Biden-Şi zirvesi yetmedi; Güney Çin denizi hâlâ dalgalı
NATO ülkelerinin liderleri yarın ABD'de bir araya geliyor. Konuşacakları konuların başını Ukrayna ve Rusya çekiyor. Ama diplomatlara göre Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği destek nedeniyle Çin de sonuç bildirisinde kınanacak.
NATO’ya üye ülkelerin liderleri yarın Washington’da bir araya gelecek. Gündemleri Ukrayna, Rusya ve Avrupa’nın savunma harcamaları olacak. Tüm bunların ötesinde NATO’nun beş yıl öncesine kadar adını bile anmadığı, ittifak topraklarından da uzak olan bir ülke de gündem maddelerinden olacak: Çin.
Beijing NATO’yu oluşturan 32 ülkeden uzakta olsa da Asya-Pasifik bölgesindeki nüfuzu, ticari ürünlerinin Avrupa pazarındaki hakimiyeti ve Rusya’ya verdiği destekle daha çok gündem konusu olmaya başladı. Avrupa’nın ağır yaptırımlara rağmen ayakta durmasını sağlayan ülkelerden biri Çin. Ayrıca NATO ülkeleri, Çin’in kendi toprakları içinde casusluk, siber saldırı ve dezenformasyon kampanyaları yürütmekle suçluyor. Wall Street Journal’ın NATO üyesi ülkelerin diplomatlarına dayandırdığı habere göre zirve bildirisinde Rusya’nın Ukrayna’ya işgaline destek verdiği için Çin’in de kınanması planlanıyor.
Kısa süre öncesine kadar Avrupa ve Asya’nın jeopolitik olarak birbirlerinden ayrı noktalarda durduğu varsayılsa da artık durum bunun ötesine geçmiş durumda. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı kısa süre önce Brüksel’e ziyareti sırasında “Artık iki bölgenin stratejik olarak birbirine nasıl bağlı olduğu daha iyi anlaşılıyor” dedi.
Japonya Başbakanı Kişida Fumio’nun nisan ayında Temsilciler Meclisi’nde yaptığı konuşmada gündeme getirdiği konulardan ilki Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliydi örneğin. Kongrenin Ukrayna’ya 61 milyar dolarlık askeri desteği onaylamasından günler önce konuşmasını yapan Kişida “Sıkça dile getirdiğim üzere bugünün Ukraynası yarının Doğu Asyası olabilir” demiş, ABD’nin hem Ukrayna hem de Hint-Pasifik bölgesinde aktif olması gerektiğini söylemişti. Kısa süre sonra İtalya’da düzenlenen G7 zirvesinde Japonya da Ukrayna’ya bu yıl 4,5 milyar dolar yardım yapacağını açıkladı.
Çin’in adayı ilhak etmesinden endişe eden Tayvanlı liderlerin en çok destek aldığı ülkelerden ikisi Litvanya ve Çek Cumhuriyeti. Her iki ülkenin de Doğu Asya’da ekonomik çıkarı olmadığı için Tayvan’a yardım edebiliyorlar. Hem Çin hem de Kuzey Kore’nin son zamanda dile getirdiği sıkıntılardan biri ABD’nin “Asya NATO’su” oluşturmaya çalışması. Bu endişeye neden olan şeylerden biri ABD’nin Güney Kore ve Japonya ile ortak güvenlik anlaşması imzalaması, ABD’nin Avustralya, Hindistan ve Japonya ile oluşturduğu QUAD ittifakı ve Çin’i çevreleyen ülkelerin hepsiyle ABD’nin savunma anlaşması yapması. Uzmanlar bu anlaşmaların birbirinden bağımsız anlaşmalar olduğunu söyleyerek şimdilik Asya NATO’sundan bahsetmenin yersiz olacağını söylüyor.
Öte yandaysa Çin, Kuzey Kutbu üzerinden Atlantik’e gemiler gönderiyor, Avrupa’da liman tesisleri satın alıyor ve Afrika’nın Atlantik’teki kıyılarına deniz erişimi sağlamaya çalışıyor. Bu da Çin gemilerinin NATO filolarının devriye gezdiği sulara girmesine neden oluyor. Ayrıca Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Avrupa ve ABD’den gelen tüm ikazlara rağmen Rus mevkidaşı Vladimir Putin’i Çin’de ağırladı; bu görüşme gayet olumlu bir tonda devam etti. Ayrıca Putin, Çin ziyaretinden kısa süre sonra hem Kuzey Kore hem de Rusya’yı ziyaret etti. Putin’in Kuzey Koreli mevkidaşı Kim Jong Un ile yaptığı savunma anlaşması NATO’nun beşinci maddesinin bir kopyası gibi: İki ülkeden biri savaşa girerse diğeri hemen yardımına koşacak.
NATO, Çin ile ilgili endişelerini ilk kez 2019 sonlarındaki ortak bildiride dile getirdi. Söz konusu Asya ülkesinin adı 2022 yılında ilk kez NATO’nun Stratejik Konsepti’nde yer aldı. Beijing’in askeri yapılanmaları ve ekonomik baskıyı kullanmasının yanı sıra Rusya ile stratejik ortaklığa sahip olduğunun belirtildiği kılavuzda “Çin, belirtilen hırsları ve baskıcı politikalarıyla çıkarlarımıza, güvenliğimize ve değerlerimize meydan okumakta” dendi.
İttifakın Çin ve Asya’ya açılma ihtimali bazı üyelerin hoşuna gitmiyor. Örneğin Fransa geçen yıl NATO’nun Tokyo’da temsilci bulundurması fikrine karşı çıkarak Doğu Asya’nın Kuzey Atlantik’ten çok uzak olduğunu ve üye ülkelerin söz konusu bölgeyle ilgili bireysel ilişkiler yürütmesi gerektiğini savundu. En büyük sorunları Asya’dan ziyade yasadışı göç olan Güney Avrupa ülkeleri de Fransa’yı bu konuda sessiz de olsa destekledi.
Ancak Çin’in Ukrayna’da yaşananları savaş olarak nitelendirmeyi reddetmesi ve Rusya ile yakın ilişkilerini sürdürmesi Avrupa’da görüş değişikliğine neden oldu. NATO’nun görevden daha yeni ayrılan eski Genel Sekreteri Jens Stoltenberg geçen ay Rusya’nın geçen yıl mikroelektronik parçaların yüzde 90’ını Çin’den ithal ettiğini, bu parçaları füze, tank ve uçaklarda kullandığını ve Beijing’in Moskova’ya ileri uydu teknolojisi ve görüntüleme konusunda yardım ettiğini söyledi. Çin’in Rusya’yı desteklemesine rağmen Batı ile de ilişkilerini sürdürmek istediğini gözlemlediğini belirten Stoltenberg “Beijing her ikisine de sahip olamaz. Rusya’nın müttefikleri bedel ödemek zorunda” dedi.
Çin NATO’dan gelen eleştirileri kabul etmiyor. Çin Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili açıklamasında “NATO’nun güç kullanmaya körü körüne inandığı, Soğuk Savaş zihniyetine bağlı kaldığı ve bu tavrıyla hem bölgede hem de dünyada barış ve istikrar için gerçek bir tehdit oluşturduğu” belirtildi. Çin’in barış ve diyalog yolunu desteklediğini belirten bakanlık, “NATO Ukrayna krizindeki rolü üstüne düşünmeli ve suçu Çin’e atmaktan vazgeçmelidir” dedi.