Kota krizi başbakanın istifasını istemeye evrildi: Bangladeş’te en az 85 ölü
Almanya'da radikal İslamcıların 27 Nisan'da düzenlediği 'hilafet' mitingine tepkiler sürüyor. İçişleri Bakanı Faeser "Yanlış yere geldiniz" diyerek göstericileri uyarırken federal meclis de katılımcıları sınır dışı etme seçeneğini değerlendiriyor.
Almanya’da hafta sonu düzenlenen yoğun katılımlı ‘hilafet ve şeriat’ çağrılı mitinge tepkiler çığ gibi yükseliyor. Radikal İslamcı grup ‘Muslim Interaktiv’ Hamburg’da düzenlenen gösteride ‘Alman değerler diktatörlüğünün’ ortadan kaldırılması çağrısı yapmıştı.
Alman yayın organı Focus’un internet servisi gösterideki atmosferi şöyle özetliyor:
“Hamburg’un Steindamm bölgesi… Burası, içerisindeki çok sayıda Türk mağazası ve Doğu kültürünü yansıtan restoran nedeniyle birçok kişi tarafından ‘Küçük İstanbul’ olarak biliniyor. Ancak bu hafta sonu yoldan geçenler kendilerini Kabil’de bir Taliban mitingine katılmış ya da Tahran’da veya Ortadoğu’nun başka bir yerinde Batı karşıtı bir gösterideymiş gibi hissettiler.
Her yerde peçeli kadınlar ve nefret dolu sloganlar atan erkekler… O kadar yüksek sesle bağırıyorlardı ki bu çok korkutucuydu. Cumartesi günü ‘Allahu ekber’ sloganları Steindamm’da hiç ara vermeden kulaklarda çınladı. İslam inancının (kelime-i şehadet) yazılı olduğu beyaz ve siyah bayraklar rüzgarda dalgalandı.”
Masha Allah , Müslümanlar Almanya da Hamburg da sokakta!#türkiye #Hamburg #Muslime #Ummah #Hilafet pic.twitter.com/6mENL7M9vA
— Abu-Dilek (@abuIslam1321) April 27, 2024
Alman yasalarına ve bu yasaların çizdiği özgürlük sınırlarına vurgu yapan gazetedeki yazıda mitinge katılanların uyruklarına da yer verildi ve birçoğunun Alman vatandaşlığına veya ülkede oturum hakkına sahip olduğuna vurgu yapıldı. Yazı şöyle devam ediyor:
Hamburg’da 2020 yılında kurulan Muslim Interaktiv grubu o gün yaklaşık 1100 erkeği ve 10-15 metre mesafede tamamen örtülü duran 80 kadını harekete geçirmişti. Orada olması gereken oluyordu; kadınların alanı en sonda. Göstericiler Almanya’da doğmuşlar, birçoğunun Alman pasaportları var. Özellikle korkutucu olan, katılımcıların Suriye ya da Kuzey Afrika’dan gelen mülteciler olmaması. Almanya’ya yeni gelmiş değiller, akıcı bir şekilde Almanca konuşuyorlar.”
Hamburg am Samstagnachmittag: Hunderte Islamisten demonstrierten für ein Kalifat. Aufgerufen hatte die Gruppierung Muslim Interaktiv, die vom Verfassungsschutz beobachtet wird.
Alle Infos gibt’s hier: https://t.co/23fueJng1J pic.twitter.com/6bk9SAUdxC— NIUS (@niusde_) April 27, 2024
Gazete Raheem Boateng adında bir ‘sosyal medya vaizini’ de öne çıkarıyor ve onun bu kalabalığı Alman devletine karşı provoke ettiğini yazıyor. Gösterilere katılanların çoğunlukla 15-25 yaş aralığına sahip olduğu belirtilen yazıda Boateng’in TikTok kanalında Almanya’daki tüm Müslümanlara çağrılar yaptığını, “zulüm gördüklerini” ve Alman devletine karşı birleşmeleri gerektiğini söylediğine vurgu yapılıyor.
Mitingde konuşma yapan Boateng Focus’un yazısında şöyle özetleniyor: “25 yaşında, Alman anne ve Ganalı babanın çocuğu, Alman vatandaşı. Bu gösterinin organizatörü. Mikrofonu bizzat eline alma fırsatını kaçırmayacağını söylemeye gerek yok. Tişörtlü, kot pantolonlu, bakımlı, sakallı. Kendine has bir tarzı var. Yakışıklı ve iyi eğitimli biri. Takipçilerine kelime-i şehadetle sesleniyor.”
Mitingde konuşma yapan tüm İslamcılar aslında tek bir şeyden bahsediyor; Alman politikacıların ve gazetecilerin yalancı olduğunu savunuyor, entegrasyon politikasının ‘asimilasyona’ yol açtığını öne sürüyorlar.
Alman basını ayrıca gösteriye katılanların özellikle Ortadoğu’da faaliyet yürüten radikal İslamcı örgüt Hizb-üt Tahrir ile bağlantılı olduğunu ileri sürüyor.
Muslim Interaktiv isimli bu grup geçen yılın şubat ayında da İsveç’te Kuran’ın yakılmasına karşı 3 bin 500 kişilik bir gösteri düzenlemiş ve 7 Ekim’deki Hamas saldırılarının ardından İsrail karşıtı bir gösteri organize etmişti.
Hamburg’daki bu miting başkent Berlin’de adeta taşları yerinden oynattı. Federal Meclis’in gündemine de oturan protestoda katılımcılara sert yaptırımlar talep edilecek gibi görünüyor.
Şansölye Olaf Scholz düzenlediği basın toplantısında konuya ilişkin “Tüm İslamcı faaliyetlerin anayasal çerçevede ele alınması gerektiği oldukça açık” diye konuştu. Scholz ayrıca konunun yargı makamlarına taşınacağına da vurgu yaptı.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser gösteri karşısında şoke olduğunu söyledi. X hesabından yaptığı paylaşımda Feaser şöyle dedi:
“Almanya’da kadınlar için eşit haklar, din özgürlüğü ve demokrasi vardır. İslamcı terör propagandasına ve Yahudi nefretine karşı sert önlemler alıyoruz. Hilafet isteyen herkes yanlış yere gelmiştir.”
Sosyal Demokrat Partili (SDP) Hamburg senatörü Andy Grote de Muslim Interaktiv’i örnek göstererek İslamcı aşırılık yanlılarına karşı “sert ve kararlı adımlar” atılması çağrısında bulundu.
Yine SDP’den vekil olan Dirk Wiese de “Hilafetin asla çözüm olmadığını, IŞİD teröründen kaçabilip Almanya’ya gelen çok sayıda insan bizzat biliyor. Bu insanlar hukuk devleti, şiddet, Hamas propagandası ve Yahudilere karşı nefret söylemine göz yummaz” diye konuştu.
Deutsche Welle’ye (DW) konuşan İslamcılık uzmanı Claudia Dantschke de şu açıklamayı yaptı: “Gösteriyi organize eden örgütlerden ‘Muslim Interaktiv’ ismindeki grubun henüz yasaklanmamış olması benim için gizemli bir durum. Çünkü bu grup maskesini çoktan çıkardı.”
Yeşiller milletvekili Lamya Kaddor ise grubu “sadece çok tehlikeli değil Almanya’daki Müslümanlar arasında Gazze meselesini fırsat bilen tamamen marjinal bir grup” olarak da tanımladı.
Alman-İsrail Topluluğu Başkanı Volker Beck ise grubun Hizb-üt Tahrir ile bağlantıları nedeniyle neden yasaklanmadığını sordu.
Öte yandan DW’nin aktardığı verilere göre Alman güvenlik makamları toplam 480 kişiyi dini aşırıcılık gerekçesiyle ‘tehlike teşkil eden kişi’ olarak sınıflandırıyor. Bu 480 kişiden 152’si Alman vatandaşı, 120’si ise çifte vatandaş. İç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı da (Verfassungsschutz) ülkedeki İslamcıların üye potansiyelini 27 bin 480 olarak tahmin ediyor.
Hükümetin gruba karşı harekete geçmesi çağrıları Alman hükümetinin Gazze’de 7 Ekim’de başlayan savaşta İsrail’e desteğini yumuşatmakta isteksiz olduğunu gösterdiği bir dönemde geldi. Almanya 7 Ekim’den bu yana protestolara getirdiği yasaklarla ifade özgürlüğünü bastırmak ve demokrasiyi tehlikeye atmakla suçlanıyor.
Yunanistan’ın açık sözlü eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis ve savaşın ilk birkaç ayında Gazze’de bulunan doktor Ghassan Abu Sittah Almanya’nın uluslararası itibarını zedeleme riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Açıklamanın ardından Varoufakis’in Almanya’ya girişinin yasaklandığı ortaya çıktı.
Almanya’nın Pakistan Büyükelçisi de geçen cumartesi günü protestolarla karşılandı ve göstericiler kendisine “Ülkeniz Filistinlilerin hakları için konuşan insanları acımasızca istismar ediyor” dedi.
Bu ayın başlarında da Nikaragua, Berlin’in silah tedarikiyle Birleşmiş Milletler (BM) Soykırım Sözleşmesi’ni ihlal ettiğini iddia ederek Uluslararası Adalet Divanı’ndan (UAD) Almanya’nın İsrail’e silah satışını durdurmasını istemişti.