Türkiye’den Bloomberg Cinsiyet Eşitliği Endeksi’ne giren tek perakendeci
Ceviz Üreticileri Derneği üyesi 38 üreticinin ürünleri kasımda Migros ve Macrocenter raflarında kiloluk paketlerde tüketiciyle buluşacak. Derneğin hedefi yılda sadece 50 bin ton olan yerli üretimi 10-15 yıl içinde 150 bin tonluk tüketimi karşılayabilecek büyüklüğe taşımak.
Ceviz Üreticileri Derneği (CÜD) yıllık 160 bin tonluk tüketime karşılık sadece 50 bin ton olarak gerçekleşen yerli üretimi artırmak için kolları sıvadı. 3,5 yıl önce kurulan CÜD’ün 38 üyesinin ürünleri kasımdan itibaren Migros ve Macrocenter raflarında bir kiloluk paketler halinde tüketiciyle buluşacak. Böylece tüketiciler nereden ne koşullarda geldiği belli olmayanlar yerine üzerinde hasat tarihi olan lezzetli yerli cevizleri satın alabilecekler. Hedef bu yıl 250 tona ulaşabilmek.
CÜD Başkanı Ömer Ergüder, Edirne Uzunköprü’de Avrupa Tarım’ın üç dönümlük ceviz bahçesinde 12 Ekim’de gerçekleştirilen hasat etkinliğinde yaptığı açıklamada dernek üyelerinin ceviz bahçesi büyüklüğünün 35 bin dekarı bulduğunu belirterek, “Bir milyon ağacımızla dünya standartlarında ceviz üretiyoruz. Bu yıl hasat işlemimiz bittiğinde 4 bin ton rekolteye ulaşacağız. Önümüzdeki 5 yıl içinde 15 bin ton rekolteye ulaşmayı hedefliyoruz. Böylece hem ülke ekonomisine katkıda bulunacak, hem de tüketicileri lezzetli cevizle buluşturacağız” dedi.
Tüketicide ithal yerine yerli ceviz seçimi konusunda farkındalık oluşmaya başladığını söyleyen Ergüder, “Yerli ceviz el değmeden üretiliyor, hasat sonrası hızla sofralara ulaşabiliyor. Çok daha lezzetli ve ithal ürünler karşısında fark yaratıyor. Ekstra hiçbir işleme maruz kalmadan ürettiğimiz cevizimiz doğrudan tüketiciyle buluşuyor. Bu adım hem yerli üreticilere bir ışık olacak hem de tüketiciler sofralarında çok daha sağlıklı ürünlere yer verecek” dedi.
Türkiye’nin en büyük ceviz üreticileri arasında Tekirdağ’da 4100 dönümlük arazisiyle Volnat Tarım’ın sahibi Melek Kürüm ilk sıradayken, onu Türkiye’nin ilk organize ceviz çiftliğinin sahibi Vural Ataman izliyor.
Yıllık bir milyar dolarlık ceviz pazarının 400 milyon dolarını ithalatın oluşturduğunu belirten Ömer Ergüder cevizin yüzde 60’ının ithal edildiğini, Doğu’dan giren kaçak ürünle birlikte oranın yüzde 70’i bulduğuna dikkat çekti. Başta ABD olmak üzere uzun süren gemi yolculuğundan önce cevizlerin böcek ilaçlama işleminden geçtiğini, bununinsan sağlığına etkilerinin ise henüz bilinmediğini vurguladı. İthal cevizin taşıma şartlarından dolayı daha fazla kurutulduğunu, bu nedenle nem oranının yüzde 4-4,5 olduğunu, yerli cevizde ise bu oranın iki katına çıktığını söyleyen Ergüder “Piyasada iki-üç yıllık ithal ceviz de var. Üstünde ne üretim tarihi var, ne de tabi tutulduğu işlemler. Mersin’de iki bin konteyner ürünü depoladılar, pandemide satılmayan ürünü piyasaya sürüyorlar” diye konuştu. Ergüder dernek olarak Ticaret Bakanlığı’ndan taleplerini şöyle sıraladı:
-12 yıl önce ithalatta gümrük vergisi yüzde 43’tü. İthalat lobisinin baskısıyla yüzde 4’e düştü. Bu oranın yükseltilmesini istiyoruz.
-İhtisas gümrükleri kurulmasını istiyoruz. Böylece giren ürünün takibi yapılabilir. Doğu illerinden sıfır gümrükle ceviz ve badem giriyor. Tüm bunların gümrükler vasıtasıyla denetlenmesini istiyoruz.
-Üretim tarihi altı aydan eski ürünlerin kabul edilmemesini istiyoruz. İthal cevizler dökme olarak değil paketler halinde, üzerinde üretim tarihiyle satılsın.
-Adil rekabet ortamı olursa 10-15 yılda kendimize yeter hale gelebiliriz.
Şu anda ceviz üretimi için en büyük tehdidin iklim değişikliği olduğunu söyleyen Ergüder bir ceviz ağacının yıllık su tüketiminin 14 tonu bulduğunu belirtip modern damla sulama sisteminin önemine dikkat çekti.
2024 yılında tahmini ceviz perakende fiyatlarının yaklaşık 150-160 TL olabileceğini tahmin ettiğini belirten Ergüder “Ceviz fiyatı birçok faktöre bağlı olarak değişebiliyor. Bu faktörler arasında üreticiye yansıyan maliyetler, iklim şartları, pazar koşulları gibi etkenler yer alıyor. Dolayısıyla ceviz fiyatına dair kesin bir şey söylemek doğru olmaz. Ama 150 TL ile 160 TL arasında olması gerektiğini söyleyebiliriz” dedi. Ergüder salgından bu yana gübre fiyatlarının üç katına çıktığını vurgulayıp “Üretim maliyetinin yüzde 40’ını mazot, yüzde 20’sini personel gideri oluşturuyor. Nisanda litresi 17,4 lira olan mazot şu an 36,4 lira. Fazla söze hacet yok” diye konuştu.
Etkinliğin ev sahibi Avrupa Tarım Bahçesi’nin kurucu ortağı Ahmet Yazıcıoğlu da 2010 yılından beri 30 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını söyledi. Cevize yatırım yapmaya karar verdiğini söylediğinde dönemin valisinin kendisine “46’lık mısın sen” dediğini anlatan Yazıcıoğlu “Aslında haklı, çünkü yatırımın geri dönüşü 15 yılı buluyor ama ben bu işe sevdalıyım. Çocukken dedelerimden gördüğüm ağaç sevgisini yaşatmak istedim. Ana işim bu olsa ayakta kalamazdım” dedi.
Avrupa Tarım Bahçesi’nin ortağı Haşimcan Yazıcıoğlu da 2013 itibarıyla çalışmalara başladıklarını, ceviz bahçelerinin ilk fidanlarını 2015’te toprakla buluşturduklarını söyledi. Üç bin dönüm araziye sahip olduklarını, bunun 2 bin dönümünde 50 bin adet ağaca ulaştıklarını, Avrupa’nın en yüksek kapasite ve teknolojiye sahip isleme tesislerinden birine sahip olduklarını ifade eden Yazıcıoğlu “Tek parçadan oluşan bir alanda tüm teknolojik mekanizasyon araçlarla el değmeden üretim yapıyoruz. Ürünlerimizin daha kaliteli olması için yapay zekâ dâhil birçok farklı uygulamayı sahamızda kullanıyoruz, sonuçlarını da görüyoruz” dedi.
Hasat etkinliğine konuşmacı olarak katılan gurme Süreyya Üzmez ise Türk gastronomisinde cevizin önemine değindi. Türkiye’nin coğrafik konumu ve köklü geçmişi nedeniyle gastronomi turizminin en çok ziyaret edilen önemli bölgelerden biri olarak üst sıralarda yer aldığını ifade eden Üzmez, “Ceviz, doğanın insanlığa sunduğu eski ve en faydalı yemişlerden biri. Farklı lezzetleriyle dünyaya ün salan Türk mutfağının olmazsa olmazlarından biri olan cevize, soframızın hemen hemen her tarifte rastlayabiliriz” diye konuştu.
Tarımın Türkiye’nin geleceği olduğunu belirten Üzmez “Anadolu’da iki bin yıldan beri ceviz üretiliyor. Tam da bu nedenle tarım kültürünün doğduğu bu topraklarda, binlerce yıllık tarım tecrübesinin mirasıyla sabırla ve gayretle çalışan yerli ceviz üreticileri kaliteli ceviz üretmekle kalmıyor, tüm tarımsal sektörlere öncülük yapmaya özen gösteriyor. Bu nedenle yerli üreticilerimizi destekleme adına ithal ceviz satın almaktan uzak durmalı, yerli ceviz almaya özen göstermeliyiz” dedi. Üzmez Türkiye’de 200 milyar dolarlık endemik bitki potansiyeli olduğuna dikkat çekerek bunu değerlendirmek için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.