OVP’nin inandırıcı olmadığını yapanlar da biliyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bakanlar seçim sonrası popülist politika izlenmeyeceğini, ekonomi programına bağlı kalınacağını belirtirken yeni önlemlerin de hazırlanmakta olduğunu söylüyor. Kamuda tasarruf döneminin başladığına dair bir işaret henüz yok.
Ekonomik sorunlar ve hayat pahalılığı gibi nedenlerle 22 yıl sonra yerel seçimlerde yenilgiye uğrayan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) yeni bir döneme giriyor. Seçimlerden sonra hem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sık sık artık dört yıl seçim yapılmayacağını hatırlatıyor ve ekonomi programına bağlılık mesajları veriyor.
Önceki gün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabine toplantısından sonra açıklama yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni dönemde Orta Vadeli Programı güçlendirecek adımlar atacaklarını belirterek “ Ekonomi ekibimiz bununla ilgili hazırlıkları yaptı. Çok yakında kamuoyuyla paylaşacağız” dedi. Erdoğan hedeflerinin kamuda tasarrufları artırmak ve yatırımları artırmak olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Hedefimiz kamuda tasarrufları artırmak, yatırımları önceliklendirmek, yapısal reformlara hız kazandırmaktır. Büyüme potansiyelini güçlendirmemizin yolu verimliliği ve rekabeti artırmaktan, yüksek katma değere odaklanmaktan geçiyor.”
Erdoğan yine aynı konuşmasında “Kendimiz bedel ödesek dahi ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek her türlü popülist adımdan uzak durduk, duracağız” dedi ve enflasyonla mücadele konusundaki tavırlarının palyatif tedbirlerle günü kurtarmak yerine enflasyonu düşürerek kalıcı refah artışını sağlamak olduğunu vurguladı.
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek de seçimlerin hemen ertesi günü yaptığı açıklamada ekonomi programı bağlı kalınacağını vurgulayarak yatırımcılara güven vermek istemişti.
Erdoğan partisinin dünkü grup toplantısında yaptığı konuşmada da milletin beklentilerini çok iyi bildiklerini belirterek “Artık seçimin de olmadığı önümüzdeki 4 yıl içinde enflasyonla mücadelemizi inşallah zaferle sonuçlandıracağız. Geçmişte yaptık, yine yapacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz da kabine toplantısı sorası basın mensuplarının sorusunu yanıtlarken dört yıla yakın seçimsiz bir döneme girildiği ve bunun büyük bir format olduğunu belirterek şunları söyledi:
”Kamuda tasarruf konusunda bir taraftan Hazine ve Maliye Bakanlığımız bir çalışma yapıyor, bir taraftan da Strateji ve Bütçe Başkanlığımız ciddi bir çalışma yürütüyor. 15 değil çok daha fazla madde var. Bütün bunları bir yerde toparlayıp belli bir süzgeçten geçirip uygulamaya geçeceğiz. Kamuda tasarruf bizim için çok öncelikli bir konu” dedi.
Somut başlıklar verilmediği için hem Erdoğan’ın, hem Yılmaz’ın hem de Şimşek’in son dönemdeki söylemlerindeki önemlerin neler olduğu şimdilik belli değil. Henüz kamu- özel sektör işbirliği projelerinin yeniden pazarlığa açılması, yıllarca önce başlanmış ancak bir türlü bitirilmemiş projelerin durdurulması, Kamu İhale Yasası’nda sevilen şirketlere istenen ihalelerin verilmesine olanak veren düzenlemelerin kaldırılacağına ilişkin bir söylem duyulmadı.
Ancak öteden beri dile pelesenk olan tasarruf konusunda şimdi bakanların ve üst düzey kamu görevlilerinin kullandığı pahalı makam araçları öne çıkıyor. Şimşek’in geçen yıl yayınladığı ve her bakanlığın tasarruf yapılabilecek konuları ve miktarları Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bildirmesini istediği genelgenin sonuçlarıyla ilgili kimsenin bilgisi yok.
Yalnız “hırsıza kilit dayanmaz” sözünün geçerli olduğu özellikle makam araçlarında bir kez daha kanıtlandı. Bakanlıklar başta tüm devlet kurumları için araç satın alınırken durumun Hazine ve Maliye Bakanlığı’na bildirilip izin alınması şart. Ancak bunun için bulunan yol gerçekten bu işle ilgilenen bürokratların birer dahi olduğunu gösteriyor. Çünkü araç kiralıksa Maliye’nin kapısını çalıp boyun büküp izin almanıza gerek yok. Eski aracın yerine yeni modelini kiralayabilirsiniz. Zaten yapılan da o ve bu yüzden bakanların ve üst düzey bürokratların altından yeni model makam araçları eksik olmuyor.
Tasarruf konusunu fiiliyatta geçiştiren hükümetin ve bürokratların aklına konu halk olunca hemen enflasyonla mücadele geliyor. Hükümete yazdığı “enflasyon hedefini neden tutturamadık” mektubunda asgari ücrete enflasyonla mücadele için bir kez zam yapılmamasını vurgulayan Merkez Bankası’na bu kez Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da katıldı. Asgari ücrete Temmuz ayında herhangi bir ara zammın gündemlerinde olmadığını söyleyen Işıkhan, emekliye de enflasyon ya da sözleşme farkı dışında bir zam yapılmayacağını belirtti.
Bakan Işıkhan gazetecilerin sorusu üzerine “Temmuzda ara zam yok, başta nasıl karar aldıysa süreç öyle işleyecek. En düşük emekli aylığı 10 bin lira. Zaten temmuz ayında enflasyondan ya da sözleşmeden kaynaklanan farklar emekli aylıklarına yansıtılacak. Bunun dışında asgari ücrete ara zam düşünmüyoruz” dedi.
Seçim sonrası hem Erdoğan’ın hem de bakanların ekonomiyle ilgili yoğunlaşan söylemleri bugüne kadar soruların çözümü için yalnızca ‘faiz silahı’nı kullanan hükümetin artık ciddi bir programı yürürlüğe koyabileceğini akıllara getiriyor.