “yasalara aykırı görmediğini” açıkladı. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması da yine bu döneme denk geliyor.
🎈Kuzey Kore ile ilişkilerde ilerleme kaydedildi. Trump Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile görüşen ilk ABD başkanı oldu. Üç kez yapılan görüşmelerde nükleer konusunda tam ilerleme kaydedilmemişse de Güney ve Kuzey Kore arasında buzlar bir nebze eridi.
🎈NATO müttefiklerine daha fazla savunma harcamaları yapmaları için baskı uygulandı.
🎈ABD ve Taliban arasındaki barış müzakerelerine katıldı. Ancak ABD askerlerinin çekilmesi Biden yönetiminde meydana geldi.
Ön seçimlerden çekilen son Cumhuriyetçi olan Haley seçimden birkaç gün önce Trump kampanyasının kadınları ve azınlıkları partiden uzaklaştırdığını söylemiş, özellikle de Madison Square Garden’da düzenlenen Trump mitingindeki ırkçı ve kadın düşmanı söylemlere dikkat çekmişti. Haley o zaman “Bu kankacılık ve errrkeklik konusu kadınları rahatsız edecek kadar sinirlendiriyor” demişti.
Yine de seçim gününden birkaç gün önce Wall Street Journal’da “Neden Trump’ı seçmeliyiz” başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ayrıca Trump’ın kampanyasına danışmanlık yapmak için defalarca teklif götürdü, ama Trump Haley ile arasına mesafe koydu. İşin ironik tarafı da analistler dahil herkes kadınların seçimlere damga vuracağını düşünüyordu. Çünkü istatistiklere göre kadınların oy kullanma ihtimali erkeklere göre daha yüksek. Ancak Trump’ın erkeklere oynaması işe yaramış görünüyor. Özellikle de Trump’a oy veren siyah ve Hispanik erkeklerin oranına bakıldığında.
Haley’nin ilk Trump döneminde dış politikaya yaklaşımı şöyleydi:
🎈Birleşmiş Milletler’de İsrail’in en güçlü savunucularından oldu. 2017’de ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararını şiddetle savundu.
🎈İran’ın nükleer silahlanma girişimlerine çok sert karşı çıktı. İran nükleer anlaşmasının yeniden müzakere edilmesi gerektiğini vurguladı.
Haley’nin sözcüsü Chaney Denton “Büyükelçi Haley Birleşmiş Milletler’de Amerika’yı savunurken Başkan Trump ile çalışmaktan gurur duyuyordu. Hem Trump’a hem de hükümetinde yer alacak kişilere önümüzdeki dört yıl boyunca bizi daha güçlü ve daha güvenli Amerika’ya götürmeleri için başarı diliyor” dedi. Pompeo’nun sözcüsü ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.