Abdullah Gül, Yunan basınına konuştu: Kıbrıs çözülürse Akdeniz’e refah gelir
İsrail Cumhurbaşkanı Herzog, Bakü'deki COP29 Zirvesine gidemedi. Çünkü Türkiye İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un uçağına hava sahasını kullanma izni vermedi. Bu hamle Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilimi bir kez daha gün yüzüne çıkardı.
Bakü’de düzenlenen COP29 İklim Zirvesi’ne katılmak isteyen İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog hiç beklemediği bir engelle karşılaştı. Türkiye Herzog’un uçağına hava sahasını kullanma izni vermedi. Bu durum Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde uzun süredir devam eden gerilimlere yeni bir boyut ekledi.
İsrailli yetkililer 12-13 Kasım tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen zirve öncesinde, Herzog’un uçağı için Türk hava sahasını kullanma izni talep etti. Ancak bu talep Türk makamları tarafından reddedildi. Al-Monitor’e konuşan Türk yetkililer, uçuş izninin gerçekten de verilmediğini doğruladı.
Bu gelişmenin ardından İsrail basınında Herzog’un Azerbaycan ziyaretini “güvenlik endişeleri” nedeniyle iptal ettiği yönünde haberler yer aldı. Ancak, olayın arka planında yalnızca güvenlik kaygılarının değil, iki ülke arasındaki siyasi gerilimlerin de etkili olduğu açık.
Bir zamanlar iki yakın müttefik olan Türkiye ve İsrail, son yıllarda gelgitli bir ilişki yaşıyor. Mart 2022’de İsrail Cumhurbaşkanı Herzog’un Türkiye’yi ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir normalleşme döneminin habercisi olmuştu. Bu ziyaret 15 yıl aradan sonra bir İsrail Cumhurbaşkanı’nın gerçekleştirdiği ilk resmi ziyaret olarak tarihe geçmişti. Bu süreçte, büyükelçilerin yeniden görevlendirilmesi ve ticari ilişkilerin canlanması gibi olumlu adımlar atılmıştı.
Ancak Hamas’ın 7 Ekim’de gerçekleştirdiği ‘Aksa Tufanı Operasyonu’ adlı saldırılar ve İsrail’in buna yanıt olarak Gazze’ye yönelik yoğun saldırıları ilişkileri yeniden çıkmaza soktu. Türkiye, yaşanan gelişmelerin ardından İsrail Büyükelçisi’ni geri çağırarak ilişkileri askıya aldı. Bu dönemde Türkiye’nin Hamas’a verdiği açık destek Batı ülkelerinin ve İsrail’in sert eleştirilerine neden oldu.
Türkiye 2023 yılının mayıs ayında İsrail ile ticari ilişkileri durdurduğunu açıklasa da bu konuda kamuoyunda soru işaretleri oluşmaya devam ediyor. Özellikle iklim aktivistleri İsrailli şirketlere ait konteynerlerin Türkiye limanlarından geçtiği iddiaları üzerine protestolar düzenledi. Bu gösterilerden biri, 2 Kasım’da Ambarlı Limanı’nda gerçekleşti. Protestocular İsrail’e malzeme taşıdığı öne sürülen konteynerlerin geçişini engellemeye çalıştı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bu iddiaları yalanlasa da Türkiye’nin İsrail ile ekonomik ilişkilerindeki belirsizlik, kamuoyunun ilgisini çekmeye devam ediyor.
Diplomatik krizlerin gölgesi geçtiğimiz günlerde düzenlenen Saha EXPO Fuarı’na da düştü. Fuarda bir kişi, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’a İngiliz savunma şirketi BAE Systems’in fuarda bulunmasına ilişkin sert bir soru yöneltti. Bu şirketin İsrail’e silah tedarik eden en büyük şirketlerden biri olduğunu belirten kişi, güvenlik görevlilerinin müdahalesiyle susturuldu. Bakan Fidan ise soruyu yanıtsız bıraktı.
Türkiye’nin COP29 öncesinde Herzog’a yönelik hava sahası engeli, iki ülke arasındaki ilişkilerdeki kırılganlığı bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hamle, sadece İsrail ile değil, bölgedeki diğer ülkelerle de Türkiye’nin dış politikasında yeni bir dönemin işaretçisi olabilir. Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini tamamen askıya alması, özellikle bölgesel dengeler ve enerji politikaları açısından dikkatle takip ediliyor.
COP29 Zirvesi’nin gölgesinde yaşanan bu olay Türkiye-İsrail ilişkilerindeki uzun soluklu krizlerin bir yansıması olarak kayıtlara geçti.