Putin’in savaş faturasına ummadığı bir yardım: Petrol fiyatları
Eski Fox sunucusu Tucker Carlson, Rusya lideri Putin ile yaptığı söyleşiyi gece yayınladı. Video yalnızca bir saatte 18 milyon izlenmeye ulaştı. Videoda ara ara şaka da yapan Putin'in ılımlı tavrı dikkat çekti. Batı ise bu röportaja tepkili.
Eski Fox sunucusu, Amerikan sağ medyasının önde gelen isimlerinden Tucker Carlson, Batı medyasını Ukrayna savaşında “propaganda yapmak”la suçlamasının ardından, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile söyleşisini hem kendi sitesinden hem de X’ten yayınladı. Carlson bu söyleşinin Batılı hükümetler tarafından sansürlenmeye çalışılacağını ancak X’in sahibi Elon Musk’tan videoyu yayınlamak için izin aldığını söyledi. Carlson ve Putin’in görüşmesi iki saat sürdü ve video boyunca yalnızca Ukrayna savaşı değil, teknoloji gibi alanlara da değinildi, gülüşmeler havada uçuştu.
Videonun içinde neler olduğuna geçmeden önce ilginin ne kadar büyük olduğundan bahsetmek gerekiyor. Carlson’ın Rusya’da olmasının ortaya çıkmasının ardından tartışmalar süregelirken Carlson, “Neden Putin ile söyleşi yapacağım?” başlıklı bir video yayınlayarak, Batı’nın olayı hep tek taraflı gösterdiğini, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’ye mikrofon uzatırken Putin’e söz hakkı tanınmadığını belirtti. Carlson, büyük ölçüde Amerikan halkının vergileriyle devam eden savaşla ilgili olarak her iki tarafın da gerekçelerinin dinlenmesi gerektiğini vurguladı.
Gazetecinin gerekçelerini sıraladığı dört dakikalık video öylesine etkili olmuş ki video yalnızca X’te 1 saatte 18 milyon görüntülenmeye ulaştı. 1 saat içinde 80 binden fazla retweet alan gönderiyi 232 binden fazla kişi de beğendi. Elon Musk’ın bizzat abone olduğu parodi hesabı, “Tucker Carlson ve Putin X’te mi? X kullanıcısı olmak için harika bir gün” diye tweet attı.
Ep. 73 The Vladimir Putin Interview pic.twitter.com/67YuZRkfLL
— Tucker Carlson (@TuckerCarlson) February 8, 2024
Videonun içeriğine gelecek olursak, iki saatlik görüşmenin ilk 30 dakikasında Putin Rusya, Litvanya, Polonya ve Ukrayna tarihini anlattı. İzleyicileri dokuzuncu yüzyıldaki Bilge Oleg zamanına götüren Putin, oradan 1300’lü yıllardaki savaşlara ve Lenin’in dış politikasına uzanan bir konuşma yaptı. Sonunda konu 21’nci yüzyıldaki savaşa geldiğinde Putin, Ukrayna’daki savaşı ABD ve diğer Batılı ülkelerin uzattığını savundu. Ukrayna ile barış görüşmelerinin “neredeyse tamamlandığını” ancak sonrasında Kiev’in tüm anlaşmaları çöpe atarak Batı’nın, Avrupalı ülkelerin ve ABD’nin Rusya ile sonuna kadar savaşı sürdürme talimatına uyduğunu söyledi. Putin, konuşması sırasında Ukrayna’nın bazı bölgelerinin uzun zamandır Rusya’ya ait olduğunu savundu.
Ukrayna’daki hedeflere henüz ulaşılamadığını da belirten Putin, gayelerinden birinin “Nazilerden arındırma” olduğunu söyledi ve bununla neyi kast ettiğini ilk kez bir medya kuruluşuna anlattı: “Her türlü neo-Nazi hareketin yasaklanması anlamına geliyor. Bu kavramı kullanan, uygulanmasını destekleyen ve bu görüşü korumaya çalışan herkesten kurtulmalıyız.”
Öte yandan Putin, Ukrayna işgalinin nasıl sona ereceği konusunda her zamankinden daha açık yüreklilikle konuştu: Askeri bir zaferle sonlanmayacaktı, Batı ile anlaşma yoluyla sonlanacaktı. Röportajın sonunda Carlson’a savaşı sona erdirmek için zamanın geldiğini belirten Putin, “Batı’da iktidarda olanlar Rusya’nın savaş alanında yenilmeyeceğini anladı. Eğer bu farkındalık oluştuysa bundan sonra ne yapacaklarını düşünmek zorundalar. Biz diyaloğa açığız” dedi.
Rus lider Amerikan başkanlarıyla olan ilişkilerine de değindi. Bill Clinton’un Rusya’nın NATO ittifakına katılmasını önerdiğini ama kısa süre sonra bu tavsiyesinigeri çektiğini anlatan Putin, George W. Bush ile de “çok iyi ilişkisi olduğunu” söyledi ve ekledi: “Bush herhangi bir Amerikalı, Rus ya da Avrupalı politikacıdan daha kötü değildi. Sizi temin ederim, ne yaptığını en az diğerleri kadar iyi biliyordu.” Trump ile de iletişiminin olduğunu söyleyen Putin, ABD Başkanı Joe Biden ile en son ne zaman görüştüğünü ise hatırlamadığını belirtti.
Bu arada Putin’in ölçülü tavrı da dikkat çekti. Zira röportajın bir yerinde, “Batı toplumu daha pragmatiktir. Rus halkı ise daha çok ebedi olanı, ahlaki değerleri düşünür” sözlerini dile getirdi. Batı’nın izlediği yolda “beis olmadığını” sözlerine ekleyen Putin, bu yolun “üretim ve hatta bilimde başarılara vesile olduğunu” söyledi. Aslında Putin bu sözleriyle sorununun Batı ile değil, hegemonyasını kurmaya çalışan siyasi elitle olduğunu bir kez daha vurgulamış oldu.
Teknoloji de konuşulan konulardan biriydi. Elon Musk’ın şirketi Neuralink geçen haftalarda insan hastanın beynine çip yerleştirdiklerini söylemişti. Carlson Putin’e bu konuyla ilgili ne düşündüğünü sorunca, “Bence Elon Musk’ı durdurmanın bir yolu yok. Uygun gördüğü her şeyi yapıyor” dedi.
Carlson mülakat sırasında Putin’e Wall Street Journal’ın geçen yıl mart ayında casusluk suçlamasından gözaltına alınan muhabiri Evan Gerşkoviç’ten de bahsetti. Gazeteci Gerşkoviç’in serbest bırakılması konusunda baskı yaparken, Putin ise 32 yaşındaki tutuklu muhabirin “gizli belgeleri ele geçirmeye çalışırken suçüstü yakalandığını” ve “ABD’nin istihbarat servisleri için çalıştığını” iddia etti. Yine de Rus lider Gerşkoviç’in serbest bırakılmasını konuşmaya hazır olduğunu belirtti.
Carlson videoyu yayınlamadan önce de yayınladıktan sonra da Batı’nın ağır eleştirileri altında kaldı. Seçim öncesinde Hillary Clinton, Carlson için “Putin’in işine yarayan bir aptal” nitelemesi kullandı ve “Doğru olmayan şeyler söylüyor” dedi. çarşamba günü MSNBC’ye konuşan Clinton, “Vladimir Putin’in Ukrayna hakkındaki yalanlarını papağan gibi tekrarlıyor. Bu nedenle Putin’in ona neden röportaj verdiğini anlayabiliyorum. Çünkü onun aracılığıyla Ukrayna’daki hedeflerinin ne olduğu ve ne olmasını beklediği konusunda yalan söylemeye devam edebilecek” dedi.
CNN sunucusu Abby Phillips ise Batılı gazetecilerin Putin ile röportaj yapma zahmetine girmediği iddialarını yalanlayarak, “CNN’de dahil olmak üzere pek çok büyük yayın organı Putin’den röportaj talebinde bulundu” dedi. Hatta Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov da Carlson’un iddiasını çürüterek, “Başkan ile röportaj yapmak isteyen gazetecilerden çok sayıda talep alıyoruz” dedi. Putin’in bir Batılı gazeteciye konuştuğu son röportaj 2021 yılına ait ve CNBC ile yapılmış. Ama savaşın ardından yalnızca Rus, Kazak ve Çin medyasına konuştu.
Putin’in konuşacak Batılı isim olarak Carlson’ı seçmesi çok da tesadüf sayılmaz. Çünkü ABD’li gazeteci bu zamana kadar ABD’nin Ukrayna yardımlarını eleştirdi. Ayrıca Ukrayna savaşında Kiev’in ABD’den aldığı yardımların durması, ABD’deki başkanlık seçimlerinde Trump’ın öne çıkması gibi konular etkin olmuş olabilir. Carnegie Rusya Avrasya Merkezi’nde kıdemli araştırmacılardan Tatyana Stanovaya, bu koşulların bir araya gelmesinin Putin’e böyle bir iş için “en doğru zamanın geldiğini” hissettirdiğini belirtiyor.
Röportaj yayınlandıktan sonra İngiliz gazetesi The Guardian, “ABD’nin Ukrayna’ya verdiği sıkça eleştiren ve Zelenski’den ‘Ukraynalı pezevenk’ ve ‘sıçan’ diye bahseden Carlson yeni bir rezillik seviyesine ulaştı” diye yazdı ve söyleşinin açılışının “hayal kırıklığı” olduğunu belirtti.
NYT ise Putin’in sözlerinin altyazılı değil de dublajla verilmesine tepki göstererek, “İzleyiciler Carlson’ın yayınındaki dublajlı çeviriye güvenmek zorunda bırakıldı” dedi.
Fox News’in önde gelen haber sunucularından Carlson geçen yıl eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2020 seçim yenilgisine fesat karıştırıldığı iddialarını canlı yayında dile getirdiği için Fox News 787.5 milyon dolar ceza ödemek zorunda kaldı. Bu astronomik rakamın ardından Carlson kanaldan kovuldu.